17

20.5K 1.7K 328
                                    

28.03.21

Merhaba dostlarrr❤️

Vedadan sonraki gün de dahil olmak üzere kabuğuma çekilip kendimi sakinliğe bırakmıştım. Kimseyle konuşmak istemediğim için telefonumu da kapatmıştım. Hatta kendimle bile bir süre konuşmak istemiyordum. Kafamı kaldırıp duvardaki saate baktığımda çoktan gece yarısını geçmişti, Alper şu an otobüsün içinde İzmir'e doğru yol alıyordu.

Gecenin bu saatinde alacaklı gibi çalan kapıyla irkildim. Etrafta elime alabileceğim bir şey aradım. Hırsız olsa kapıyı çalmazdı herhalde. Kapının merceğinden baktığımda nefes nefese kalmış olan Ali ve Batu'yla karşılaşınca derin bir nefes verdim.

"Oğlum mal mısınız bu saatte böyle kapı mı çalınır?"

"Evren." deyip soluklandıklarında yüzleri kıpkırmızıydı.

"Bir şey söyleceğiz ama panik yapma tamam mı bebeğim?"

Yavaşça içeri geçtiklerinde arkalarından bakakaldım. Birbirlerine kaş göz yapıyorlardı, büyük ihtimal kimin konuşacağı konusunda karar vermeye çalışıyorlardı. Onlar böyle yaptıkça stres katsayım giderek yükseliyordu. Ellerim çoktan terden sırılsıklam olmuştu.

"Söylesenize. Korkutmayın beni."

"Alper taksiyle terminale giderken taksici kaza yapmış."

İki elim aralanan ağzımın üstüne gittiğinde göğsümün üzerine gitmeyecek bir ağırlık çökmüştü. Başka bir şehire gitme düşüncesiyle bile yıkılmışken tamamen hayatımdan çıkma ihtimali beni mahvederdi. Titreyen gözlerimle arkadaşlarıma bakarken destek olmak istercesine ellerini omzuma atıp hafifçe sıktılar.

"İ-iyi mi?" diye mırıldandığımda ayakta duracak gücümün olmadığını hissettiğim için kendimi arkamdaki duvara dayadım.

"Sıkıştığı için vücudu oldukça ezilmiş, bir sürü cam parçası vücuduna battığı için ameliyata almışlar hemen. Sol ayağı kırılmış bir de galiba. Duygu saatlerdir sana ulaşmaya çalışıyormuş ama ulaşamamış. En sonunda bizi aradı. Buraya da Batu'nun babasının arabasını alıp anca gelebildik."

Ali'nin ağzından çıkanları dinlerken kendi başıma gelmiş gibi canım yanmıştı. Portmantoda asılı duran montuma uzanıp hızlıca kapıyı açtım.

"Beni hastaneye götürün."

Hastane koridorunda beni gördüğü gibi dolu dolu bakan, kızarmış, yeşil gözleriyle beni selamlayıp sarılmak için atakta bulunan kızı yarı yolda karşıladım.

"Abin iyi olacak güzelim, korkma." deyip kızın saçlarını okşadığımda hıçkırarak burnunu çekmişti. Şu an her ne kadar desteğe ihtiyacım olsa da bu kızın da benden bir farkı yoktu, şu an ona destek olmak görevimdi. Kafasını kaldırıp göz yaşlarını elinin tersiyle sildi.

"Biliyorum." diyen kıza burukça gülümsedikten sonra koridordaki sandalyede oturan Mustafa'yı ve ellerini cebine sokup duvara dayanan Alpay abiyi farkettim.

"Ameliyattan çıktı. Sıkıştığı için nefes alıp verme konusunda zorlanıyormuş, oksijen maskesi yeterli gelmediği için kısa bir süre yoğun bakımda makineye bağlı kalacakmış. İyi olunca normal odaya alacaklar."

Mustafa yanıma gelip açıklama yaptıktan sonra hafifçe kolumu sıvazlamıştı.

"Gitmesin derken bunu kastetmemiştim ya." deyip Mustafa'ya sarıldığımda sıktığım bedenimi serbest bırakıp göz yaşlarımın akmasına izin verdim. Omzuma konan elin sahibine bakmak için bedenimi Mustafa'dan ayırdığımda Alpay abinin kahverengi gözleriyle karşılaştım. Göz yaşlarımı ondan saklamak ister gibi başımı eğip parmaklarımla hafifçe gözlerimi sildim.

DOLMUŞ | bxbWhere stories live. Discover now