Bölüm 20: İlişkileri Düzeltmek İçin

22 2 94
                                    

Yoğun bir antrenmandan sonra üçü de yerde nefes nefese bir şekilde uzanıyordu. Dağılmış ve yer yer terden ıslanmış antrenman odasının ortasında son enerjilerini kullanarak doğuldular ve birbirlerine dövüşle ilgili tavsiyeler vermeye başladılar.

"İyi antrenman yaptık haa," Maya ufak gri kafa havlusuyla alnından akan terleri sertçe sildi. Asu ise elindeki şişeyi son damlasına kadar içtikten sonra alaycı bir gülümsemeyle cevap verdi.

"Diyene de bak, ikimizi de ezdin geçtin." Rumu da somurtkan bir şekilde başını sallayıp ekledi.

"Değişken özelliğini aktif ettiğinde hiç şansımız yok." İkisi de somurtkan bir şekilde birbirlerine bakarken Maya hızlıca dağılan dambılları ve diğer spor malzemelerini toplamaya başladı.

"Biliyorsunuz kızlar, silah kullandığınız için dövüşten ziyade atış çalışmanız gerekiyor. Bu yüzden benim kadar gelişememeniz normal."

"Biliyorum ama yine de düşünmekten kendimi alamıyorum. Ya görev sırasında yerim keşfedilir ve birileri bana saldırmaya kalkarsa? Kendimi koruyamadığım için sizden birinin işini bırakıp beni kurtarmasını istemiyorum." Asu mahcup ve sıkkın bir şekilde bakışlarını zeminin uzak bir noktasına dikti. Ivır zıvır malzemelerin olduğu dolaptan bir paspas çıkarıp yerleri silmeye başladı.

"Asu, sakın bana...hala Bone görevi yüzünden kendini suçladığını söyleme?" Asu'nun paspası hareket ettiren elleri durdu ama arkasını dönmedi yada herhangi bir şey söylemedi.

"Yaa öyle olmadığını biliyorsun. Senin suçun değildi." Rumu arkadan yaklaşıp kolunu Asu'nun omzuna attı ve ona nazik bir şekilde baktı.

"Evet kesinlikle! O kurnaz tilkiden herhangi bir şeyin kaçacağını sanmıyorum." Maya da gülümseyerek kolunu Asu'nun beline koyarak sarıldı.

"Böyle söylüyorsunuz ama Bone ile aramızın düzelmemesi benim suçum. Eğer yakalanmış olmasaydım kötü olmadıklarını öğrendikten sonra bile hala aramız gergin olmazdı!"

"Eğer işkence etmeselerdi demek istedin herhalde? Ne kadar iyi olursalar olsunlar bu affedilemez. Bone ile bozuk kalmayı tercih ederim!" Maya geri çekilip kollarını bağlayarak konuştu. Çatık kaşlarıyla oluşan tehditkar bakışları odayı bir tur dolandıktan sonra zeminde sabit kaldı.

"Böyle dememelisin Maya. Yapabileceklerimizin de bir sınırı var. Onlar güçlü ve bizde olmayan şeylere sahipler, eninde sonunda işbirliği yapmamız kaçınılmaz olacak."

"Hah! Bone bunu yesin!" Rumu karşıdaki duvarda Bone'a üyeleri varmışçasına orta parmağını kaldırarak küfür etti. Duvarda dolanan tehditkar bakışları iki kızı da güldürmeye yetmişti. Asu kahkahalarla gülerken Rumu'ya sarıldı.

"Grup sarılması!" Ardından Maya da ikisi etrafına kollarını sararak toplaşmayı tamamladı. "Ah şey, yarı grup sarılması?" Hala eksik üyeler olduğunu hatırlayarak cümlesini düzeltti. Sarıldığı kollarını iyice sıktı.

"Maya...Boğuluyoruz." Rumu nefesi yarı kesilmiş bir şekilde konuştu.

"Bir grup sarılması için bu kadarına katlanmalısınız." İkisini daha çok sıkıp yalandan çığlıklarını dinleyerek güldü. Sonunda ortalığı toplayıp dağıldıklarında Rumu duş almak için önce davranan oldu.

Ferahlatıcı bir duşun ardından giyinmek için odasına gelen Rumu telefonun bildirim ışığının yanıp sönmesiyle uzun zamandır telefona bakmadığını anımsadı. Hiç bir şey yokmuş gibi öylece telefonu eline aldığında "Lanet Manyak" isimli kişiden gelen 39 mesaj olduğunu gördü. Sinirlerinin tepesine çıkmasıyla söylenirken fuzuli mesajları geçti ve son bir kaç tanesini okudu.

The HuntedWhere stories live. Discover now