6

695 88 149
                                    

Louis ile olayı açıklığa kavuşturmamızın üzerinden bir hafta geçmişti. Bu süre zarfında Louis ve arkadaşları, bir de Niall ile güzel bağlarım olmuştu. Axel bize bulaşmamıştı ve keyfim yerindeydi.

Öğle arasında her zamanki gibi uyuyan Zayn'i dürttüm. Kalkmayacağını söylediğinde karşı sınıfa doğru ilerledim. Louis ve Liam'la birlikte kantine çıktık. Yemeklerimizi alarak bize yer tutmuş olan Niall'ın yanına oturduk.

"Zayn gene mi gelmeyecek." Liam önündeki yemeği didikleyerek dudaklarını büzdü. Kafamı olumsuz anlamda salladım. "Uyumak istiyormuş."

Louis kolunu Liam'ın omzuna atıp gülümsedi. "Ne zaman istemiyor ki?" Liam dışında hepimiz gülmeye başladık.

Önümde duran makarnadan biraz alıp ağzıma attığım sırada masaya sertçe konan elle makarnalar boğazıma dizildi.

Su alarak ağzımdakileri yuttuktan sonra kafamı kaldırarak tepemizde dikilen Axel'a baktım. Neredeyse bir haftadır bize bulaşmıyordu, şimdi ne olmuştu da gelmişti?

"Eğleniyorsunuz bakıyorum da." yüzüne yayılmış olan pis sırıtışıyla Louis'ye baktı.

"Evet?" kaşlarımdan birini kaldırarak alaycı bakışlarımı yapılı çocuğa gönderdim.

Anında kaşları çatıldı. "Birileri fazla konuşuyor sanki?" gülümseyerek önümdeki makarnaya odaklandım.

Louis ile, Axel'ı kâle almamaya karar vermiştik. Gözlemlerimize göre biz ondan ne kadar kaçarsak o bize daha da yapışıyordu, sülük gibi.

Bir anda yakama yapışan elle birlikte makarnalar tekrardan boğazıma dizildi. Öksürürken beni hafifçe ayağa kaldırmış olan çocuğa bakamadım bile.

"Yürek mi yedin sen? Ezerim seni!" sesi epey yüksek olduğundan kantindeki herkesin kafası bize dönmüştü.

Louis ayağa kalkarak yakamda olan ele yapıştı ve beni kurtardı. "Bana sataşmana alıştım ama onlara dokunmayı aklından bile geçirme."

Louis'yi ilk defa bu kadar sinirli görüyordum. "O zaman bu yumruğu yemen umrunda olmaz." Axel yumruk yaptığı elini havaya kaldırdığı sırada kapıda beliren nöbetçi öğretmenlerden biri gelerek onu durdurdu.

Axel'a birkaç söz ettikten sonra onu da yanına alarak kantinden çıktı. Hemen suya uzanarak şişeyi tek seferde bitirdim. Boğulmadığım için şanslıydım.

Şişeyi bıraktıktan sonra Louis'ye baktım. Yüzünde geçen hafta görmüş olduğum donuk ifade vardı. Axel gerçekten iğrenç birisiydi!

Öğle arasından sonra sınıfa gidince olanları Zayn'e anlattım. Uyumayı seçtiği için kendine kızdıktan sonra uyumaya devam etti.

Ondan sonraki tenefüslerde neredeyse hiç görüşmedik. Louis'nin ne durumda olduğunu merak ediyordum ancak üzerine de gitmek istemiyordum. Yanında Liam vardı sonuçta.

Felsefe hocamız olan bayan Bobs'u dinlemeyi bırakarak Zayn'e döndüm. İlginç bir şekilde bu sefer uyumuyordu.

Yüzüne doğru eğilerek fısıldadım. "Ne düşünüyorsun?" Kafasını sıradan kaldırarak bayan Bobs'a baktı. Yaşlı kadın masasında oturmuş bir şeyler anlatıyordu.

O da benim gibi eğilerek fısıldadı. "Sence Axel bütün bunları sadece gezi olayından dolayı mı yapıyor?"

Biraz geri çekilerek çatık kaşlarımla Zayn'in elalarına baktım. "Ne demek istiyorsun?"  dudağını büzdü ve kafasınu bu sefer omzuma koydu. "Çok saçma geliyor Harry."

Evet, düşününce Axel'ın Louis'ye sataşmasının nedeni çok saçma geliyordu. İlkokulda olsak belki gelmeyebilirdi ama lisedeydik ve Axel'ın beyin yaşının ilkokul çağında kalmadığından emindim. Zayn yüzünden okul bitimine kadar bu konuyu düşündüm.

LOULOU - ( Larry )Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang