37

6.4K 481 159
                                    

15.04.21

2,6k 🥳 Zamanını ayırıp okuyacak olanlara da şimdiden çok teşekkür ediyorum. Öpüyorum hepinizi 💜

Alper

Arka arkaya durmaksızın çalan zil uykumu böldüğünde ayaklarıma terliklerimi geçirip vücudumu sürükleye sürükleye kapıyı açtım. Karşımda gözlerinden ateş fışkıran bir Evren görünce zar zor araladığım gözlerimi ovuşturup görüşümü netleştirdim. Bana omuz atarak içeri girdiğinde olabildiğince yüksek bir şekilde bağırdığı için baş ağrımın nüksettiğini hissettim.

"Alper sen ne yaptığını sanıyorsun? Delirtecek misin beni? İnanamıyorum sana ya. Adamı dövmek de ne demek? Başıma kabadayı mı kesildin?"

Hiç ses çıkarmadan tüm sinirini üzerime boşaltmasını beklemeye karar verdim. Şakaklarımı ovalayıp çınlayan kulaklarıma doluşan bağırışlarını dinliyordum. Geçirdiğim sinir krizinin ardından vücudum olması gerekenden fazla sakinleştiği için sadece yüzüne boş boş bakıyordum. O ise evin içinde volta atıyordu.

"Yüzünü ne hale getirmişsin. Sana bir kere vurmamış bile. Dua et ki insaflıymış, seni şikayet etmeyecek. Yoksa-"

Tamam ama ses çıkartmamak da bir yere kadardı. O adamla insaf kelimesi aynı cümlede geçince tüm sessizliğimi bozdum.

"Kim bilir sana ne şekilde anlattı? Orospu çocuğuna bak ya. Evren bir dur."

Kolunu tutmak için ona doğru uzandığımda kolunu çekerek bedenini benden uzaklaştırdı.

"Evren beni bir dinler misin lütfen?"

"Dinlemek istemiyorum. Ben duyacağımı duydum. Lan o adamın bende ne kadar emeği var biliyor musun? Lisemin son senesinde babam yurt dışındaydı, bu adam yeri geldi bana baba oldu."

Sönen sinirlerimin tekrar yükselmeye başladığını hissettiğimde bu sefer patlama yaşamamak için kendimi olabildiğince sıktım.

"Ne babası Evren? Ne tür bir baba bu? Daddy fantezisi mi? Yok arabama bindireyim yok gezdireyim. İstediğin bu mu lan?"

"Gerçekten o kelimeyi kullandığına inanamıyorum. Ben gidiyorum."

"Git nereye gidiyorsan."

Titreyen elini ağzına kapattığında göz bebekleri de aynı ritimde titreyip göz yaşı akıtmaya başlamıştı. Az önce dediğim şeylerin çok ağır bir ima olduğunu ağzımdan çıktıktan sonra anlasam da artık çok geçti. O an içimden gelen bir dürtüyle kendime zarar vermek istesem de sadece tırnaklarımı avuçlarıma geçirmekle yetindim. Gitmek üzere hareketlendiğinde ellerimle yüzünü tutup alnımı alnına dayadım.

"Öyle demek istemedim. Özür dilerim. Çok özür dilerim." Sesim giderek kısılıp fısıltı halini almıştı.

"Çekil. Sakın peşimden gelme şu an." deyip beni geri ittiğinde arkamdaki masaya dayanıp kapıdan çekip gitmesine seyirci kaldım. Bugün her şeyi mahvetmeye programlanmış gibi hissediyordum. İçimdeki birikmişlikler canımı çok fena sıkıyordu, yere çömeldiğimde burdan hiç kalkmamayı istedim. Ufak bir göz yaşıyla başlamıştı her şey, sonra bir anda kendimi kaybedip ağlamaya başladığımda kendimden çıkan seslere inanamadım. Ellerim sürekli bir yerlere vurmaya başladı. Kendime hakim olamayıp saçlarımı çekiştirmeye başladığımda ise kendimi bir türlü durduramıyordum. Her şey istemsizce oluyordu sanki.

Kırılmıştım. Benim yüzümden bir daha ağlamayacağına dair verdiğim sözü yerine getiremediğim için kendime, beni dinlemeyip o adamın tek bir lafını benden üstün gördüğü için de ona çok kırılmıştım.

DOLMUŞ | bxbWhere stories live. Discover now