25

11.5K 854 128
                                    

06.04.21

Eve dönüş yolunda hala trip atmayı sürdürüyordum. Eve girdiğimiz gibi de "Önce ben, önce ben." diye bağırıp tuvalete koşmuştum yoksa altıma yapacaktım. İşimi hallettikten sonra derin bir nefes verip rahatladım. Odaya girdiğimde kravatının düğümünü açıp gömleğinin tüm ilikli düğmelerini çözüp yatağa yayılıp telefonuna bakan Alper manzarasıyla karşılaştım. Her ne kadar bu görüntü karşısında ağzımın suyu aksa da hiç pas vermeden sırtımı ona döndüm. Belimi sıkan pantolonumdan kurtulduğumda oldukça rahatlamıştım, gömleğin düğmelerini de hızlıca açtıktan sonra yatağın üzerine fırlattım.

Pijamalarıma uzanacakken arkamdan bana yapışan beden sayesinde hareket edemeden kapana kısıldım. Omzumdan boynuma, boynumdan da kulak altıma doğru öpücükler kondurduktan sonra "Küs müyüz yakışıklı?" dediğinde sıcak nefesi kulağıma vurmuştu. Öpücüklerinden kaçmaya çalışırken ani bir hareketle beni döndürüp bu sefer sırtımı dolaba yasladığında yüzlerimiz arasında çok küçük bir mesafe vardı. Kolunu da dolaba dayayıp sabitlediğinde kaçamamıştım.

"Üstümü giyineceğim. Üşüyorum." dediğimde güldü. Kendini bana daha çok bastırdığında çıplak olan üst bedenlerimizin birbirine değmesiyle bir ateş dalgasının vücuduma doğru yükseldiğini hissettim.

"Ben ısıtırım seni."

Eli baksırımdan içeri girdiğinde kalçamı okşayan soğuk parmakları karşısında vücudumdaki tüm tüyler diken diken oldu. Elimle güçlü bileğini tutup baksırımın içinden çıkarıp kaşlarımı çattığımda dudağının kenarı yukarı doğru kıvrılmıştı.

Kolunu indirip kendini geri çektiğinde gevşemiş kravatını boynundan çıkartıp gömleğini de üzerinden attı. Onun da pijamalarını giymeye çalıştığını gördüğümde ben de kendiminkilere uzanıp hızlıca üzerime geçirdim. Giyinip lambayı kapatmaya yeltendiğinde ben çoktan yatağın içine girmiştim. Yorganı boynuna kadar çekip yatakta bana sırtını dönerken "İyi geceler." diye mırıldandığını işittim.

Sabah uyanıp yan tarafa elimi uzattığımda benimle bir vücut olan bedenin sıcaklığının yerinde boş bir yastık, soğuk çarşaf vardı. Gözlerimi kırpıştırarak görüş açımı netleştirdiğimde karşı duvarda asılı olan saate bakıp saatin kaç olduğunu seçmeye çalıştım. Çoktan 12yi geçmişti. Normalde sabahları evde yoğun bir sessizlik olurdu fakat bu sefer birilerinin sohbet ettiğini belirten sesler, kahkahalar hakimdi.

Muz desenli çoraplarımı ayağıma geçirip saçlarımı dahi düzeltmeden adımlarımı salona sürükledim. Alperle, uzun süredir zaman geçirmeye fırsat bulamadığım arkadaşım Aliyi koltukta maç özeti izlerken bulduğumda yüzüme bir gülümseme yerleştirdim.

"Bak bak Aboubakar'ı izle şimdi. Dün akşam bu kısımda kafayı yemiştim anasını satayım."

Ali, heyecanlı bir şekilde parmağıyla pozisyonu göstermeye çalışırken Alper de ayağını diğer dizinin üstüne atmış dikkatli bir şekilde televizyona bakıyordu. İkisi de o an beni görmediği için boğazımı temizleyip seslenme gereği duydum.

"Ali? Hoş geldin."

"Vaayy uyanmışsın paşam. E siz sevgili yapınca beni sattınız ben de kendim geleyim dedim."

Ayağa kalktığında kollarını açıp gel buraya anlamında kafasını salladı. Arkadaşımı bekletmeden hemen onu yarı yolda karşıladım.

"Biraz öyle oldu galiba, kusura bakma kuzum."

"Oğlum saçmalama be. Şaka yapıyorum." Kafama hafifçe vurup zaten karışık olan saçlarımı daha da karıştırdı.

DOLMUŞ | bxbWhere stories live. Discover now