Bölüm 11

328 25 2
                                    

*Ödül gecesi

     Geceye gitmeden önce Jin, hazırlanmak için Olivia'yı evden aldı. İkisi de siyah giymeyi tercih ettiler. Kıyafetlerini giydikten sonra saçları yapılırken çalışanlar aralarında konuşuyorlardı.

-Bay V de bu gece burada olacakmış. Ne giyeceğini merak ediyorum, kendisi tasarlamış. Hatta saçlarını da boyamış diyorlar.

-Çok yakışıklı bir adam ne yapsa yakışır.

     Jin bunu duyduğu gibi donakaldı. Onu görmeye hazır mıydı bilmiyordu. Ya da nasıl davranmalıydı, aslında onu görmemezlikten gelmeliyim diye düşündü. Tüm bu düşüncelerin arasında ödül gecesi alanına gitmek üzere arabaya bindiler.

     Geldiklerinde arabadan inerken Jin Olivia'nın elini tuttu. Birden tüm gazeteciler onların önüne toplandı. Herkes şaşkınlık içerisindeydi. İkisi için de bir ilkti çünkü. Korumalarla zar zor kırmızı halıya yürüyorlardı. Çokça flaş patlıyor, sorular geliyordu. Halıya geldiklerinde Jin Olivia'nın belini kavradı, Olivia da elini onun göğsünün üstüne koydu. İnsanlar hayranlıkla bakıyordu ikisine. Jin zaten yakışıklı bir adamdı, Olivia da medyanın ilk defa bu kadar ilgisini çekiyordu. Sırt dekoltesi, zarif elbisesi ve dalgalı saçlarıyla tanrıça gibiydi.

     İçeri girerken görevli onları masalarına yönlendirirken Jin zorla yutkundu.Duygu karmaşası yaşıyordu Oradaydı. Kendi oturacağı masada. Tekrar Olivia'nın elini kavradı ve masalarına doğru yürüdüler. Taehyung da şaşkındı, öylece ona bakıyordu. İkisi de birbirini 10 sene sonra ilk defa görüyordu. Tae ikisini birlikte görünce sinirlendi,kötü hissetti. Sanki kafasını çevirince her şey geçecekmiş gibi Yejin'e döndü. Tam o sırada Olivia ona seslendi

-Bay V, merhaba. Sizi görmekten mutluluk duydum.

-Ah Olivia merhaba. Ben de öyle. Çok güzel görünüyorsun.

-Teşekkür ederim, siz de çok şıksınız ve saçlarınız yakışmış.

     Olivia'nın gülümsemesi üzerine Tae de zorla olsa gülümsedi. Onları izlemeye devam etti. O kadar özlemişti ki Jin'i...Pürüzsüz cildi, dolgun dudakları, yumuşak saçları, geniş omuzları ve güzel elleri... Hepsi bir zaman onundu ama her şeyi kaybetmişti. Jin ona bakmıyordu buna çok öfkelendi. Tören ilerlerken sıra medya şirketi ödüllerine geldiğinde sonuç şaşırtmadı. Jin, Olivia'yı alnında öptü ve sahneye çıktı.

" Bu ödülü 5. alışımız. Bu zamana kadar yanımda olan herkese çok minnettarım. Elimizden geldiğince sizleri doğru haberleri ulaştırmaya çalışıyor ve yalana yer vermiyoruz. Tüm ekibim çok sıkı çalışıyor. Onlarla gurur duyuyorum. Umarım yakınlarım da benimle gurur duyuyordur. Bu ödülü de bu şirketi kurma nedenim olan rahmetli babama ithaf ediyorum. Rahat uyuması için elimden geleni yapacağım. Teşekkür ederim. İyi akşamlar."

     Salonda alkış kıyameti koptu. Nereden olursa olsun herkesin hayran olduğu bir adamdı. Ödülü aldıktan sonra yerine dönmedi, arkaya gitti. Bunu gören Tae cesaretini topladı ve sahne arkasına doğru yürüdü. Tam Jin boş koridorda ilerlerken Tae ona seslendi. Jin, arkasına dönmeden durdu. Bu sesi biliyordu. Dönmek, onu görmek istemedi.

-Jin,nolur konuş benimle. Bağır çağır, küfür et ama susma.

Sinirden gülme krizine giren Jin Taehyung'a döndü.

-Vay canına Kim Taehyung. Uzun zaman oldu değil mi? Hala da bağır çağır ama susma diyebiliyorsun. Ah sendeki cesaretten herkeste olsa keşke.

-Sana her şeyi açıklamama izin ver, nolursun.

-Neyi açıklayacaksın lan sen! Nasıl iyi gittiğini, sikik herifin teki olarak 10 senedir ne güzellikler yaşadığını mı. Siktir git buradan.

-Tamam haklısın,bana ne desen haklısın ama yemin ederim açıklayabilirim. Beni dinle yalnızca ne olursun.

     Tam bunu dediği sırada kapak düşme sesi duydular. Jin gözlerini devirdi ve koridorun sağ tarafından çıkan koridorcuğa doğru yürüdü. Gördükleriyle bir kere daha şok oldu. Jungkook, Jimin'i duvara yaslamıştı ve anlık endişeyle ayrılmak akıllarına bile gelmemişti. Jin'in arkasından yürüyen Tae'nin ağzından şaşkınlık ifadesi çıktı. Jin'in gözlerinden ateşler çıkıyordu ikisini de oracıkta gebertmek istedi.Jimin'e parmağını sallayarak seslendi

-Sakın gözüme gözükme. Eve de gelme, işe de. Hangi cehennemin dibine gidersen git. Seni gördüğüm yerde gebertirim.

Jungkook öne atıldı

-Onu böyle tehdit etme hakkın yok Jin abi. Yanlış bir şey yapmıyoruz. Siz kendinize baksanıza, sorun ne burada sizce?

Jin yukarı baktı ve derin bir nefes aldı

-Bu konular hakkında konuşmak senin haddine değil Jk, kardeşime nasıl davranacağımı sana sormayacağım. Sen de sakın gözüme gözükme. Aynı şeyler senin için de geçerli.

Tam gitmek için yürüdü ki arkadan Olivia'nın seslendiğini duyarak arkasına döndü. Olivia da hepsini bir arada görünce şaşırmıştı.

-Vay canına Jin, Bay V ile tanıştığınızı bilmiyordum. Tekrar merhaba.

-Sen Bay V'yi nereden tanıyorsun pardon?

-Ah sana söylemeyi unuttum geçen hafta bana sezon için iş teklifi getirmişti.

Jin tekrar sinirden gülmeye başladı. Ellerini cebinden çıkardı Olivia'nın saçını okşadı. Her şeyi anlayacak kadar akıllı olduğundan ona kızmak aklının ucundan bile geçmedi.

-Demek sana iş teklifi getirdi.

Jin öldürücü bakışlarını Tae'nin üzerine dikerek cümlesini tekrar etti. Tae de stresli bir şekilde sağa sola bakıyordu.

-Demek ki bir şeylerle gelebiliyormuş Bay V.

O sırada ikisinin asistanı geldi.

-Bay Kim ve Bay V ikinizin bir fotoğrafı isteniyor.

-Gerek yok Bay V kendi fotoğrafını çektirsin.

-Ama efendim medya aynı masada gördü sizi, fotoğrafınızın olması önemli siz de biliyorsunuz.

Jin tekrardan derin nefesler alarak kabul etti. Yan yana durdular. 10 sene sonra tekrardan. Farklı hayatlarla, yeniden.

Fotoğraftan sonra Jin Olivia'nın elini tuttu ve çıkışa doğru yürüdüler

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Fotoğraftan sonra Jin Olivia'nın elini tuttu ve çıkışa doğru yürüdüler. Jin ağlayacak gibiydi. Küfür ede ede ağlamak istiyordu. Kendine yediremedi. Kendine sordu durdu. Neden bunca zaman yoktu da bugünü bekledi. İçinde sadece öfke vardı. Olivia bir şeyler olduğunu fark ettiğinden susmayı tercih etti. Jin bunu gördüğünde dolu gözleriyle ona döndü ve saçlarını öptü.

-İyi ki varsın sevgilim.

-iyi ki varız.





Sonunda karşılaştılar. Buraya kadar geldiğiniz ve bana destek verdiğiniz için teşekkür ederim. Sizi çok seviyorum, iyi ki varsınız bebeklerim!

INTO YOUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin