5. BÖLÜM : "YANGIN"

27.4K 512 431
                                    

@arzues23 hitaben

Bölüm Şarkıları /

Velet / Alev

Michele Morrone  / Dark Room

! Oylamadan Bölüme  Geçilmesini  Lütfen

5. " ATEŞ ÇEMBERİ "

Keyifli okumalar.

Belirsizlikle yaşıyan insanlar acı çeken insanlardan daha fazla acı çekmeye mahkumdur. Yıllarca işkence gören insan, yıllarce işkence bekleyen insandan çok daha fazla yıpranır, parçalanır. Acı bedene değil ruha işlerse insan ölür. Senin ruhuna işleyen acıyı başkası değil, sen işler sen, ölüme değil, yaşamaya mahkum olursun. Kendine acı veren insanlar, hasta veye acıdan zevk alan insanlar olmamışlardır. Sevdiği insanlardan acıyı daha fazla tatmak istemeyen insanlardır. Unutmayın, dünya gönlü en geniş tabuttur. Ve sen o tabutta kalbi atan ama ruhu ölenlerdensin. Umut, inaç, sevgi, güven, sabır ve belkide her hakketmiyenin dilinde dolaşan 'aşk' ruha işlemesse sen o kalbi atan ama ruhu ölenlerdensin işte.

Derin ama ciğerlerime ulaşamadan boynuma uzanan ağaç dallarına takılan nefesim soluğumu kesip, can çekişimi zevkle izliyen şeytana baktım. Sinsi gölgesi mekandan ayrılan insanların gölgesi arasında gezinirken hiçte zorlanmıyordu. Bu çok korkunçtu. Kendi ellerimizle bizi sevmiyen insanları aramıza alıyorduk ve bize değer veren insanları bile istiye yaralıyorduk. Bazen şeytanın bile bizden irendiğini düşünüyordum.

Boynumu yakan sıcak nefesin sahibi bileklerimi çözerken mekanda oluşan hareketliğe şaşkınca bakıyordum. Bu adam ne yapmaya çalışıyordu? Herkesi göndererek beni iden iye korkutuyordu. Psikopat resmen, onun neden beni öptüğü için cezanlandıracaktı. Bileğimi saran parmakları tenimle temas etmesiyle yanarken bileğimi çekmeye çalıştım.

"Rahat dur, " dedi sıcak nefesini boynuma üflerken. "Beyaz tenini başka türde kızartmayı planlıyorum."

Zehirli sarmaşık gibi zihnime sızan sesi beni zehirlerken nefesimi tutmuştum. Ah, bu adam ne düşünüyordu. Çıplak üstü benim bile üşümeme sebebiyet verirken o halinden oldukça memnun görünüyordu. Sağ bileğim, metalin yakıcı soğukluğundan kurtulmasıyla bileğimi hareket ettirmeye çalıştım. Hafif bir sızı bileğime gebe kalırken aynı sızının sol bileğimde hissetmem çok uzun sürmemişti. Sol bileğimde soğuk metalden kurtulmasıyla kelepçeye rağmen çekiştirdiğim bileklerime bakmıştım; kızarmış ve demirin izleri halka şeklinde bileğimde oluşmuştu. Yüzüm acıyla buruşurken dikkatle kızaran bileklerimi ovalarken dudaklarımdan kaçan kısık inlemeye engel olamaıştım. Keskin'in beni izlediğinde şupem yoktu ve hafif başımı kaldırıp sert çehresini bakmıştım ama o keskin bir ifadeyle kızaran bileklerime bakıyordu. Siyah saçlarına rağmen görünen çatık kaşları altında yanan mavi gözleri duygusuz bakıyordu. Keskin, sert bir ifadeyle ovaladığım bileklerimi izlerken gözlerimi kaçırıp dikkatlice bileklerimi ovalamaya başladım. Mavi gözleri bileklerimden ayırıp soğuk bir ifadeyle ayak bileklerime bakmasıyla gözlerim geniş omuzlarına ve pazılarında takılı kalmıştı. Belirgin damarları ve iri bedeni gerçek olamicak kadar harika görünüyordu. Ben bileklerimi ovuşturmaya devam ederken, o önümde bir dizini kırıp eğilirken kasılan sırtı ve kol kaslarıyal sertçe yutkundum.

Mavi ve kırmızı ışıkta parlayan beyaz ama hafif buğday teni geceye ay olmasında kimse bir sakınca görmemişti. Hareket eden kolları sırtında oluşturduğu çukurları okyunusun su yetmicekti sanırım. Uzun parmakları sol ayak bileğime temas etmesiyle irkildim ama tepki verememiştim. Yavaş hareketlerle bileğimi kavrayıp dikkatlice çıkarmaya başlamıştı. Ayak bileğim soğuk demirin esaretinden kurtulurken, artık iki ayağımda kelepçelerden kurtulmuştu. Bakmasamda ayak bilekleriminde kızardığını anlamam çok zor olmamıştı. Keskin hızlıca ayaklanırken dolgun dudaklarından çıkan küfürle yüzüm acıdan değil, küfür yüzünden buruşmuştu.

İKİLEM + 18 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin