48

5.7K 450 63
                                    

27.04.21

Merhabalarrrr🐥

Ali

Gereğinden az uyuduğum ve yatağın da çok ortopedik olmamasından dolayı dinlenememiş gibi hissediyordum. Kolumdan dürtüklenerek uyandırıldığımda yatakta tepemde dikilen Atlas'ı iterek ince örtüyü kafamın üstüne çektim.

"Hadi Ali. Kahvaltıya başlamışlar bile. Çok uyumuşuz."

Örtünün altından "Uyuyacağım." diye mırıldandığımda sözle kaldırmaktan vazgeçip hayvani yollara başvurmuştu. Öncelikle üstümdeki örtüyü çekmeye çalıştığında ben de üstten tuttum, o çekiştirdikçe ben çekiştirdim, o yandan tuttu ben alttan tuttum derken pes etti.

Bu sefer yatakta üstüme atladığında ne kadar itmeye çalışsam da gitmiyordu. Örtünün altında durmak, sıcak hava artı olarak da üstüme çöken Atlas sayesinde hava almak için örtüyü açmak zorunda kaldım. Örtüyü indirdiğimde sevimli bir şekilde gülümseyip üstümdeki örtüyü tamamen sıyırdı.

"Günaydın Ali."

"Günaydın. Bacaklarımı acıttın he." deyip yan tarafa doğru yuvarlanmasını sağladığımda bu sefer direnmeyip kendini yanıma bıraktı. Yatakta doğrulup kollarımı ileri uzatarak gerinmeye çalışırken bir yandan da birbirine yapışan kirpiklerimi kırpıştırıyordum.

Belimden düşmek üzere olan şortu çekiştirip ayağa kalktığımda ellerimle rastgele bir şekilde saçlarımı karıştırdım. Ön tarafları oldukça uzamış olan saçlarım bir türlü şekil almadığından bileğimdeki siyah lastiği çıkartıp küçük bebeklerin saçları gibi tepede fıskiye gibi topladım.

Kapıdan çıkacakken Atlas beni itekleyip önüme geçmişti, koşar adımlarla merdivenlere yöneldiğinde "Tuvalet ilk benim." diye bağırdı. Altıma yapacak gibi hissettiğim için ilk sırayı ona kaptıramazdım, girince iki saat çıkmıyordu.

"İlk kim kaparsa."

Merdivenlerde birbirimizi itekleyip oldukça gürültü yaparak inerken evdekiler de kafalarını uzatıp "Noluyor ya?" diye söyleniyordu.

"Altıma yapacağım lan çekil."

"Asıl ben yapacağım, sen çekil."

Uzun bacaklarının avantajını kullanarak önüme geçtiğinde hızlıca içeri girip kapıyı yüzüme kapattı. İçerden güldüğüne dair sesler gelirken kapının önünde sallanmaya başladım.

"Çabuk çık bak. Yoksa içeri dalarım."

"Dalarsan dal, banane."

Artık gerçekten altıma yapmak üzereyken kapıyı açmasıyla derin bir nefes bıraktım. Yanımdan geçerken zaferle gülümseyip tepede topladığım saçlarımı parmaklarıyla bir oraya bir buraya attırdı.

"Buyrun Ali Bey."

"Allah razı olsun."

İşimi halledip kurulmuş olan kahvaltı masasında çoktan tabaklarını yarılamış arkadaşlarımın yanına oturdum.

"Ne bağırışıyordunuz sabah sabah?"

"Tuvalet kavgası."

"5 yaşındaki çocuklarla tatile gelmişiz galiba."

Neredeyse sevdiğim tüm insanlar yanımda, tepedeki güneş yakıyor, deniz çarşaf gibi, incecik kumlar sıcaktan korlaşmış, bedenimizde hala tuzlu suyun izleri var, güneş kremi kokusu burnuma geliyor...

DOLMUŞ | bxbWhere stories live. Discover now