Bölüm 15: Cehennemden Beteri

32 3 121
                                    


Bir kaç ay sonra Lavi ve Deak'in ağustos ayındaki 9. doğum günleri gelmişti. Curtis Bookman, Deak için lüks bir mekan ayarlamış, sosyetenin ünlü isimlerini de davet ederek büyük bir parti düzenlemişti. Yapmacık gülümsemelerden ve pahalı içki kokusundan Deak'in bütün gece başı ağrımıştı, babası ise nedense bugün daha neşeli gibiydi. Elbette biricik oğlu için mutluydu ama bugün sanki her yıl olduğundan daha farklıydı. Üstelik gecenin sonuna doğru içkiyi fazla kaçırıp sarhoş bile olmuştu. Bütün bunlara anlam veremese de Deak, gece bittiği için oldukça sevinçliydi, böylece sonunda abisiyle vakit geçirebilecekti.

Eve geldiklerinde bir kaç kişi babasını odasına çıkardı, tamamen sızmıştı. Deak hızla odasına gidip üstünü değiştirdi, bu konuda çok heyecanlıydı çünkü hayatında ilk defa abisiyle aynı kıyafetleri giyecekti! Beyaz gömlek ve askılı pantolondan sonra minik papyonunu taktı, bütün akşam süren partiye rağmen enerjisinden hiç bir şey kaybetmemişti. Yatağın altına sakladığı kardeşi için hazırladığı hediyeyi aldıktan sonra hızla merdivenlerden inip mutfağa koştu. Margaret, eşi ve bir kaç hizmetçi dışında Lavi panikle ordan oraya koşturuyordu.

"Abi!" Lavi, Deak'i görünce yüzünde kocaman bir gülümseme oluştu.

"Deak! Doğum günün kutlu olsun!"

"Senin de doğum günün kutlu olsun!" İkisi de kocaman gülümseyerek ellerindeki hediyeleri birbirlerine uzattılar. Şu ana kadar babalarından dolayı böyle bir şey yapamamışlardı, bu yüzden ilk defa birbirlerine hediye veriyorlardı.

"Hadi açsana." Deak heyecanla hediyeyi abisine verdi, ellerini pantolonuna ovuşturarak gergince paketi açmasını bekliyordu.

Paketi açtığında içinden acemice yapılmış kırmızı küçük bir süs çıktı. Tüylü şekil bir tilki kuyruğunu andırıyordu.

"Ben sana basit bir şey alıp vermek istemedim bu yüzden, şey bu yüzden Margaret bana bunu yapmamda yardım etti. Sen bir tilki olduğun i-için ve ben de t-tilkileri çok sevdiğim için...bir tilki kuyruğu yapmak istedim." Lavi hem hediyeye bakarken hem de kardeşinin söylediklerini duyduğunda çok duygulandı, gözleri dolmaya başlarken arkasını dönüp elini yüzüne kapattı.

"Ne o Lavi? Yoksa ağlıyor musun?"

"Nerden çıkardın be!?" Lavi hızla gözlerini silip kendini saklamaya çalıştı. Deak arkadan abisine sarılıp kocaman gülümseyerek konuştu.

"Büyüdüğümüzde beraber aldığımız evin anahtarına takarsın!"

"Ne?!"

"İkimiz de çok çalışalım ve büyüdüğümüzde özgürce beraber yaşayabileceğimiz bir ev alalım! Hem bir sürü arkadaşımız olur, hem değişkenlerden hem de insanlardan!" İkisi de güldüğünde hayal kurmak onları adeta büyülemişti. Kendine geldikten sonra Lavi de hediyesini Deak'e verdi. Verdikten sonra kendi hediyesini bekledikleri o gün gelene kadar şimdilik kemerine takmaya karar verdi. Deak hediyeyi açtığında şaşkınlığını gizleyemedi çünkü bu bir kadın kolyesinden başka bir şey değildi.

"Bu...?"

"Annemizin kolyesi." Deak'in şaşkınlıkla gözleri açıldı, demek hiç görmediği ama Margaret'ın bazı zamanlarda bahsettiği annesine aitti bu kolye.

"Annemiz.." Deak süslü metal işlemeli parçanın ortasındaki yeşil mücevhere baktı, hızlıca gözleri doldu.

"Annemiz bizi çok seviyormuş, babam onu korkutmasına rağmen bizi korumuş ve bu dünyaya getirmiş. Margaret dedi ki son dileği bile bizi korumak içinmiş. Hatırlıyor musun? Margaret iyi insanların öldükten sonra cennete gittiğini söylemişti, gökyüzünün çok üstünde, uzaklarda da olsa annem her zaman bizi izliyor, hissedebiliyorum."

The HuntedHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin