fifteen

807 86 21
                                    

Han jisung

Kolundan tutarak azarlamak için sessiz bir yere doğru çektiğim Minho sırıtarak bana bakıyordu. Anlaşıldığı üzere yaptığı şeyden pişman değildi. " Nasıl tanımadığın birine kocam olduğunu söylersin? " kaşlarımı çatarak ona baktığım da yaslandığı dıvar da doğruldu ve bana baktı. " Aslında kocan olduğumu değil, müstakbel kocan olduğumu söyledim. " Tamam fikrim değişmeye başlamıştı şuan sinirli Minho'yu tercih ederdim en azından beni ciddiye alırdı ya da ciddi bir konuşma yapabilirdik.

" Biraz ciddi olur musun? Beni bütün okulun önünde öpmenden bahsetmiyorum bile. Sana seni tanımak için bir şans veriyorum ve sen istediğin gibi hareket ediyorsun fikirlerimi umursamadan. " kaşlarını çattığında sonunda ciddi olacak gibiydi. Şuan ciddi olmasına ihtiyacım vardı gerçekten. Babamın kulağına bütün okulun önünde öpüştüğümüz gerçeği giderse kesinlikle yarın düğünümüzü yapardı. Oysa ki ben Minho'yu tanımak onun hakkında ki şeyleri öğrenmek ve hoşlantımı sevgiye dönüştürmek istiyordum. Öylece evlenemezdim. Üstelik daha lise sonum sadece. " Fikirlerini umursamadığım için değil cidden sana karşı koyamadığım için yaptım hepsini. " çatık kaşlarım kendiliğinden gevşerken bakışlarının güzelliği şimdiden beni ikna etmişti bile. Tanrım nasıl bu kadar çabuk gevşemişti aptal bedenim? Tamamen Minho'nun etkisi altına girmiş gibi hissediyordum. İki saniye öncesinde küçücük bedenim kendini aşan bir öfkeyle dolmuştu ama şuan sadece Minho'ya odaklanmıştım.

Çattığı kaşları, gözlerime sabitlediği gözleri, kasılan çenesi ve hafif aralık dudakları ile o kadar etkileyici duruyordu ki ağlayarak uzaklaşmama çok az kalmıştı. Siktir hormonlarımın kendilerine sahip çıkması gerekiyordu.
" Çok güzelsin Jisung. Gülüşün, hareketlerin, mimiklerin o kadar güzel ki saçlarının yeni rengi o kadar mükemmel durmuş ki karşı koyamadım işte. Arabadan indiğinde o kadar mükemmel duruyordun ki seni gerçekten öptüğümü ben bile anlayamadım. Ya da o adama o kadar güzel gülüyordun ki aptallıklarıma engel olamadım ve senin gülüşünün bana ait olacağını bilmesini istedim sadece. Benim kötü bir amac- " Minho'nun da dediği gibi o kadar çekici duruyordu ki bunları söylerken karşı koyamayıp dudaklarına yapışan ben olmuştum bu sefer. Üstelik onu cidden öptüğümü farkına varamamıştım bile.

Bana iyice yaklaşıp belimden tutarak kucağına aldığında bacaklarımı düşmemek için sıkıca ona doladım. Kollarıyla beni mümkünmüş gibi kendine daha çok bastırdığında dudaklarımı araladım. Üst dudağımı sertçe emdiğinde  inlememek için zor durmuştum. Sadece öpüşüyorsunuz Han Jisung kendine gel. Dilini dilimle buluşturduğun da kaç dakikadır nefes almadığımı bilmiyordum bile ama tam olarak bu şekilde nefessizlikten ölmeye razıydım. Minho'dan gerçekten hoşlandığım kesindi sadece bakışının beni bu kadar etkilemesi, daha önce hiç öpüşmemişim gibi bir öpücüğün bana bu kadar eşsiz gelmesinin anlamı kesinlikle buydu. Hissettiğim şey sadece cinsel bir çekim değildi. Saf bir arzuydu. Onun benliğe olan bir arzu.

Sonunda nefessiz kalmaya daha fazla dayanamayacağımızı anlamış olacak ki alt dudağımı şertçe öperek sesli bir şekilde ayrıldı dudaklarımdan. " Tanrım Jisung çabuk in kucağımdan ve bana şöyle bakma yoksa bu gecenin sonu hiç tahmin etmediğin bir şekilde biter. " Kahkaha atmamak için dudaklarımı ısırarak sırıttım. " Aslında iyi olurdu ama yarın sınavım var ve oturmam gerek. " diyerek yere doğru zıpladım. Minho'nun kucağına değilde gökdelene tırmanmıştım sanki. " Sen iyi misin Han Jisung? Neden bu kadar cüretkarsın? Ah bunu beni baştan çıkarıyor. " güldüm ve Minho'nun öpüşürken elini daldırdığı saçlarımı düzelttim.

" Sadece empati yaptım ve seni affediyorum. Hoşlandığın birine karşı koymak cidden zormuş. " Omuz silkerek üstüme tamamen çeki düzen verdim. Saf saf başını sallayan Minho ne dediğimi anladığın da kocaman gözlerle bana baktı. Aman Tanrım bu hali çok şirindi onu daha fazla şaşırtmalıydım. " Sen ne dedin? " diyerek bana baktığında gülerek arkamı döndüm ve bizimkilerin yanına doğru yürümeye başladım. " Ne demişim ki? " diyerek bir yandan da salağa yattığım da Minho güldü. " Hadi ama itiraf et işte. " diyerek peşimden koşar adımlarla gelirken daha da hızlandım.
" Neyden söz ettiğinizi bilmiyorum Bay Lee. " gülmeme engel olamazken onunda gülüşlerini duyuyordum. " Seni yakarlarsam çok fena olacak Jisung. "

*

Minho'nun bakışları

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Minho'nun bakışları...

Dün bölümü atmayı unutmuşum kimse dememiş tabi millet nerden bilecek beynimi si-

He bir de yorum yapar mısınız bebişlerim🌈💕💜


SEE U LATER~

Say İt{MinSung}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin