9. Plan

805 203 155
                                    

  Günlerdir Toprak ve Deniz aynı evin içinde sağlam bir plan düşünerek oturup kalkıyorlardı. Toprak kurtulacak olmanın sevinciyle bir plan düşüne-miyordu bile. Yine Deniz'e kalmıştı iş.
Bu süre içinde Çetin bey çok kez Toprak'ı arayıp Deniz'in yanına gelip gelmediğini sürekli soruyordu.
Sürekli yola versede artık bıkmıştı ve bir an önce planı gerçekleştirip ortadan kaybolmak istiyordu.

"Bir plan bulamadın değil mi?" diye ümitsizce Deniz'e sordu. Halbuki zeki biriydi. Bulabilirdi. Bu kadar zaman bulamamış olmasını gerçekten tuhaf bulmuştu.

"Senin de bir şeyler düşündüğünü sanıyordum. Anlaşılan beynini kullanan bir tek benim."

"Demek ki boşa kürek çekmek senin ata sporun."

"Ne?"

"Tahmin etmiştim."

"Sanırım babanı kurtarmak istemiyorsun oradan?"

"Off! Sadece şaka yaptım!"

"IQ seviyenin üzerinde şaka yapmasan sevinirim. Beynim error veriyor çünkü. Ve buda bir şeyler düşünmemi epey zorluyor."

"Gerçekten pisliksin." deyip gözlerini devirdi. Ardından aynı hareketi Deniz'de yaptı.
Daha sonra Toprak mutfağa giderek akşam yemeği için bir şeyler hazırlamaya gitti. Deniz ise oturduğu tekli koltukta düşünmeye devam etti. İşlerinin zor olduğunun farkındaydı. Toprak'ın aksine. Çünkü hastanenin aranan hastasıydı Deniz ve onu tanıdıkları anda yakalayabilirlerdi. Bu sefer gerçekten Toprak'a yardım edemezdi. Heleki Çetin doktor bu kadar takıntılı bir haldeyken. Ölesiye nefret ediyorlardı birbirlerine ve bu işi iyice kızıştırıyordu. Deniz plan yapsada tek başına yapamayacağını bildiği için yardım alması gerektiğini düşündü. Tek arkadaşı Ali'ydi ve onu planı olmadan arayacaktı yardım etmesi için.

Sehpanın üzerindeki telefonu alıp numarayı aradı. Bir süre bekledikten sonra Ali'nin sesini duydu.
Çok uzun bir konuşma yapmadan Ali'ye olan biten her şeyi anlatıp İstanbul'a gelmesini istedi.
Nitekim olumlu bir cevapta almıştı Ali'den. Yarın İstanbul'da olacağını ve iyi bir plan yapıp yardım edeceğini söyledi. Deniz hayatında Ali'den başka kimseye güvenmeyeceğini iyi biliyordu. Hiçbir zaman yüzüstü bırakmamış ve güvenini kaybettirecek hiçbir  bişey yapmamıştı.

"Toprak?!" Salondan kıza seslendi.

"Efendim?"

"Ali'yi biliyorsun. Arkadaşım. Onu aradım ve durumu anlattım. Bize yardım edebileceğini söyledi. Hatta bir planla geleceğini söyledi."

"Peki ne zaman gelecek?"

"Yarın burada olur."

Toprak elindeki tabakları salondaki masaya bırakıp Deniz'e masaya gelmesi için işaret verdi.
Daha sonra su bardaklarını alıp kendiside masaya oturdu.

"Bu gerçekten çok iyi bir haber.Başkası için başına dert alacağını bile bile bunu yapması çok düşünceli bir hareket. İyi birisi."

"Başkası için yapmıyor zaten. Benim için yapıyor. Ayrıca evet iyi birisi. Hemde çok iyi."

"Haklısın."

"Hayret hemende onayladın."

Toprak gözlerini devirerek önündeki tabağa baktı. Bu haberden sonra iştahı iyice açılmıştı. Bu işten kimseye zarar vermeden kurtulursa içi rahat edecekti. Ama içinde Deniz için biraz olsun üzüntü duyuyordu. Çünkü aklı yerinde olmamasına rağmen kendisine yardım ediyordu. Üstelik kendisinin yardıma ihtiyacı olduğu halde. Aklına aniden gelen fikirle dudağını ısırdı. Yapacağı şey Deniz içinde iyi olabilirdi. Bu durumda kendisini suçlu hissetmeyecekti Toprak.

ŞİZOFREN- HÜKÜMDARWhere stories live. Discover now