༺11༻

2.6K 389 299
                                    

Medyaların spoi olduğunu anlayan var mı acaba sjxpsğclsjckxk

Keyifli okumalar 💋

"Seungmin, kafanı kırdırtma bana!"

Sırılsıklam olan beyaz tişörtüm, bedenime yapışmıştı ve ben hala beni bisikletle takip eden Seungmin'den kaçıyordum pedalları hızlı hızlı çevirerek. Onunla bisiklet turu yapmak bile bir faciaya dönüşüyordu!

Elindeki su şişesinin kapağını genişçe delmişti, beni ıslatması için olanak sağlıyordu bu durum ona. Buna daha fazla karşılıksız kalmak istemedim ve bisikletimin önündeki sepetten su şişesini altıp, tek elle sürmeye devam ederken şişenin kapağını -zorlanarak- açtım, Seungmin'in üstüne direkt boca ettim.

"Lan!"

Aynı hizada ve aynı hızda sürdüğümüz için tek seferde sırılsıklam olmuştu beni. Kahkahası son bulurken, bu sefer gülen taraf ben olmuştum.

Fakat, gülüşüm Seungmin'in dengesini koruyamayıp bisiklet ile birlikte yuvarlanmasıyla son buldu. Hemen durdum ve yanına koştum.

"Bir şey oldu mu?"

"Sanırım artık üstüne oturabileceğim bir kalçam yok."

Manyak.
Bu dediğine güldüm ve yerden kalkmasına yardımcı olarak onu kaldırıma oturttum. Ardından, yolun ortasındaki bisikletini alıp kenara çektim.

"Şu halimize bak, havuza düşmüş gibiyiz."

Güldü.
"Suratına sıktığımda yüz ifaden çok komikti."

Yalandan vurmak için elimi kaldırdım, anında sustu. Yanına oturup tişörtümün uçlarını sıktım, fazla da ıslak değildi ama suyu çıkmıştı en azından. Neyse ki hava sıcaktı, güneş altında kurdurdu hemen.

"Oğlum, bu sokağa bayılıyorum ya. Evlere bak, aşırı güzel. Elit duruyorlar böyle."

Kafamı sallayarak Seungmin'i onayladım. Bu sokaktaki evleri ben de çok seviyordum. Sıcak kırmızı, mavi, bebek pembesi, mor ve sarı renkli binalardan oluşan bu evler çizgi filmlerden fırlamış gibilerdi.

Etrafa biraz daha bakınca anımsadım, Azul Chan'ın evi buralarda bir yerdeydi. Üvey annesinden tokat yediğini gördüğüm gün, o zaman da bisikletle buradan geçmiştim markete giderken. Hangisiydi onun evi?...

"Nereye bakıyorsun?"

Seungmin'in sorusunu şimdilik cevapsız bıraktım. Biraz daha baktığımda, taba rengi bir bina görmüştüm. O an hatırlamıştım bu evin Azul'un yaşadığı 'ev' olduğunu. İlk gördüğüm gün de dikkatimi çekmişti bu bina. Genelde, taba ve oranj renklerini severdim. Görür görmez dikkatimi çekerlerdi.

"Şurası." dedim Seungmin'e, "Azul'un evi."

Gösterdiğim yere baktı, tekrar bana döndü. Yüzünde, anlamdıramadığım bir sırıtış vardı.

"Onu da çağıralım mı?"

Kaşlarımı çatarak;
"Ne alaka?"

"Bisiklet turu işte, bize katılsın." baygın bakışlarımı fark edince hemen savunma moduna geçti, "Ne var oğlum? Kızın ailevi sorunları var demiyor muydun? Onun için de değişiklik olur, keyif alır belki."

"İyi de bisikleti olup olmadığını bilmiyoruz ki!"

Dirseği ile kolumu dürttü.
"Önemli olan dışarı çıkması."

Gözlerimi devirdim. Ne ima etmeye çalıştığını anlayabiliyordum. Aklı sıra aramızı yapmaya çalışıyordu., Zaten ne zaman bir çöpçatanlık işi olsa, Seungmin devreye girerdi. Başta tereddüt ettim. Ama sonra, Azul'un evine bu kadar yakınken, onu hiç görmeden gitme düşüncesi hoşuma gitmedi ve en azından davet etmeyi uygun buldum. Bu yüzden Seungmin'in önerisini kabul ettim. Belki aramızda bir sıkıntı kalmadığını kesinleştirmiş olurduk böyle.

MOKITA | Yang Jeong In Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin