eight

1.2K 134 13
                                    

Han Jisung

" Ne yapacağım hyung? Saklasanıza beni. Bayılmış numarası mı yapsam yoksa? Ya da direk şey diyelim Jisung öldü. Böylece bir daha görmem. Evet evet en iyisi bunu di- " Yanımda oturan Seungmin kafama var gücüyle geçirince öne doğru uçan kafamın acısıyla çığlık attım. " Küçücük beynini hissetmen için bir beyin kanamasına ihtiyacın var anlaşılan Jisung. " Ona dehşetle bakıp elimi kafama götürdüm. Hissedemesem de vurduğu yere elimi bastırıp kan var mı diye kontrol ettim. Nasıl kanayacak diye sormayın çocuk kafamı deldi geçti tabi kanayacak.

" Of be benim canım acıdı. " diyen Jeongin yüzünü buruşturup Seungmin'e korkuyla baktı. Chan hyung ise yine babalık rolünü üstlenmiş ve azarlamak üzere Seungmin'e dönmüştü. " Olmayan beynini düşürdün evladımın Seungmin. " bu da nasıl azarlamaksa artık. Bana laf sokuyor arada da hain baba. " Bir yoklayayım dedim ama cidden yokmuş. " sırıtan Seungmin'e tabağımda ki domatesi fırlattığım da dehşetle yerinden kalktı ve yüzüne gelen domatesle kusacak gibi oldu. Seungmin'e her türlü işkenceyi yapabilirdiniz ama yine de domates etkisi yaratmazdı.

Sırıtan taraf şimdi benken Seungmin bana kötü kötü bakarak yüzünde ki domatesi siliyordu. " Umarım gelecekte ki ailen ve sen lanetlenirsiniz. " gözlerim kocaman bir şekilde ona baktım. Tam ağzımı açmıştım ki benim yerime başkası konuştu. " Onu geri alsan iyi olacak. Malum kendisi müstakbel kocam. İşin ucu bana da dokunuyor. "  masanın yanına gelen Minho ve beyinsiz arkadaşları ile keyfim kaçmıştı. Yüzüne de bakamıyorum. " Belki de işin ucu sana dokunacağı için kabul etmem gerek lanetini. " ona bakmadan mırıldandığım da güldüğünü duydum. Masaya doğru eğilip yüzümün karşında durdu. " Sırtın nasıl? Umarım şifalı öpücüklerim işe yaramıştır. " gözlerim utanmazlığının verdiği şaşkınlıkla büyürken arkadaşlarının güldüğünü duydum.

" Anlaşılan bu yüzden kahvaltı için acele etti. Amacı başka bir şey yemekmiş. " diyerek kahkaha atan Hyunjin'i öldürmek istiyordum. Ne saçma bir göndermedir bu ya? Chan hyungun güldüğünü görünce sinirle elime çatalımı alıp ona fırlattım. " Ne güzel eğleniyorsun sen öyle? " diyerek yapmacık bir şekilde sırıttım ve aşık aşık baktığı Hyunjin'i gösterdim kaşlarımla. Eliyle ağzını kapattı hemen. " Saçmala Jisung. Asla arkadaşımın ve müstakbel kocasının öpüşmesiyle eğlenmem ben. " Cidden grupta salak muamelesi gören kişinin ben olması adil değildi. Zeka yoksunu herif toparlamaya çalışırken iyice sıçmıştı. Hala masada üzerime doğru eğilmiş bir şekilde duran Minho ve sırıtışı takıldı gözüme.

" Zeka geriliği var da biraz. Aldırma sen ona. " diyerek yapmacık bir şekilde kahkaha attığım da güldü. " Sadece usulca kabul et hyung. " diyen Jeongin ile oflayarak elime yanımda duran kaşığı aldım. Alnının ortasına saplayabilmek amacı ile elimi kaldırmıştım ki Minho elimi tutup beni engelledi. " İnsanlara bir şey fırlatmak haricinde bir hobi bulmalısın, sarışın. " göz devirerek elimi kendime çektim ve sandalyemi geriye ittirip ondan uzaklaştım. " Neyse ne. Hadi çekilin başımızdan da kahvaltı edelim. " Arkasını döndüğün de gideceğini düşünmüşken sandalye çekip yanıma oturmuştu. " Babam izliyor güzelim. Buradan başka bir yere oturup dırdırını çekemem. " Felix, Changbin ve Hyunjin'de masaya oturduğunda göz devirdim. Sanırım bu durumdan memnun olan tek kişi yanında oturan Hyunjin'in dudaklarını izleyen Chan hyungtu.

Seungmin arada kötü bakışlarını Changbin'e çevirse de çokta umurunda değil gibiydi. Jeongin burada hiçbir kin gütmeden duran tek kişiydi zaten. Herkes sessizce kendi halinde takılıyordu ve tek bir ses bile çıkmıyordu. " zeytinlerimi alabilirsin. " diyerek onlara fırlattığım için tabağımda olmayan zeytinlerin yerini dolurdu Seungmin. Güldüm. " Sana fırlatmam için mi verdin? " yüzüne fırlattığım domatesi kesinlikle haketmişti ve ağrıyan kafamla birlikte o da bunu onaylamıştı. Anlaşılan vicdan azabı da çekiyordu. Tabi ki de bir Seungmin asla psikopatlığından ödün verip bunu itiraf etmezdi. " Kafan acıyor diye verdim. " diyerek vurduğu yeri eliyle yokladı. Büyük ihtimalle ikinci bir kafa çıkmıştı orada. Kendisinin eli birazcık! ağırdı da. " ne kadar da kibarsınız beyefendi. Gözlerim yaşardı. " sahte göz yaşlarımı sildiğim de güldü.

Bir anda kulağıma yaklaşıp fısıldamaya başlayan Minho'ya irkilerek döndüm. " Şimdi arkadaş ortamında görünce anladım da bana söylediğin bütün lafların bir yana aslında şirinmişsin de. "

*

Korona sağolsun her gün bölüm yazıyorum dldlflcllc

Ayrıca Seungmin ve Changbin arasında ne geçtiğini de diğer bölümde yazacağım:))

Şimdilik hojçakalın gays♡

SEE U LATER~

Say İt{MinSung}Where stories live. Discover now