Medya: Buray - Kış Bahçeleri
SONRADAN EKLENEN NOT: Lütfen kitabımda kendi kitabınızın reklamını yapmayın. Lütfen kitabımda başka kitaplara atıfta bulunmayın. İlk başlarda bir şey demesem de artık moral bozucu oluyor. Lütfen. Yapmayın.
Büyük bir sükûnetle kahvaltımı yaparken karşımda kıpır kıpır kıpırdanan Su'ya baktım. Beni nasıl zor bir duruma soktuğunun farkında değilmiş gibi neşeli bir edayla yemeğini yiyor ve arada bir başını kaldırıp bana bakıyor, imalı gülümsemelerle kafasını tekrar eğiyordu. Kardeş kardeş değil son entrika bükücüydü.
Uykumu alamamış olmamın etkisiyle sert bir şekilde esnedim. Elimi ağzıma kapattıktan bir iki saniye sonra sesli bir iç geçirerek elimi indirdim. O sırada annem, "İyi uyuyamadın sanırım?" diye konuştu.
"Yok, pek sayılmaz."
Gece boyunca bugün Çınar ile yapacağım konuşmayı düşünmüş, bir türlü uyuyamamıştım. Tekrar aklıma getirince kalbimin atış hızı yükseldi. Bu konuşma hakkında beni aşırı geren noktalar vardı. Zaten olmaması mümkün değildi. Çınar, o kadar zaman sonra kalbimi verdiğim tek erkekti ve ona hislerimi açtığım zaman utanmaktan korkuyordum.
"Neden uyuyamadın kızım? Canını sıkan bir durum mu var?"
Babamın ilgili tavrına sıcak bir gülümseme bahşettim. "Hayır baba, bir sorunum yok. Yalnızca uyku tutmadı."
Bu konuşmaya Su da sessiz kalmadı. "Heyecandan uyuyamamıştır." Dedi ve sinsi sinsi sırıttı. Böyle kardeş olamaz. Bu olsa olsa yılandır...
"Ne heyecanıymış bu?"
Su'yun dediğinden sonra elbette ki babamı merak sarmıştı. Kimseye fark ettirmeden masanın altından Su'ya tekme attığımda Su, yüzünü buruşturarak bana ters ters baktı.
"Ne heyecanı olacak baba? Sınavdan bahsediyor canım kardeşim."
Babam pek inanmış görünmese bile çok üstelemedi ve yemeğini yemeye devam etti. Sonrasında annem, "Hiç korkma annem. Benim bebeğim her şeyi başarır." dedi. İçten bir şekilde tebessüm ettim ve çayımdan son bir yudum aldım. Heyecanla boğazımı temizledim ve sırtımı dikleştirdim.
"Anne, baba; ben bugün Alyalar'a gidebilir miyim?"
"Kızım daha geçen gün gitmedin mi?" Dedi annem hayretle. "Hem ne gezmesi virüs varken?"
Babam da ağır ağır başını salladı. "Annen haklı Mavi. Ortalığın durumunu biliyorsun kızım."
Dudaklarımı birbirime bastırıp yutkumdum. "Alya'nın bir şeyi yok ki ama baba. Hem zaten evde duracağız. Gerçekten çok sıkıldım evde durmaktan, biraz farklı insan yüzü görmeye ihtiyacım var."
Babam iç geçirdi ve anlayışla başını salladı. "Peki madem. Kardeşini de al yanına, beraber gidin."
"Ne?" Dedim şokla. "Su ne alaka şimdi?"
Su bana hınzırca sırıtırken ona gözlerimi devirdim. Annem ise, "Seninki can da onunki patlıcan mı Mavi? Gidin işte birlikte." diyordu.
"Ya ama Su sıkılır şimdi orada. Alya'nın kuzeni geldiği zaman götüreyim onu." Dedim kurtulmak isteyerek.
Alya'nın yanına gitmeyeceğim için Su'yun benimle gelmesi bana sinir krizi geçirtirdi. Zaten dünden beri beni köşe bucak kovalayan kız, Çınar'ın yanında neler yapmazdı ki?
Su da yalanımın farkına vardığı için "Yok yok," dedi hevesle. "Ben sıkılmam uslu uslu otururum."
Benim küçük, sevimli kız kardeşim de böyle deyince annemle babama karşı diretme şansım kalmamıştı. Kahvaltının geri kalanını Su ile birbirimize kötü bakışlar atarak geçirdik. Kahvaltı bittikten sonra annemle babamdan müsaade isteyerek masadan kalktım ve Su'yu bir kedi eniği gibi tutarak yerinden kaldırdım. Madem benimle birlikte gelip günümü bana zehir etme kararı almıştı, geç kalmayacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sanal Aşk 1 | Texting
General FictionÜniversite sınavına hazırlanan Alya; çözemediği bir soruyu bir gece yarısı kuzeni Selin'e atmak isterken uyku mahmurluğuyla yanlışlıkla harf karışıklığı yaparak, hayranı olduğu Instagram fenomeni Selim'e atar. Sizce Selim buna nasıl bir tepki ver...