2. KÖTÜ ADAMLAR

6.4K 517 427
                                    

Evini içerisinde saatlerdir tedirgin ve korkuyla dönüp dolaşıyordu Toprak. Ruh hastası adam dediğini yapıp hastaneden kaçmıştı fakat evini nasıl bulacaktı ki? Bunun cevabını veremediği için az da olsa rahatlamıştı. Başının hafiften ağrımasıyla birlikte yerine oturmaya karar verdi. Daha fazla ayakta gidip gelemezdi. Yerine oturup bür müddet bekleyince başının ağrısını daha fazla hissetmeye başladı Toprak.

"Bu ne şimdi ya!"
En nefret ettiği ve dayanamadığı ağrı baş ağrısıydı ve şu an içinden sayıp sövüyordu. İlaç kullanmayı sevmediği için ağrısı geçene kadar bekleyecekti her zaman ki gibi. Oturduğu koltukta uzanarak biraz bekledi taa ki kapı çalana kadar. Daha önce kapısını en son bir hafta önce çaldıkları için şu an biraz tedirgin olmuştu. Kapının ikinci kez çalmasıyla sinirle ayağa kalktı. Açıp açmamakta kararsızdı ve artık üçüncü kez çalması biraz daha şiddeti olmuştu. Kapıya yaklaşarak arkadaki sesi dinlemeye başladı fakat ses yoktu. Sanki kapının arkasındaki kişi ya da kişiler bilerek konuşmuyordu. Son bir kez daha kapı çaldıktan sonra bir daha çalmamıştı. Kapıdan uzaklaşma sesi gelince Toprak hemen cama koştu. İnce tül perdeyi hafifçe kenara çekip giden kişilere baktı. Üç tane takım elbiseli izbandut gibi adam yavaş adımlarla bahçe kapısına doğru yürüyorlardı. Hiçte düzgün adamlara benzemiyorlardı, bu düşünceyle Toprak Deniz'in söylediklerini hatırladı. Ama bu mümkün değildi. Akıl hastanesinde yatan bir adam neyi ne kadar doğru söyleyebilirdi ki? Doğruysa bile kesinlikle Deniz bu adamlarla işbirliği içinde olmalıydı.

MEDYA: DENİZ ☝🏻

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

MEDYA: DENİZ ☝🏻

Perdenin önünde bir süre gizlice adamları izleyen Toprak siyah bir arabaya bindiklerini görünce perdeyi bırakıp mutfağa koştu. Korkudan boğazının kuruduğunu hissetmişti ve soğuk bir su içse iyi gelebilirdi. Havaların soğuk olmasına rağmen buzdolabına su koyma alışkanlığından vazgeçememişti. Her mevsim dolapta mutlaka buz gibi bir su olmalıydı. Aksi takdirde günlerce susuz kalabilirdi. Cam sürahideki suyu büyük bir bardağa doldurup tek seferde içti. Gerçekten susamıştı Toprak. Biraz sonra tekrar kapı çalmaya başladığında Toprak iyice gerilmişti. Tekrar gelmiş olabilirler miydi?
Sinirle bir sabır çekip cama doğru yürüdü. Perdeyi hafifçe çekip kapının önüne baktı. Şaşkınlıkla gözleri açılırken ağzı epey aralanmıştı. Bu adamın burda ne işi vardı?

"Şaka mı bu şimdi!"

Kapıya doğru gidip öylece bekledi. Birkaç kere çalar çalar gider düşüncesiyle sesini çıkarmadan bekledi. Kalbi normalden fazla hızlı atıyordu ve bayılmasına sebep olacak derecede korku vardı. Kimseyle işi olmazdı Toprak'ın, üstelik kimseyide tanımazdı. Nerden başına bela almıştı ki böyle?

Kapı hala çalmaya devam edince Toprak'ın sabrı tükenmeye başlamıştı artık. Bir süre daha kapı çalmaya devam edince Deniz sinirlenmiş olacak ki "Evdesin ve beni duyuyorsun Toprak biliyorum!" diye bağırmaya başladı. "Açar mısın şu kapıyı? Sana zarar vermek için gelmedim."

ŞİZOFREN- HÜKÜMDARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin