32

7.6K 571 183
                                    

12.04.21

Hafta sonu ne ara bitti yav

Bugün arka arkaya 2 bölüm yayınlayacağım. Bol bol yorum yapın canlar çok hoşuma gidiyor💖💖

Ne zaman öğrenci evimden aile evine gitsem ülkesine dönen gurbetçiler gibi hissetmekten kendimi alıkoyamıyordum. O yüzden öğrenci evime dönerken her zaman içimde garip bir hüzün oluyordu. Bir yandan da tamamen özgür olduğum ortamıma gittiğim için mutlu olmuyor da değildim. Böyle bir duygu karmaşası yaşıyordum işte.

Halı saha evime yürüme mesafesinde olduğu için kapşonumu kafama geçirip sahaya doğru yürümeye başladım. Alperlerle orada buluşacaktık. Henüz 2 saat önce gelmiş olduğum için Alper'i 10 gün sonra ilk kez görecektim. Bu kadar özleyeceğimi tahmin etmezken özlemiştim işte. Alt tarafı 10 gündü ama yine de hemen kollarımı ona sarma isteğiyle dolup taşıyordum. Telefonum öttüğünde bildirim ekranından mesajı okuyup gülümsedim.

Alper Eroğlu❤️: Soyunma odasındayım. Sadece Ali var çabuk gel.

Sahanın yanındaki kulübemsi şeye girdiğimde beni gören sevgilim, Ali'yle olan sohbetini bitirip kollarını açmıştı. Yüzümde sıcacık bir gülümsemeyle kolları arasına girdiğimde özlediğim kokusunu içime işlemek istercesine derin derin soludum.

"Çok özlemişim ya."

"Ben de bebeğim."

Bir anda Alper dudaklarıma eğilip öpmeye başladığında Ali ne yapacağını bilemez bir şekilde ensesini kaşıyıp arkasını döndü. Sonra kapıya doğru yürüdüğünü işittim.

"Ben dışardayım. Biri gelirse söylerim."

Büyük bir açlıkla Alper'in dolgun alt dudağını emerken beni belimden kavrayıp kendine yapıştırmıştı. Kafamı hafif yana eğip dudaklarımızı daha rahat hareket ettirmemizi sağlarken dilini benimkiyle buluşturup birbirlerine kenetlemişti.

"Ayrılın gençler."

Ali, hızlıca kapıyı açıp fısıldadığında hemen üstümüzü başımızı düzeltip Alper'in çantasında bir şey arıyormuş gibi davrandık. İçeri giren birkaç çocuk bize kafa selamı verirken Alper'e geçen haftaki maçla ilgili takılıyorlardı. Alper, üstündeki beşiktaş formasına uyumlu olan siyah kramponlarını ayağına geçirip bağcıklarını iyice bağladıktan sonra dışarı çıkıp sahanın yanında muhabbete başladık. Muhabbetimiz, kulağımı tırmalayan o ses tonuna sahip zürafa kılıklı çocuk yüzünden bozulduğunda yanaklarımı şişirip dışarı güçlü bir nefes verdim.

"Gücüne güç katmaya geldik, formanda ter olmaya geldik, Beşiktaş seninle ölmeye geldik. Lay lay lay." diye bağırarak zıplaya zıplaya gelip Alper'in omuzlarına elini koymuştu. Güya Alper Beşiktaş forması giydi diye Beşiktaş marşı söyleye söyleye geliyordu. Hele yarrama bak hele.

"Aa Evren selam. Seni görmedim bir an."

Bileğindeki siyah lastik tokayı çıkartıp önüne gelen siyah saçları tepede rastgele toplamıştı. Eğilip çoraplarını düzeltirken kendi kendime duyamayacağı bir şekilde mırıldandım.

"Kesin görmemişsindir amına koduğumun devesi kör müsün?"

Alper, dirseğiyle hafifçe beni dürtüp sus işareti yaptığında Atlas dediklerimden habersiz bir şekilde yeşil gözlerini bana dikip gülümsemişti.

"Selam." diyerek samimiyetsizce gülümsedim. Kendimi zorla kastığım yüzümdeki çizgilerden kendini ele veriyor olabilirdi ama açıkçası hiç umrumda değildi.

DOLMUŞ | bxbWhere stories live. Discover now