22

15.7K 1.1K 221
                                    


03.04.21

"Nerede kaldı bu çocuk? Yemeğe beklesek mi beklemesek mi ne yapsak?"

Mustafa hala geri dönmemişti. Örtü çoktan yıkanmış, balkonda kurumayı bekliyordu.

"Bilmem ki. Arasana bir."

Telefonu kulağına götürdüyse de Mustafa'nın cevap vermemesiyle geri indirdi.

"Babasını arayayım. O da toplantıdaydı."

"Alo Arif amca nasılsın? Toplantı bitmedi mi hala?"

"Öyle mi?"

"Mustafa bir arkadaşına uğrayacaktı doğru ya. Unutmuşum Arif amca ben o yüzden şey ettim. Hadi görüşürüz."

"Ee toplantı çoktan bitmiş ki. Nerede bu? Zaten o kadar hazırlıkla sadece toplantıya gitmediği belliydi."

"Belki biz yalnız takılmak isteriz diye başka bir yere uğramıştır. Gelir birazdan."

"Aynen olabilir tabi. Gel biz koltuğumuzda uzanmaya devam edelim o zaman."

Beni üzerine çekip durmadan gıdıkladığında ikimiz de kahkahalarla gülmeye başladık.

Anahtar sesini duyduğumuzda ikimiz de bakışlarımızı kapıya çevirdik. Mustafa her zamanki güler yüzüyle bizi karşılamıştı.

"Ben geldim."

"Nerede kaldın oğlum? Acıktık ama seni bekleyelim dedik."

"Toplantı uzadı ya kusura bakmayın."

"Öyle mi?" Alper tek kaşını kaldırıp Mustafa'ya bakarken sinirden yumruğunu sıktığını gördüm. Rahatlaması için elimi elinin üstüne koyup hafifçe okşadım.

"Hı hı. Ben üstümü değiştireyim, siz ne istiyorsanız sipariş verin."

Odasına gidip kapısını kapattığında Alper'le bakıştık. Neden yalan söylemişti ki şimdi?

"Gördün mü bak nasıl da yalan söylüyor. Biz birbirimize yalan söylemeyiz ki. Bir gelsin ben göstereceğim ona. Kim bilir ne işler çeviriyor yine."

"Sakin ol hayatım. Mantıklı bir sebebi vardır belki. Bir dinleyelim."

Mustafa eşofmanlarını giyip yanımıza geldiğinde Alper ona hala ters ters bakmakla meşguldü.

"Anlat bakalım. Naptın toplantıda? Uzun sürmüş ya sıkılmışsındır." Alper'in cümlesindeki imayı konuyu bildiğim için anlamıştım ama dışarıdan bakınca kulağa gayet normal bir cümle gibi geliyordu.

"Hem de nasıl sıkıldım."

Alper iki elini birbirine vurup abartılı bir şekilde "Vah vah, yazık." dediğinde Mustafa yüzünü buruşturmuştu.

"Neden yalan söylüyorsun Mustafa? Yine o adamın yanına mı gidiyorsun sen?"

"Ne? Iy, hayır."

Hangi adamdan bahsettikleri hakkında bir fikrim olmasa da yüzünün girdiği şekle bakarak hiç haz etmedikleri biri olduğunu anlayabilmiştim.

"Ee o zaman? Hani birbirimizden bir şey saklamazdık?"

"Off, tamam söyleyeceğim." Ellerini teslim olur gibi kaldırdığında meraklı bakışlarımızı üzerine diktik.

"Iıııı..." Göz temasını kesip halıya baktı. "Batu'yla beraberdik."

"Ne? Bizim Batu mu?" Alper'in tepki vermesini beklemeden direkt atlamıştım. Mustafa beni kafasıyla onayladı. Tam Alper'le aynı anda ağzımızı açıp bir şey diyecekken "Durun." diyerek lafımızı kesti.

DOLMUŞ | bxbWhere stories live. Discover now