7- Özge

31.9K 1.4K 248
                                    

Medya: Eskitilmiş Yaz & Canozan - Uyursam Geçer Mi?

SONRADAN EKLENEN NOT: Lütfen kitabımda kendi kitabınızın reklamını yapmayın. Lütfen kitabımda başka kitaplara atıfta bulunmayın. İlk başlarda bir şey demesem de artık moral bozucu oluyor. Lütfen. Yapmayın.

Güneşin altında nefes nefese bir şekilde etrafıma bakınırken elimi gözlerimin üzerine gölge ettim. Havanın aşırı sıcak olmasının yanı sıra ağzımdaki maske sebebiyle de nefes alamıyordum.

Etrafıma daha dikkatli bakarak Selim'i görmeyi denedim ama boşa bir çaba gibiydi. Sanki virüs hiç yokmuş gibi herkes Kordon'a doluşmuş, çimlere yayılmıştı. Bu şekilde onu bulamayacağımı anlayınca telefonumu çıkardım. En iyisi Selim'e mesaj atıp nerede olduğunu sormaktı.

Alya: Neredesin?

Selim: Kordondayım

Alya: Çok açıklayıcı oldu teşekkür ederim kdmxkxk

Selim: Sjdnmlkn

Selim: *konum*

Alya: Heh bak bu güzel oldu, geliyorum

Selim: Bekliyorum

Attığı konuma doğru adımlarken bir yandan havanın bu kadar sıcak olmasından dert yanıyor bir yandan da içimdeki heyecanı dindirmeye çalışıyordum. Onunla mesajlaşırken çok fazla rahat davranmamın aksine dindiremediğim bir heyecan ile dolup taşıyordum. Bu mesajlaşmak gibi bir şey değildi, bu bambaşka bir şeydi.

Konumun beni götürdüğü yeri takip ettiğimde durdum ve etrafıma bakındım. İleride çimlerin üzerinde oturan Selim'i nihayet görebildiğimde maskemin altından gülümsedim. Maskenin sevdiğim tek özelliği bu olabilirdi. Tepkilerimi gözlerime yansıtmadığım sürece kimse görmüyordu.

Derin bir nefes aldım ve yanına gittim. "Selam."

Ona seslendiğimde gözüne yansıyan güneş sebebiyle gözlerini kısarak bana baktı ve gülümseyip ayağa kalktı. "Selam. Hoş geldin."

"Hoş buldum."

Ne kadar sarılmak istesem de, hem utancımdan hem de virüsten dolayı kendimi biraz geri çektim. Yere oturduğumuzda sırt çantamdan kepimi alıp kafama geçirdim. Evden çıkmadan önce belki Selim'in de ihtiyacı olur diye onun için de aldığım kepe baktım ve Selim'e dönüp gülümsedim.

"Yanıma yedek bir kep daha almıştım. İster misin?"

Gözlerinin kenarını kırıştıracak şekilde gülümsediğinde başını sallayarak teklifimi kabul etti. Kepi çıkarıp ona uzattım. "Çok naziksin, teşekkür ederim."

"Ne demek," deyip güldüm. "Ee, nasılsın?"

"İyiyim sen nasılsın?"

"Ben de iyiyim."

Başını hafifçe salladığında gözleri saçlarıma değdi. Bir süre baktıktan sonra "Saçlarını mı kestirdin?" diye sordu.

Normalde saçlarım omzumun çok az aşağısındaydı. Bense uçlarından çok az aldırıp tam omzuma gelecek şekilde kestirmiştim. Aradaki fark bu kadar azken Selim'in bunu fark etmiş olmasıyla gülümsedim.

"Evet. Fark etmeni beklemezdim."

"Fotoğraflarda biraz daha uzundu. Öyle de güzeldi ama bu tarz da çok yakışmış."

Kalbim heyecanla teklediğinde salak gibi sırıtıyordum ve maalesef ki bunun gözlerime çıkmasını engelleyecek durumda değildim. Neyse ki etrafta gürültü vardı da kalbimin sesini duymuyordu.

Sanal Aşk 1 | TextingWhere stories live. Discover now