6. BÖLÜM : "ZİNCİR"

17.5K 420 176
                                    

Bölüm Şarkıları /

Evdeki Saat - Uzunlar

Cem Adrin - Bir Kar Tanesi

6.BÖLÜM : "AlGIN"

Aşk okyanus gibi derine indikçe karanlık yanları ortaya çıkan en acı gerçekti.

Tenimiz sıcak olmasına rağmen ruhumuz soğuk olurdu hep, ve bu şeytanın bizi kolayca kandırmasına yardımcı olurken ısınmak isteyen rumuz kül olucağından bir habersiz şeytanın sıcak kolları arasına yerleşip sıcaklığıyla yanılıp küle dönenedek soğuk ruhunu ısıtmaya çalışan kayıp ruh şeytanın sahte maskesini göremicek kadar kör ve çaresizdir.

Arabanın sarılmasıyla gemiden sarsılan düşüncelerim okyanusa düşüp derine doğru yol alırken ürpermiştim. Nemli elbisem tenimi uyuştururken aksine terleyen avuç içimi elbiseme sürüp arabanın ön camından sisli ve puslu havaya bakmıştım. Yağmur yağmayı kesmişti. Ama kara bulutların Ankara'yı terk etmeye hiç niyeti yok gibi ğöğü esareti altına alarak bir babanın evladına uyumadan önce anlattığı masalın umutsuzca başlayan kelimelerini fısıldar gibi gürleyen gök gürültüsü tüylerimin diken diken olmasına neden olmuştu.

Beş dakika önce mekandan hızlıca ayrılmıştık. Keskin tek kelime etmemiş sadece giğinmemi beklemişti. Onun yakıcı bakışlarının altında zarzor elbisemi giye bilmiştim. Arabanın içi hala soğuktu, ısınmak için çıkmadan önce giydiğim montuma biraz daha sarıldım. Gözlerimi karanlık ve puslu geceden ayırıp sert bir ifadeyle arabayı süren Keskin'in yan profiline diktim. Parmak buğumları bembeyaz olmuş deriyi delip geçecek gibi gergindi.

Cipin içinde yanan küçük renkli ışıklar sayesinde onun sert yüz hatlarını seçebiliyordum. Islak saçları ince uzun keskin pençeler şeklinde anlını perdelerken geceye kan kusturan siyah kaşlarının altında elmas gibi parlayan mavi gözleri beni büyülemişti. Çıkıntılı elmacık kemiklerini takip ederek biçimli kalkık burnu oradan da dolgun ustudağını takip eden zehir yeşili gözlerim dolgun lav kızılı dudaklarına takılıp kalmıştı. Hafif aralık duran dudakları kan basıncımı artmıştı. Dudaklarımı en son onu ilkez böyle gördüğüm barda öpmüştü ve aldığım o yabancı tat beni afalatmıştı. Biliyorum, aldığım o tat daha önce hiç almadığım bir tattı. Ve o dolgun dudaklarının sert baskısı kışkırtıcı ve baştan çıkarıcıydı. Islak öpüşmemiz aklımı kaçırmama neden olacak kadar güzel ve benzersizdi. Karıncalanan dudaklarımı birbirine bastırıp yanaklarıma yayılan ısıya mani olmak için gözlerim boynuna tırmandı.

Esmer teninin altında belirgin şiş damarları kıvrak bir yılan gibi boynunu kavrayışı duraksamama neden olmuştu. Üstüne sadece Arman'ı dövmeden önce gidiği siyah deri montu vardı. Çıplak göğsü elmas gibi parlıyor, nefes aldıkça yükselip inen kabarık göğsü aracın içinde bulunan havayı sık soluklar eşliğinde ciğerlerime yönlendirirken her hücrelerimi dolduran sert kül kokusu nefesimin kesilmesine neden olacak kadar benzersizdi. Gözlerimi kaçırıp sertçe yutkundum.

Bir an için aracın içindeki havanın yetmiceğini düşündüm. Gözlerim tekrardan camdan karanlık yola diktim. Muhtemelen Keskin beni farketmişti ama dönüp bakmamıştı. İçine girdiğim utançla yol boyunca bir daha ondan tarafa bakamamıştım. Birkaç kez üzerimde hissettiğim yoğun bakışlarını hissetsemde oturduğum koltuğa iyice sinip yol boyu beni takip eden düşüncelerim zihnimi yalnız bırakmamıştı.

Bugün olanlar kontrolüm dışında gerçekleşmişti. Atılan o bıçaklar beni citti anlamda yaralayan bilirdi ama o an için sadece Keskin'in, Yeliz'e dokunma düşüncesi beni yüz yıllık bir çınar gibi sarmalayan öfke kontrolümü ele geçirmişti. Yaptığım aptalca ola bilirdi ama yine olsa yine yapardım. Tuvale fırça darbesi vuran ressam duraksamıştı, tuvale akıttığı açık renkten vaz geçip daha koyu bir renk sürmeye devam ederken dehşetle tüvali izliyordu.

İKİLEM + 18 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin