13. KURTULUŞ

373 41 4
                                    

  Mezarın başında sessizce oturup gözyaşı dökerken aklında bir çok soru vardı. Bundan sonra ne yapacağı? Tabi ki bundan önce Deniz ve Ali'yi o hastaneden çıkartmak olacaktı. Tek başınaydı ve bu işi halletmesi epey zor olacaktı. Bir an önce bu şehirden gitmek için elinden gelen her şeyi yapmak istiyordu.

"Toprak?" Çetin beyin sesiyle irkilirken kendine gelmişti fakat arkasına dönüp bakmaya bile mecali yoktu. "Babanın otopsi raporu elimde. İstersen artık gidelim. Yolda incelersin dosyayı."

Kafasını sallamakla yetindi Toprak. Ayağa kalkacağı sırada Çetin bey hemen koluna girerek kalkmasına yardımcı oldu. "Beni evime bırakır mısınız? Eşyalarımı toplayıp gideceğim hemen. Vakit kaybetmek istemiyorum."

"Bunu hemen yapmak istediğine emin misin? Biraz hızlı davranmıyor musun?"

"Eminim. Biraz daha kalırsam burada delireceğim."

"Peki. Sen nasıl istersen öyle olsun. Gidelim."

Üzerindeki tozları silkeleyip oradan uzaklaştılar.
Arabaya binerken Toprak'ın gözü doktorun elindeki dosyadaydı. Deli gibi merak ediyordu.

"Dosyaya bakabilir miyim?"

"Tabi ki. Al bakalım."

Dolan gözlerini ayırmaksızın dakikalarca raporu incelerken surat ifadesi gittikçe acı bir hal alıyordu. Dosyayı okumayı bitirip gözlerini kırpınca yaşlar hızla akmaya başladı.

"Babam neden böyle bir şey yaptı anlamıyorum?" Kısık çıkan sesi titriyordu. "Kendini öldürmesi için bir sebep yoktu? Uzun zamandır o hastanede neden şimdi böyle bir şey oldu?" 

"Bazı hastalar belli etmesede intihara meyilli olabiliyorlar. Aksi halde kendilerine zarar vermemeleri için doktorların dikkat edip bütün önlemlerini alacaklarını biliyorlar. Bu yüzden bazen uzun, bazen de kısa sürebiliyor."

Kafa sallayarak anladığını belirtti. Öteki yandan da Deniz aklındaydı. "Deniz hastanede kalacak. Peki ya Ali? Onu polise mi vereceksin?"

Çetin, Deniz'in her ismi geçtiğinde sinirle çenesini kasması artık Toprak'ı daha fazla düşündürüyordu. Her iki taraf farklı şeyler söylüyordu. Doktorun söylediklerinin gerçek olmasını umuyordu fakat eğer Deniz gerçekten haklıysa o zaman gerçeklerden daha fazla kaçamayacağınıda biliyordu. Çünkü Deniz'in onun peşini bırakmayacağını biliyordu. Adı gibi emindi.

"Efendim?" Diye aniden sordu Toprak.

"Anlamadım?" diye cevaplarken kaşlarını çatarak Toprak'a baktı Çetin.

"Bana seslenmedin mi?"

"Hayır, seslenmedim. Dalmış olmalısın. Sorun değil."

"Anladım. Kusura bakma."

Çetin gülümseyerek önüne döndü.

"Eve gidip iyice dinlenmelisin. Yorucu bir gündü. Bu sırada iyi düşün lütfen Toprak. Gitmek istediğine emin olmalısın."

"Dinlenme konusunda seninle aynı fikirdeyim fakat gitmek istediğime kesinlikle eminim."

Bu konuda doktoru ikna etmesi gerekiyordu. Deniz'i kurtardığı zaman kendisi şüphe uyandırmamalıydı.

"Pekala."

Evinin önünde durduğunda arabadan inmeden önce doktora baktı.

"Her şey için teşekkürler. Her konuda yardımcı oldun bana. Bundan sonra kendi başımın çaresine bakacağım. Kendine iyi bak." Arabadan inmek üzereyken Çetin'in konuşmasıyla durdu. "Beni unutma olur mu?"

ŞİZOFREN- HÜKÜMDARWhere stories live. Discover now