9. BÖLÜM : "KAYIP"

11.8K 410 181
                                    

🖤 Oy verildikten sonra bölüme geçilsin lütfen 💙

Bu arada yeni kitabın tanıtımı yapıldı. İlk bölüm çok yakında gelecek.

İÇİNDEYİM

Tanrı'nın elinden düşen kalemi alarak kendi kaderimi yazmaya başladım. O kaderde seni öldüreceğimi yazdım ama seni öldüreceğim sayfaları kaybettim. Anladım bebeğim seni öldürmek için tanrı'dan aldığım kalemi yeni bir sayfa açarak devam edicem.

Tanrı'nın elinden düşen kalemi sen alsaydın kaderine yazacağın ilk kelime ne olurdu?

Bölüm Şarkıları /

Bonsai/ Oha

Berkay Altunyay/ Bir Bilsem

Oy verilmeden geçme lütfen.

9. BÖLÜM : "DAVETKAR"

Keyifli okumalar...

Hayat çok şaşırtıcıydı, yaşamak nefes almakla sınırlanıyor, değer verdiğin duyguların kumar masasında satılırken kaybettiklerini bir daha alma fırsatın olmuyordu. Düşünüyorumda hayat bir kumardan farksızdı. Masada duran kartlar hep aynıydı, tek değişen uyuncularıydı. Kumarda şans senden yana değilse hayatta ilk kaybeden sen olursun ama sana verilmeyen şansı sen kendin yaratırsan masayı tüm kartlarıyla beraber elde edersin. Ve masaya uturan her oyuncu seninle oynadığında her seferinde kazanan sen olacaksın.

Masadaki kartlara bakarken hayatın kumardan farksız olmadığını göre biliyordum. Hepimiz bir kart gibiydik oynayan oyuncun elinde durmadan el değiştiriyorduk. Kimine oyunu kazandırıyor, kimine herşeyi kaybettiriyorduk. Tanırı'ın kartlarıydık, kimi kart değerli ve az bulunurken sık ve her oyuncuda dolaşan kart değersizdi. Ama ne varki sana oyunu kazandıran değeriz bulduğun kartlardı halbu ki. Mühim olan değerli bulduğun kartı elde etmek değildi, değersiz bulduğun kartı rakibinin elinde tutmaktı. Oyunu değerli bulduğun kart kazandırmıyordu, bilakis değeriz görünen kart en tehlikelisi ve elde edilmesi en kolay olanıydı.

"Neden bana güveniyorsun?" Uraz'ın şüpheli sesiyle gözlerimi masada duran kartlardan ayırıp Uraz'ın soğuk ifadesine baktım. Mercan yeşili gözleri sorgulayıcı bakıyordu. Keskin'in beni kucağından indirmişti ama hala ona yaslı bir şekilde oturuyordum. Demir ve Oktay bey ortamdaki gerginliğe bir anlam verememiş ve gitmelerini istiyen Keskin'e hayır diyememişlerdi.

Keskin, "Sana güvenmiyorum, bana karşı yapacağın küçük bir yanlış senin için hiç iyi olmaz." dedi net bir sesle. "Akıllı bir adamsın, istediğim herşeyi en sonunda aldığımı anlamışsındır Uraz Altemur."

"Oynadığın oyun çok tehlikeli. Herşeyi kaybetme riskin çok daha büyük, son oyun ve elinde tuttuğun kartlara bakmadın bile." Uraz sinirle konuştuktan sonra ayaklandı, onunla beraber onu belinden sıkıca tutan Berrak'da kalktı.

"Elimde tuttuğum kartın bir önemi yok." Keskin'in ses tonundaki alay neredeyse boşalan mekanın içinde dagalanmıştı. "Bana oyunu kazandıran karşımda oturan aptalın kartı ve elinde tuttuğu kartı biliyorum, siktirtme riskine ne dediysem onu yapacaksın. " dedi dişlerinin arasından.

Uraz, "Bunun için bana biraz zaman ver. İstediğin şey kolayca elde edilen bir şey değil." derken elini cebine atıp cep telefonunu çıkarırken devam etti. "Ne kadar sürer bilmiyorum ama erken bitirmeye çalışıcam." dedi düz bir sesle.

İKİLEM + 18 Where stories live. Discover now