29

881 111 64
                                    

"Sol elle şık işaretlemek ne zormuş. Yamuk yumuk oldu hepsi."

"Bir şey olmaz. Takma."

"Takmıyorum zaten."

"E o zaman?" Kirishima omuz silkip kolasından bir yudum aldı. Bakugou yüzünden o da kola içmeye alışmıştı.

"Aa bak aklıma ne geldi."

"Ne?"

"Şimdi ben eve gidince yalnız olacağım ya.."

"Ee?" Çocuğun ne diyeceğini anlamıştı tabii.

"Kolum kırık, hem alnım da yarıldı ara sıra başım dönüyor falan. Sen de benimle gelip bana bakıcılık mı yapsan?" diye tatlı tatlı sorduğu soruya karşılık Bakugou tek kaşını kaldırdı.

"Bakıcılık ve ben? Emin misin bundan?"

"Evet."

"İyi. Gelirim ama her gün olmaz."

"Niye?"

"Her gün gelirsem alışırım. Sonra çıkamam evinden." Kirishima gülüp "benim için hiçbir sıkıntı yok." diye yanıtladı onu.

"Annem için var ama salak."

"Neyse, buna da razıyım."

"Ol bir zahmet."

.

"Bu yolu yürüyünce ne kadar gerizekalı olduğunu tekrardan hatırladım."

"Ne?"

"Yolunu boşuna uzatıyorsun ya.."

"Sevginin verdiği güçle yürüyorum ben." diyerek göğsünü kabartıp güldü. Bakugou dil çıkarıp "aptalsın." demişti.

"Off, çok acıktım. Bana ne yemek yapacaksın?"

"Beni sadece yemek yapmam için çağırıyorsun, değil mi?"

"Aa olur mu öyle şey? Tabii ki hayır. Ben kendime bakabileceğime güvenmiyorum."

"Neyse, çok iyi bir erkek arkadaş olduğum için şanslısın."

"Tanrım! Bakugou sevgili olduğumuzu kabul edip bunu dile getirdi!" diye heyecanla söylendi Kirishima. Bakugou göz devirip hafifçe çarptı çocuğa.

"Çorba yaparım."

"Ne alaka be?"

"Hastalara çorba yapılmaz mı?"

"O grip olan insanlara yapılır."

"Bana ne. Çorba yapacağım işte, istemezsen zıkkım yersin."

"Ama bebeğim sen her şeye hemen sinirlenirsen olmaz ki."

"Sinirlenmedim ama konuşmaya devam edersen sinirleneceğim."

"Tamam tamam sustum."

Yaklaşık on dakika daha yürüdükten sonra eve varmışlardı. Çantalarını kenara bıraktıklarında Kirishima "gel." diyerek odaya ilerledi.

"Odada ne işimiz var? Çorbayı hemen koyayım da pişsin. Açsın madem."

"Okul kıyafetinle mi duracaksın?"

"Ha?"

"Kıyafet vereceğim giymen için. Pantolon ve gömlekle oturmak isteyeceğini sanmıyorum."

"Peki, sağ ol."

Kirishima dolabından yeşil bir tişört ve siyah bir eşofman çıkarınca Bakugou "ben o tişörtü giymem." diye itiraz etti.

"İtiraz etmek yok, giyeceksin."

"İğrenç görünüyor."

"O benim tişörtüm lan! İğrenç demesene!"

"Öyle ama." Kirishima kıyafetleri çocuğun suratına fırlatıp kendine de bir şeyler çıkardı.

"Şimdi, sen üstümü değiştirmeme yardım edeceksin." dediğinde Bakugou kocaman açtığı gözleriyle "ne?" dedi istemsizce.

"Tişörtümü değiştirememe yardım et işte. Eşofmanı kendim halledebiliyorum."

Bakugou çocuğa yaklaşıp tişörtünün paçalarından kavradı ve yukarı kaldırdı tişörtü. Vücuduna bakmaktan alıkoyamamıştı kendini.

"Bakugou, kafamdan da çıkarsana! Beni mi kesiyorsun yoksa?!" deyince bir an daldığı için çok utandı ve tişörtü çocuğun üzerinden çıkarttı.

"Tamam mükemmelim biliyorum ama gizli gizli kesmene gerek yok. İstersen giyinmeyeyim."

"Salak salak konuşma. Tişörtünü uzat." Kirishima gülerek yatağa koyduğu tişörtü alıp çocuğa verdi. Bakugou hızlıca giydirmişti tişörtü.

"Ulan her konuda beceriklisin he."

"İçeri gidiyorum, giyinince gelirsin."

"Burada giyin. Benden mi utanıyorsun aa!"

"Götlük yapma. İçerideyim." Az önce zaten utanmıştı, bir de şimdi önünde giyinemezdi.

Salonda giyinirken Kirishima sessizce odasından çıkmış, Bakugou'ya görünmeyerek onu izlemeye başlamıştı. Bir sapık gibi göründüğünün farkındaydı ama Bakugou'nun onu görünce vereceği tepkiyi çok merak ediyordu.

Kıyafetlerini çantasına koymak için arkaya döndüğü an Kirishima'yı görmesiyle nefesini tuttu ve kaşlarını çattı.

"Sapık mısın amına koyayım?!"

"Evet. Sana özel ama." diye sırıtınca Bakugou kaşlarını çattı.

"Siktir git çorba falan yapmıyorum sana. Bok ye!"

"Tamam tamam özür dilerim. Çok bakmadım zaten."

"Yalancı."

"Tamam çok baktım ama bir şey olmaz. Niye utanıyorsun ki?"

"Utanmıyorum boktan saçlı. Git giyin."

Kirishima eşofmanını giymek için odasına giderken Bakugou da mutfağa geçti ve çorba yapmak için malzeme aramaya başladı. Utanmıştı ama aynı zamanda garip bir şekilde hoş hissediyordu. Kalbi ya da karnında -emin olamıyordu- bir şeyler sıkışıyordu sanki ama kötü bir hissiyat vermiyordu. Aksine, gülümsemek istemesine yol açıyordu.

stupid || KiriBakuWhere stories live. Discover now