19

975 117 57
                                    

"Bakugou, sen aptal veya utangaç değilsin, sikik sikik düşünmeyi kes!" diye mırıldandı kendi kendine sarı saçlı çocuk. Okula geldiğinden beri sınıfından çıkmıyordu, Kirishima'yı görmemek için.

Kirishima bunun farkındaydı. Aslında sınıfına da gidebilirdi ama üstüne gitmek istemedi. Kendi kendine atmalıydı çekingenliğini üstünden. Kirishima zorlasa bile yapamayabilirdi. Bazen kendi hâline bırakmak daha iyiydi.

Kirishima ilk teneffüste hemen Mina ve Sero'yu çağırıp dün olanları anlatmıştı. Gerçi çok detaya da girmemişti. Üstünkörü şekilde anlatmıştı.

Mina ve Sero şaşkınlıktan birkaç dakika konuşamamıştı neredeyse. Bunun olmasını kesinlikle beklemiyorlardı. Sevindiler tabii, ama şaşkınlıkları çok daha baskındı.

Kirishima'nın yüzündeki mutluluğu görebiliyorlardı çünkü çocuk gülümsemeyi kesmiyordu. Sürekli aklında o an vardı, istese de gülmeyi kesemezdi zaten.

Her ne kadar çocuğu zorlamak istemese de o kadar sabırlı bir insan da değildi Kirishima. Telefonunu çıkarıp Bakugou'ya mesaj attı.

Bakugou
Öğlen de kaçma benden

Kaçmıyorum ben!

Neyse ne
Yemeği birlikte yiyeceğiz işte

Tamam

.

Tepsisini sıkı sıkı tutarak Bakugou'nun oturduğu yere ilerledi Kirishima. Biraz heyecanlı hissediyordu nedensizce. Tepsiyi masaya koyunca oturan çocuğun gözleri ona çevrildi.

'Çocuğun dudaklarına bakma sakın!' diye içten içe uyardı kendini Bakugou. Dünden beri öpüşmelerini ve o an hissettiği şeyleri düşünüyordu. Dahasını istediği gerçeğiyle yüzleşmek istemiyordu.

"Sonunda görebildim yüzünü." Kirishima'nın gülerek söylediği cümleye karşın Bakugou bir şey demedi. Konuşmaya başlarsa saçmalayacak gibi bir his vardı içinde.

"Bakugou, her gün nasıl en başa dönmeyi beceriyorsun?"

"Ne?"

"Bir gün gelişme gösteriyorsun iletişim konusunda, diğer gün en başa dönüyorsun. Garipsin."

"Beğenmiyorsan-"

"Beğeniyorum." Gözlerini ayırmadılar birkaç saniye. Bakugou kolasından bir yudum alıp "anlattın mı arkadaşlarına?" diye sordu.

"Evet. Çok detaya girmedim, merak etme."

"Zahmet olmuş. Bari söyle de dik dik bakmasınlar." Kirishima arkadaşlarının oturduğu masaya dönünce ikisi de başka bir şeyle ilgileniyor gibi yapmaya başladı. Kirishima gülerek başını iki yana salladı.

"Üzgünüm. Sadece çok şaşkınlar."

"Niye? İnsan olmam garip mi geldi?"

"Beni reddettikten sonra böyle olması garip gelmiştir."

"Reddetmedim ben seni."

"Siktir git dedin."

"O reddettiğim anlamına gelmiyordu."

"Ne bileyim ben? Boş yere üzüldüm o zaman bak."

"Üzüldün mü?" diye şaşkınlıkla sordu Bakugou. Konuşurken hiç düşünmezdi, çocuğun üzülebileceği aklının ucundan bile geçmemişti.

"E yani! Ne zamandır peşindeyim. Bir de öncesi var bunun."

"Öncesi mi?"

"Oopps. Bunu söylemesem de olurdu."

"Boktan saçlı..devam et."

"Seninle ilk konuştuğumuz günden sonra.." Gözlerini yemeğine dikmiş, Bakugou'ya bakmak istemiyordu. Şimdi utanma sırası ondaydı.

"Fark ettim ki sürekli aklıma geliyorsun. Sonra nasıl olduğunu anlamadığım şekilde senden hoşlanmaya başladım. Seninle konuşmak için zaman kolluyordum. Sonrasını biliyorsun işte."

"İlk konuşmamızdan ne kadar sonra konuştuk?"

"İki ay."

"İki ay boyunca uzaktan uzaktan benden mi hoşlandın? Böyle şeyleri nasıl yapabiliyorsunuz hiç anlamıyorum."

"Duygular işte Bakugou..Biliyorum sana yabancı biraz ama. Öğreneceksin, dert etme." diye alay eden çocuğa burun kırıştırdı Bakugou.

"Ha ha. Komiksin."

"Biliyorum."

stupid || KiriBakuWhere stories live. Discover now