Bölüm 4

532 40 20
                                    

     Taehyung o sabah şirkete girdiği gibi herkesi denetlemeye başladı. Yeni sezona ve moda şovuna az kalmıştı. Toplantıya gitmeden önce ofisine girdi. Alışkanlıklarından biri her sabah gündeme bakmaktı. Rakiplerini yakından takip ederdi çünkü hiçbir tasarımı tekrara girsin istemezdi. Haberlere girdiği gibi donakaldı. Ekrandaki Jin'di. Geçen etkinlikte giydiği takım elbise çok beğeni almış ve bunun hakkında haber yapılmıştı. Tam o sırada içeri Jungkook girdi:

-Günaydın abi. Neler var bugün gündemde? Dediğin kadınla anlaştım. İki hafta sonra tekrardan bizim için çalışacak bir süreliğine.

Taehyung, Jungkook'a cevap vermedi. Öylece ekrana bakıyordu. Jungkook sinirle ayağa kalktı

-Neye bakıyorsun öyle ben de ba-

Jin'i gördüğünde olan biteni anladı. Taehyung'un elinden tableti aldı.

-Hadi abi gitmemiz lazım. Toplantı saati geldi.

*Taehyung'un gözünden

Bir takım bir insana ancak bu kadar yaklaşabilir. Rakip markamı hiç bu kadar kıskanmamıştım. Onun güzel omuzlarına göre olacak ceketini ben tasarlamak isterdim. Bazen ondan haber alabiliyorum, göz önünde bir insan. Karşısına çıkmaya cesaretim yok. Dün yemeğe bile gidemedim.

Toplantı salonuna girdiğimde herkese selam verdim ve yerime geçtim. Odaklanmam lazımdı. Bu sezon iyi geçerse biraz daha rahatlayacağız. Tüm fikirleri dinledim, notlar aldım ve düzenlemeler yaptım. Mankenleri de gördükten sonra geriye son detaylar kalacak.

Salondan çıkarken Hobi'yi gördüm.

-Hopee! Nasılsın, neler yaptın, dün nasıldı, çocuklar nasıl?

-TaeTae, herkes iyi. İstersen Yoongi'yi ara ve dünü telafi et dün seni sordu.

-Peki,şey...

-Jin mi? İyi ama hala sana öfkeli. İçine çok oturmuş belli. Üstelik bu zamandır bir kere karşısına bile çıkmadın.

-Hobi, çıkıp ne diyecektim tanrı aşkına sen söyle. Ah Jin şerefsiz Tae geldi. Beni lütfen affet mi?

-Bak V, Jin'in tersi ne kadar pis olsa da yumuşak bir adam biliyorsun. Seni affedecekti belki bunu bilmiyoruz. Gerçi hala da bilmiyoruz. Ama çabalamadın bile. Onu öylece bırakma hakkın yoktu, üstelik yanında hala şu sürtük var.

-Lee Yejin mi? Babam yüzünde onunla olduğumu biliyorsun Hobi. Baş manken ve şirkette olmak zorunda. Herkes onu görmek için bekliyor.

-Baban yüzünden onunla olduğunu kim bilmiyor,biliyor musun? Jin.

Hobi sinirle yürüyerek asansöre doğru gitti. Belki haklıydı ama ondan çok çekiniyordum. Gençtim, aptaldım. Yaptıklarım yanlıştı. Ne desem beni affedebilirdi ki? Tüm zamanları nasıl geri alabilirdim?Karşısına elbet bir gün çıkacağım ama o gün, bugün değil. Yejin'in koluma girmesiyle ona döndüm ve zorla gülümsedim.

-Bebeğim, babam bizi yemeğe davet etti. Akşam sekiz. Unutma.

-Tabi unutmam. Seni evden alırım.

     Yejin öpücük atarak gitti. Ne kadar sinsi olduğunu herkes biliyor ama onunla bağımı koparamıyorum. Kaç yaşına gelirsem geleyim babamın otoritesi benim üstümde oluyor. Ne zaman son vereceğim bilmiyorum.

                                                                                   ~ ~ ~ ~ ~

     Akşam yemekte babalarımız yoğun bir konuşmaya girdi. Tam o sırada Bay Lee "Kim Namjung" dediğinde hepimiz aynı anda ona döndük.

-Ne adamdı ama değil mi Jeong-gyu. Sizde onunla yakındınız. İyi bir yöneticiydi,akıllıydı. Şu sıralar da oğlu...sanırım adı Jin'di o revaçta.

Onlar kahkaha atarken Yejin dönüp bana baktı. Hiçbir şey demeden yemeğe devam ettim.Bay Lee susmayı bilmiyordu.

-Katili de hala bulunamadı. Kimlerle sorunu vardı da öldü bilmiyorum. Oğlu da peşinde değil herhalde. Soğuk bir çocuk, babası gibi. Şirketi kendi başına kurması büyük bir başarı ama.

İçim değişik oldu. Gerçekten de o şirketi tırnaklarıyla kazıyarak kurdu. Hep akıllıydı. Babasından sonra onun yanında olamadım. Keşke olsaydım, yaralarını sarsaydım. Her bir gözyaşını silseydim, güzel gözlerinden öpseydim. Yumuşak saçlarını da okşardım, bunu çok severdi. Rezil herifin tekiyim. Babam da söze dahil oldu.

-Ölümü çok ani oldu. O olaydan sonra ne kadar iletişim kurmaya çalışsak da Jin kimseyle konuşmadı.

-Siz yakın değil miydiniz, siz neden peşine düşmediniz?

-Düştüm tabi ama hiçbir kanıt bulunamadı. Kimsenin yapacak bir şeyi kalmadı.

Masada sessizlik oldu. Uzun bir günden sonra kendimi yatağıma attım. Yarına daha da iyi olmalıydım.






Yavaş yavaş bir şeylere giriş yapıyorum. Umarım beğenirsiniz, umarım becerebilirim. Fikirleriniz benim için önemli. Sizi çok seviyorum!

INTO YOUOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz