Bölüm 25

135 12 8
                                    

*Taehyung'un gözünden

      Uyandığımda her yerim ter içindeydi. Kabus üstüne kabus görmüştüm ama sesim bile çıkmamıştı. Sıçrayarak uyandığımda Jin de yavaşça gözlerini açmaya başladı.Onu endişelendirmek istemiyordum tek ihtiyacım olan ona sarılmakta. Gözyaşımı gizlice sildim ve hemen ona sarılarak başını göğsüme yaslayarak saçlarını öptüm. O da benim gibi çok kabus görmüştü biliyorum. Çok zorluk içinden geçmişti Jimin ben yokken olan biten her şeyi anlattı. Her şeye göğüs germek ona zor gelmişti. Annesi de iyi değildi. Jimin'in hem anne babası hem abisi hem dostu olmuş tüm o zamanlar için özür dilercesine sıkı sıkı sarıldım ona. Melek gibi yüzü, geniş omuzları...Her yerini okşamak öpebilmek bir lüks gibiydi. 

      Gözlerini açtığını gördüm. Normalde bana sürekli gülümserdi ama sanki beni anlar gibi öylece baktı ve dudağıma uzandı. Uzun bir öpücük bıraktı. Öpücüğünde her şey var gibiydi. İkimizin çaresizliği, kırgınlığımız, mutluluğumuz ve yaşadıklarımız. Başka hiçbir şey bana u hisleri veremez. O tek ve özel üstelik sadece benim. Sırtımı okşadı ve ayağa kalktı. Bugün Jimin ile ifade vermeye gitmeleri gerekiyordu. Babamı da çağırmış olmaları gerekirdi. Her şeye baştan başlamanın ne kadar zor olduğunun farkındaydım. Ona en azından bir türlü yardımcı olabilmek için ben de ardından kahvaltı hazırlamak için kalktım. Odadan çıkmadan önce giydiği gömleği çıkardım

-Duşa gir, kendine gel olur mu?

Yorgun görünüyordu ama kafasıyla beni onayladı ve banyoya girdi. Mutfağa gittikten sonra televizyonu açtım. Sabah haberlerine denk geldiğimde durdum. Her yerde aynı haber vardı.

"Medya sektörünün ileri gelenlerinden olan Kim Seokjin'in 10 sene önce şüpheli bir şekilde ölen ve zamanının en iyi iletişim şirketlerinden biri sahip Kim Namjung'un dosyası savcının değişmesi ile birlikte tekrardan açıldı. Gelişmeleri önümüzdeki günlerde bildireceğiz."

       Jin sabahını bununla açmasın diye biraz müzik açtım ve yemekleri masaya taşıdım. Jin bir süre gelmeyince merak ettim ama odaya gittiğimde havlularıyla öylece yatakta oturur halde buldum. Ne kadar kocaman adam olmuş gibi görünse de içinde hala 10 sene önceki genç çocuk yatıyordu. Ona yakın olup bunu görmemek imkansız. Vücudunu yavaşça kuruladım ve kıyafetlerini uzattım. Üstünü giydikten sonra önüme oturtarak saçlarını özenle kuruttum. Ona zarar gelmesinden korkuyorum, onu her şeyden korumak istiyorum. Saçını taramayı bitirdiğimde bana doğru döndü ve ellerini dizlerime koyarak bir süre öylece bana baktı. Çenesine elimi koyarak onu öptüm ve masaya doğru çekiştirdim.

-Kim Taehyung bu masayı siz mi hazırladınız ah çok pahalıya patlayacak bu yemek

Endişesini bastırmak için böyle davrandığını biliyordum ben de bozuntuya vermedim.

-Hazırlaması ne kadar zahmetliydi anlatamam

-Şimdi hepsini afiyetle yiyeceğim üzgünüm

İkimiz de gülüştük ve yemeye başladık. Yemek yerken dudakları çok güzel bir hal alıyordu. Bir insanı her dakika öpmek istemek gerçekten mucizevi. Jin'in telefonuyla çalmasıyla birlikte ikimiz de çatallarımızı bıraktık ben de onun konuşmasını bekledim. Telefonu kapattıktan sonra bir şeyleri anlamamış halde kaşlarını çatıp etrafa baktı.

-Kimdi o?

-Olivia

-Bir şey mi oldu, yüzün neden bu halde?

-Olivia babamın kara para aklayıp aklamadığını sordu ama hiçbir fikrim yok. Böyle bir şeyi hiç duymadım bile.

-Kara para aklamak mı? Ne alaka ki şimdi, ne için sormuş?

-Hiçbir şey bilmediğimi söyleyince sonra konuşuruz dedi kapattı ben de anlamadım.

      Saate baktıktan sonra ayaklandı. Ben de ona kapıya kadar eşlik ettim. Yanında gelmemi istemiyordu, bu sefer ısrar etmek yerine onu burada bekleyecektim. Kapıdan çıkmadan önce ona sıkıca sarıldım ve uzunca öptüm. Ona doyamıyordum, üzülmesini istemiyordum. Gülümseyerek arabaya doğru yürüdü

-Sakın bana haber vermeyi unutma yoksa karakolu basarım!

Dediğime güldü

-Tamam sırf beni rezil etmemen için haber veririm.



*Jin'in gözünden

      En kötü anımda bile beni güldürmeyi başarıyordu. Onu da her şeyin içine çekmek istemediğim için evde beni beklemesini istedim. Bana cidden bebek gibi bakıyor. Ne kadar hassas davrandığının farkındayım. O da çok çaresiz. Sadece artık iyi olmamızı istiyorum. Araba evimin önüne geldiğinde Jimin'i bekler halde buldum. O tüm bu olaylar yaşanırken daha da küçüktü. Onda da derin yara bıraktığını biliyorum ama şükür ki yanında her zaman Jungkook var. Mutlu olmasını ve sadece kendi hayatına odaklanmasını sağladığını biliyorum. 

      O zaman ne kadar ağladığını dün gibi hatırlıyorum. Üstelik babam için değil de kaybolan köpeği için ağladığını söylemişti. Örtünün altına girip günlerce çıkmamıştı. Babamın hepimizle özel bir ilişkisi vardı. Bizi kırmaz ama şımarık da yetiştirmezdi. O yüzden bu kadar sorunsuz bir adamın aniden ölmesi herkesi derinden sarstı. İntihar mı cinayet mi hala bilinmiyor fakat ben cinayet olduğundan eminim. Bir adam alnının ortasından kendini vuruyorsa silahın yanında kalması gerekir ama o gün babamın yanında silah yoktu. Hatta hiçbir iz hiçbir kanıt yoktu. Polisler de sadece süreç gereği ne olduğunu bilmiyoruz demişti, medyaya da yansımadı zaten. Arabadan indiğimizde Jimin'e sıkıca sarılarak saçlarını okşadım. Bunu yapmayalı uzun zaman olmuştu sanki.

İçeride ifademizi tamamladıktan sonra polis tekrardan yanımıza geldi.

-Seokjin ve Jimin...Babanızın dosyası artık cinayet masası tarafından ele alınacak. Ne demeliyim bilmiyorum ama bence bu güzel bir şey. O yüzden gözünüz aydın diyeceğim. Lütfen iletişimde kalalım.

      Polisin gülümsemesi ile Jimin boynuma atladı. Bu sefer olayı kapatmak yerine artık olması gerektiği gibi cinayet olarak ele aldılar. Daha umutluyum. En azından babamın kanı yerde kalmayacak. Polise ilgisi için çok kez teşekkür ettik ve oradan ayrıldık.






Merhaba bebeklerim umarım iyisinizdir! Desteğiniz ve nezaketiniz için çok teşekkür ederim, beni çok mutlu ediyorsunuz. Sağlığınıza dikkat edin ve kendinize iyi bakın. Lütfen oy vermeyi unutmayın. Sizi seviyorum!!

INTO YOUWhere stories live. Discover now