eleven

1.3K 135 43
                                    

Han Jisung

Seungmin ağzında ki suyu karşısında ki Jeongin'in suratına püskürtürken ufak bir çığlık attı. Tabi Jeongin'de anın şokuyla çığlık atmıştı. Gözlerimi devirip onlara bakarken dikkati telefonunda olan Chan hyung'a baktım. " Hyung sen bizi duyuyor musun? " Chan hyung telefonuna doğru sırıtırken belli ki bizi geçiştirmek için kafasını salladı. " Ne yapıyor ki bu kadar mutlu? " Jeongin kafasını uzatıp Chan hyungun telefon ekranına bakmaya çalışırken Chan hyung bize dönmüştü mutluluktan olsa da korkunç görünen sırıtışıyla.

" Ya biz tatildeyken numaralarımızı vermiştik birbirimize de Hyunjin'le onunla konuşuyorum. " Hepimiz ikinci bir şoku yaşarken yine suyuyla uğraşan Seungmin'in karşısından yavaşça kaya kaya bana doğru geldi Jeongin. " Yok artık. Hyunjin ve numarasını vermek? " Hyunjin'i fazlasıyla yakışıklı ve popüler olmasına rağmen lise boyunca kimseyle görmemiştik. Yani aşırı seksiydi gerçeği söylemek gerekirse ve buna rağmen ne bir kızla ne de bir erkekle konuşup görüşürdü. Şimdi ise gelip numarasını vermesi? Wow.

" Nasıl ya? Sana gelip numarasını mı verdi bildiğimiz? " Jeongin'de Seungmin'e katılırken ben sadece büyüyen gözlerimle olanları izliyordum. Adam 3 yıllık platonik takıldığı insanla konuşuyordu be. Bu nasıl bir istikrardır? " Ya işte dedi seni kafa dengi buluyorum konuşalım mı? sonra numarasını verdi işte. " Sanki normalmiş gibi anlatsa da o da dahil hepimiz bunun normal olmadığını biliyorduk. Ki 35 diş sırıtan Chan hyungta fazlasıyla belli ediyordu aslında. " Vay be. Sanırım yalnız öleceğim. " Seungmin olmayan göz yaşlarını silerken Jeongin ona sarıldı. " Hayır hyung ya. Ben zaten evlenmek istemiyorum beraber yaşarız. " Seungmin'in gözlerini kaçırdığını gördüğüm de sırıttım.

" Siz ne konuşuyordunuz? " diyen Chan hyungla ofladım. Neden bu konuya dönmek zorundaydık ki? Sonsuza kadar kaçmak istiyordum oysa ki. " Jisung-ah söyle derdini bakalım. " Seungmin'e bakıp orta parmağımı gösterdiğim de güldü. " Ya işte Minho bana çıkma teklifi etti. Hoşlanıyormuş benden. " Chan hyungun taktiğini kullanarak sanki normalmiş gibi anlatmayı denediğim de ayağa fırlayıp bağıran Chan hyung bana hiç yardımcı olmamıştı. " Nasıl ya?!? " ellerimi yüzüme kapatıp utançla ofladım ve ufak bir çığlık attım.

Minho'dan etkilendiğim kesindi zaten. Peki ya hoşlanmak? Evlenmek zorunda olduğumuz gerçeğiyle onu sevmek istemezdim. Onun da beni aynı mecburiyet hissinden sevmesini istemezdim. Eğer ortada hoşlantı söz konusu olacaksa gerçek hisler olmalıydı. Ben ise kesinlikle ne hissettiğimi bilmiyordum. " e sen ne dedin? "

Oflayarak yol boyunca konuşmayıp otobüs durunca koşarak eve gelmemi aklıma getirdim. Ardımdan gelen çocuklar tabi ki de bunu her zaman ki yol tutmuştur olayına bağlamışlardı ama asıl olan şey kesinlikle bu değildi. " Bir şey demedim işte. " Chan hyung sırıtarak önümde durdu. " Bence kabul et sonuçta müstakbel kocan. En azından sevgiliyken şey yapmış olursunuz. " diyerek kaşlarını aşağı yukarı oynattığında koluna vurdum. Hepsi gülerken ben sinirle arkamda ki yastıkları alıp Seungmin ve Jeongin'e fırlattım. " Anlaşılan birilerinin kafası karışık. " diyen Jeongin bile bunu fark ettiyse eminim ki Minho'da fark ederdi. Acaba kaçsam mı sürekli? Aynı okulda olmamız ve babalarımızın bizi sürekli aynı yere sürüklediği gerçeği yüzüme vurunca ağlama isteğiyle doldum. Telefonum titreyince büyük ihtimalle babamdan gelen mesajla korkarak elime aldım telefonu. Lütfen yine bir 'aile' yemeği olmasın.

Minho: 1 saat sonra evindeyim. Konuşmamız lazım Sarışın. Kaçmamız değil!

Hızla yerimden doğrulup ufak bir çığlık attım. " ne oluyor be? " diyen Seungmin'e dehşetle baktım. " Minho evime geliyor. "

*

Bölüm geldiğğğ

Çook özür dilerim ya atamadım bölüm derslerim vardı. Malum Online eğitim illeti var...

Seviliyorsunuz♡

SEE U LATER~

Say İt{MinSung}Where stories live. Discover now