thirteen

899 91 15
                                    

Han Jisung

" Ya vaz mı geçsek? " Bana ters ters bakan Seungmin eldivenleri takarken ofladı. " Azıcık istikrarın olsun Kemirgen. " Yanımızda heyecanla olacakları bekleyen Jeongin kocaman sırıtarak kafasını aşağı yukarı salladı ve ona katıldığı belirtti. Derin bir nefes alıp çaresiz bir şekilde dudaklarımı büzdüm. " Tamam istikrarsız biriyim ben hadi yapmayalım. " ümitle baktığım Seungmin dönüp bana bakma zahmetinde bile bulunmamıştı.

" Jeongin-ah? " tatliş tatliş gülümseyerek Seungmin duymasın diye fısıldadığım Jeongin kaşlarını kaldırarak bana baktı. " Sana 2 koli çikolatalı süt alırım beni şundan kurtarırsan. " ters ters işaret ettiğim Seungmin'le Jeongin güldü. " Seungmin hyung beni ayartmaman için önceden hazırlıklı hyung. " sırıtarak yanında ki çikolatalı sütleri gösterdi. " iki dönem boyunca o karşılayacakmış çikolatalı sütlerimi. " zengin piç ya.

" Hayır anlamıyorum nedir bu saç boyama isteği. Ben sarışın olmayınca eline ne geçecek acaba senin? " Minho'nun elinden kurtulduğum da bana sarışın dediği için saçlarımı boyayacağımı şakasına Seungmin'e söylemiştim ve artık gerçek oluyordu. Elinde ki boya ve fırçayla bana dönen Seungmin sırıttı. " ilk olarak sana acı veren her şey beni eğlendiriyor. İkincisi aptallığının sarışınlığından geldiğine inanmak istiyorum siyah saçlarına geri dönersen belki biraz zekileşirsin. " tam bir pislikti cidden. Hiçbir fırsatı kaçırmıyordu benimle dalga geçmek için. " Chan hyung nerde acaba? Hayır aramızda ki tek akıllı insan yok şuan. Bizi durdurması lazımdı onun. " Gerçekten bana tek yardım edebilecek kişi ortadan kaybolmuştu. " Hyunjin'in doğum günü partisi var ya akşam hediye bakıyor saatlerdir. Hayır ben gitmeyelim diyorum ama beni dinleyen kim ki? " bir bu eksikti gerçekten hayatım da. Chan hyungun platonikliği olmasa uğraşmak zorunda kalmazdık bunlarla. Gerçi ben gitmek zorundaydım.

" Ben de gitmeyelim derdim ama Minho tehdit etti babama bana zorla sırnaştığı fotoğrafı göstermekle. Adi herif. " ölümüne utanıyordum onu görmeye. İkimizi romantik türden bir ilişki de hayal etmek bile kıpkırmızı olmama yetiyordu. Daha önce tabi ki de sevgilim olmuştu ama ilk defa bu kadar utanıyordum. Minho çok farklıydı. Her anlamda. " Başka insan yokmuş gibi dünyanın en pislik insanlarına aşık olmanız kaçıncı seviye salaklık bilmiyorum cidden. " duyduklarımla gözlerimi kocaman açıp yerimde doğruldum. " Ben aşık değilim bir kere. " Bana göz deviren Seungmin ve beni yerime oturtan Jeongin imalı bakışlar atarak inanmadıkları belli ettiler. " Tabi hyung aynen otur hadi de başlayalım şu saçlarını boyamaya. "

" Ne yaptınız siz?!?! " kocaman gözlerle saçlarıma bakan Chan hyungla ağlasam mı gülsem mi bilememiştim. Seungmin siyaha boyayıp daha sonra da partiye gideceğimiz için şekil verdiği saçlarıma gururla bakıyordu. Dolan gözlerimle ona baktım. " Olmamış demi hyung? Ben dedim ama ben sarışın olmak için doğdum dedim. " Chan hyung bana dehşetle baktı. " Kafayı yedin sen iyice. Aşırı iyi olmuş. Yalnız dikkat et Minho seni görünce ayakta si- sevmesin. " Jeongin'e bakıp kendi kendini düzelten Chan hyungla Seungmin sinirle ona baktı. Yanaklarım kızarırken onların tepkisine güvenmeyi seçtim. " E hadi gidelim o zaman siz iyice terbiyesizleşmeden. " Jeongin hayal gücüyle Chan hyungun kelimesini tamamlamış olacak ki ona ters ters bakmıştı. Gülerek Seungmin'den bir yumruk kazanan Chan hyunga baktım ve arabaya bindim.

" Vay be hadi yine iyisin Chan hyung müstakbel kocan zengin. " Hyunjin evine hayranlıkla bakan Jeongin'e güldüm. Hayır hepimizin ailelerimizin durumu gayet iyiydi ama yine de bu kadar gösterişçi değildik. Çünkü bu oturdukları ev değil saraydı resmen. " Ben hala okulda kimseyle konuşmayan Hyunjin'in nasıl parti düzenlediğindeyim. " Chan hyung Seungmin'e döndü arabayı park edip. " Felix ve Changbin düzenlemiş zaten. Hyunjin'in davet ettiği tek kişi benim. " gururla konuşan Chan hyung cidden bunu hak ediyordu. Platoniğiyle kavuşan kaç kişi vardır ki şu dünya da sonuçta?

" Senin ki geliyor hemen. Kokunu mu aldı anlamadım ki? " Seungmin ve Jeongin gülüşürken göz devirdim. Hyunjin'le beraber gelen Minho'ya bakıp arabadan indim. Ne demeliydim? Konuşmalı mıydım? Salaklaştım iyice ben boya kaçtı herhalde beynime niye konuşmayayım çocukla. Kendi kendime göz devirirken göz göze geldiğim Minho kaşları kalkık bir şekilde şaşkınca bana bakıyordu. " O niye avına bakarmış gibi bakıyor sana? " Seungmin'in koluna vurup susmasını işaret ettim. Kızarırsam aşırı büyük rezil olurum.

Chan hyung ve Hyunjin tatliş bir şekilde sarıldıklarında güldüm. Olurdu bunlardan cidden. Karşımda dikilen Minho öksürdüğünde varlığını fark edip ona döndüm. " Selam. " dediğim de dudaklarını dişledi. Gözlerimin orda oyalanmaması için büyük bir savaş verip gülümsedim. " Siktir. " dediğinde kaşlarımı çattım şokla. Tam ağzımı açmıştım ki bu sıralar alışkanlık haline getirdiği bir şeyi yapmış ve herkesin önünde dudaklarıma yapışmıştı.

*

Minho da haklı ama şimdi şuna nasıl yükselmesin dşdşdşşdşddşşcşxşxş

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Minho da haklı ama şimdi şuna nasıl yükselmesin dşdşdşşdşddşşcşxşxş

Size bölüm attım aşırı yoğun bir çalışma düzenine girmeme rağmen kıymetimi bilin şdşsşwşsşdğxğx

Yorum da yapın😌😌🌸

Seviliyorsunuz♡

SEE U LATER~

Say İt{MinSung}Where stories live. Discover now