15- Tehdit

24.3K 1K 651
                                    

Selaaam, hoş geldiniz minnaklarım 💖

Bu bölümde biraz da Selim'in yaşantısını görelim istedim. Bakalım sizler nasıl bulacaksınız?

Keyifli okumalar ♡

Medya: Tuğkan - Unuttun mu beni?

SONRADAN EKLENEN NOT: Lütfen kitabımda kendi kitabınızın reklamını yapmayın. Lütfen kitabımda başka kitaplara atıfta bulunmayın. İlk başlarda bir şey demesem de artık moral bozucu oluyor. Lütfen. Yapmayın.

Gitarın akordunu yapmaya çalıştığım birkaç dakikanın sonunda sinirle gitarı yatağa bıraktım. Olmuyordu. Benden izinsiz bir şekilde gitarımı kim oynamışsa akordu fena halde bozmuştu. Eski haline getirmek benim için elbette ki zor bir şey değildi ama odağımı bir türlü bu işe veremiyordum.

Beni rahatlatmasını umduğum sert bir nefesi içime doldurduktan sonra sesli bir şekilde geri bıraktım ve yatağımdan kalktım. Cama yaklaşıp dışarıyı seyrettim biraz. Son günlerde aklım çok bulanıktı. Hiçbir şeye tam olarak odaklanamıyor, derslerimle yeterince ilgilenemiyor ve hatta gitar bile çalamıyordum. İçimdeki bu nedenini bilmediğim sıkıntıya ek olarak da dışarıda aşırı bunaltıcı bir sıcak vardı.

Yanımdaki masadan bir dergi alıp yüzüme salladım. Oluşturduğum ufak serinlikte biraz nefeslendikten sonra telefonumu çıkarıp saati kontrol ettim. 12.17.

Bir süre ekrandaki yansımamı seyrettim. Yüzümde ufak tefek sivilceler baş gösteriyordu. Sıkıntıma sıkıntı katan bu görüntü ile yatağıma geri uzandım ve gözlerimi tavana diktim.

Yatağıma paralel duran bu beyaz tavan önceden de bu kadar ilgi çekici miydi?

"İlgi çekici..." diye mırıldandım kendi kendime. Benim bile zor işittiğim bu sözlerden sonra aklıma birdenbire Alya düştü.

Alya... Garip kızdı vesselam. Yanlışlıkla attığı bir mesaj ile hayatıma girmişti. Bir sürü mesaj ile. Onunla tanışalı çok olmamıştı. 2 aya yaklaşıyorduk ama bu kısa sürede bile benim için özel bir yere sahip olmuştu. Çok iyi kalpli ve saf bir kızdı. Hele o Fransızcadan bozma Türkçesi...

Kendi kendime güldüm ve iç geçirdim. Tam bir Fransız kadını havası taşıyordu. Kibar, ince, güzel... Fransız havasının yanında bir Türk damarı da vardı. Üstüne basıldığında patlayacak cinsten bir deli damarı.

Güzel kızdı. Onu utandırmamak için bahsini açmamıştım fakat instagramda fotoğraflarını gördüğüm ilk an, bu kızı daha önce nasıl fark edemediğim konusunda kendime çok kızmıştım. Çok güzel bir yüzü, ipek gibi saçları vardı. Kız resmen ay gibi parlıyordu ve düşmemek elde değildi.

En son konuşmamızı getirdim aklıma. Dün gece konuşmuştuk ve, büyük ihtimalle, boş bulunarak beni sevdiğini söylemişti. Sonrasında hemen silse de görmüştüm ki. Saklamadım gördüğümü. Onu bir kere yapmıştım zaten...

Bulut, bana makyaj yaptıkları videoyu Alya'ya attığında geçen mesajlaşmamızda bana dudaklarım konusunda iltifat etmişti. Yine boş bulunmuş olmalıydı ki silmişti. Görmüştüm ama belli etmemiştim. Onu utandırmak istememiştim doğal olarak. Ama bu kez yapmamıştım. Aramızda bir çekim olduğunu hissediyordum. İkimizden de bir adım gelmiyordu ve bunu ben bozmak istemiştim.

Dudaklarımı birbirine bastırdım ve gözlerimi tavandan çektim. Telefonumu aldım ve Alya'ya mesaj yazmaya karar verdim.

Selim: Çok ihmal ediliyorum

Selim: Olmuyor ama böyle

Mesajları gönderdikten sonra çift tik oldu. Biraz bekledikten sonra Alya çevrimiçi oldu. Hemen sonrasında mesajlarım görüldüye düştüğünde ve Alya'nın isminin altında "Yazıyor..." yazısı belirdiğinde gülümsedim.

Sanal Aşk 1 | TextingWhere stories live. Discover now