On Yedinci Bölüm

24.9K 1.3K 100
                                    

Bölüm geldi. Bu bölüm gizli okuyucum "MertOguzhanOguz" a ithaf edilmiştir. Keyifle okuyun.

Koşuşturmayla geçen bir ay sonunda Zafer Bey tamamen iyileşmiş ve eski rutinine dönmüştü. Kızı yanındaydı, torunu aylardır olmadığı kadar huzurlu ve mutluydu. Demek ki torununun aradığı huzur Nilüfer´miş. Tıpkı kendisininki gibi. Hiçbir evladını ayırmazdı, hala da ayırmıyordu ama, Asu´nun ölümünden sonra karı koca, çocuklarını dizlerinin dibinde değilse bile aynı şehirde görmek istiyorlardı. Şu an tek korkusu Nilüfer´in gideceği günü söylemesiydi.

Nilüfer ise kararını vermiş ve bu kararını açıklamak için uygun bir zaman kolluyordu. Bu gece yılbaşı gecesiydi; ailesine yeni yılın ilk güzel haberini vermek için en uygun zamandı. Bugün herkes Nilüfer’lerde toplanacaktı. Nilüfer de iki güzel haberi ailesine verecekti. Birincisi burada kalıyordu; ikincisi ise birkaç hastaneden aldığı teklifleri değerlendirip birinde karar kılmış ve yeni yılın ilk iş günü işe başlayacaktı.

Kanada´dan gelirken kararını vermişti: dönmeyecekti ve istifa mektubunu da yazmıştı, Füsun´u aramış ve olanları anlatmış, artık ailesinin yanında olmak istediğini söylemişti. İşinden ayrılması hayli zor olmuştu; profesörü sürekli arayıp dönmesi için ikna çalışmaları yapmıştı ama, hayır, kararını vermişti Nilüfer, ailesinin hep yanında olacaktı ve hiçbir gücün buna engel olmasına izin vermeyecekti. Bu işe de  ilk önce ülkesinde kalma ile başlamıştı bile.

Önce" birkaç ay çalışmasam mı?" diye düşünürken, karsılaştığı bir arkadaşı sayesinde fikrini değiştirdi. Arkadaşı bir hastanenin ortaklarındandı ve hastanelerinde çalışmasını istedi ama yine de tek seçenek olmasın diye, olan diğer teklifleri de değerlendirmesini söyledi. Bu arada profesörü de Türkiye bağlantılarını kullanarak bu değerli öğrencisinin iyi yerlerde çalışmasını istediğinden birkaç teklifin Nilüfer´e ulaşmasını sağladı. Nilüfer bu teklifler içinde en iyi olanı araştırdı, profesörü ile diyalog içerisinde kalarak gelen tekliflerin artı ve eksilerini değerlendirdi ve profesörünün yardımıyla kendisine en uygun olanı seçip karar verdi. Görüşmeye gittiğinde de çok memnun kaldı ve işi kabul etti.

Bu kararını kimseye söylemedi; herkes bu gece öğrenecekti. Bu durumu sadece sevgili kızı Naz ile paylaşmıştı, o da sanki anlamış gibi masmavi gözleriyle gülümsemişti Nilüfer´e ve o an doğru karar verdiğinden bir kez daha emin olmuştu Nilüfer. Bir yandan annesine yardım ediyor bir yandan herkes gibi babasının üzerine titriyor, bir yandan da kızına bakıyordu. Naz ev sakinlerini çok şaşırtmıştı. Mama yeme konusunda yaşadıkları zorluğu Nilüfer'e yaşatmıyordu; hele uyku problemi hiç yoktu. Gülfem Hanım alışkanlıktan her gece birkaç kez Nilüfer´in odasına geliyor, Naz´ı kontrol ediyordu ve şaşırıyordu: mışıl mışıl uyuyordu kuzusunun kuzusu.

Kuzusunun kuzusu: kaç aydır ağıdından başka bir şey duymadığı ve çoğu zaman kendisinin de bu ağıtlarına eşlik ettiği kuzu. “Acaba gülecek mi? Ne yapacağız?” diye girdaplarda kaybolduğu anlarda düşüncesini bölen telefon aramaları ve duyduğu sesle girdaplardan kurtulup güneşi açtıran kızının sesi. Nilüfer´i. Önce sakinleşip telefonu açıp sonra kuzuya uzatılan telefonla mavi gözlerdeki ışıltı ve sakinlik. Bir kızının açtığı doldurulamaz derin boşluğu diğer kızı kapatıyordu kilometrelerce uzaktan. Sanki Asu bu bağı bilmişçesine kızını ona emanet etmiş ve yanılmamıştı. Gözündeki yaşlara engel olamadan kızına baktı- küçük kızına;  kendi gözünde hala büyümeyen ama anne olan kızına. Nasıl da her şeyin üstesinden geliyordu; keşke bir de gitmeseydi, keşke...

Evde bir koşuşturma vardı sabahtan bu yana. Emel Ablası ve annesi şu yemek, bu tatlı derken Nilüfer de Naz ile ilgileniyordu. Naz sanki artık kelimeler çıkarmaya çalışıyor gibi sesler çıkarıyordu ve elindeki diş kaşıyıcısına sıkı sıkı sarılmış, ağzına tıkmaya çalışıyordu. Nilüfer bir yandan ona cevap veriyor bir yandan da yaptıklarına gülüyordu. Bir an seslerin kesildiğini fark edince başını kaldırdı ve Emel Abla ile annesinin ikisine dolu gözlerle hayran bakışlarını gördü ve gülümsedi ortamdaki duygusal havayı dağıtmak için.

İyi Ki Geldin!Kde žijí příběhy. Začni objevovat