three

1.5K 183 42
                                    

Han Jisung

Gözlerimi başımın ağrısıyla açarak içen bir insanın klasik gününe uyanmıştım. Tabi büyük ihtimalle herkesinkinden farklı olan bir şey vardı. Ben gözlerimi açtığımda beni bekleyen bir adet LEE MİNHO vardı!!!

Adeta çığlık atarak doğrulmaya çalıştığımda belimdeki elleriyle beni tekrar yanına yatırmış ve kendine çekmişti. " Nereye küçük sıçan? " şaşkınlıktan sadece bakmaya devam etmiştim. Tanrı aşkına ben en son barda içiyordum. Ne ara sabah olmuştu? Ya da ne ara gelmiştim bu herifin yatağına? " Ah demek hatırlamıyorsun. Ne güzel. " kocaman gözlerimle ona bakmaya devam ettiğim de belimde ki elini sıkıp bana doğru yaklaştı ve nefesini yüzüme üfledi. Lütfen düşündüğüm şey olmamış olsun.

" Hayatımda geçirdiğim en eğlenceli geceyi geçirdim dün akşam. " sırıtarak belimde ki ellerini karın kaslarıma kaydırdı ve orayı okşadı. Bir dakika, benim tişörtüm yoktu. Cidden olmuş muydu? " B-biz ne yaptık? " güldü ve belimde ki elini çekti. " Tabiki de düşündüğün şeyi yapmadık aptal. Seninle öyle bir şey yapmam. " stresten tuttuğum nefesi bıraktım. " Peki neden buradayım? " yatakta doğrulup oturduğumda o da beni takip etmişti. " bilmem. Belki de dün gece üstüme kustuğun için ve eve gitmek istemediğin için olabilir. " utançla elimle yüzümü kapattım. Üstüne mi kusmuştum? Neden bu kişi Lee Minho olmak zorundaydı ki?

" Üzgünüm tamam mı? şimdi gidiyorum. " yataktan apar topar kalkıp etrafta tişörtümü aramaya başladım. " bu kadar kolay kurtulamazsın Han Jisung. " ona bakmayı reddederek aramaya devam ettim. Nerede bu lanet tişört? " Dün akşam eve gelmeden önce babama uğramam gerekti ama bil bakalım bana ne engel oldu? Bu yüzden bana babamı ikna edecek bir bahane lazım. " bahanesinin benimle ne ilgisi olduğunu düşünürken bir anda kolumdan çekip yanıma uzandığında sinirle ona baktım. " ne yapıyorsun? " sırıtarak beni bedenine yapıştırdı ve kafamı çıplak göğsüne yaslayıp telefonunu çıkarttı. " eğer babama seninle bir gece geçirdiğimi söylersem kızmayı bırak plaket bile verebilir. " gözlerimi kocaman açarak kafamı kaldırıp ona baktım. Ne demek benimle bir gece?!?!? " bunu yaparsan bizi evlendirme planlarına tam destek vermiş olursun. " omuz silkti ve telefonundan kamerayı açtı. " azar yemekten iyidir. Şimdi gülümsemek mi istersin yoksa daha inandırıcı olsun diye seni öpmemi mi?" Hızla bakışlarımı kameraya çevirip gülümsedim. Lee Minho'dan bahsediyorduk. Kesinlikle yapardı dediğini. Gülerek kameraya baktı ve bir kaç tane fotoğraf çekip incelemeye başladı. " tatlı. " dediğinde kaşlarımı kaldırarak ona baktım. " kendime diyorum aptal çocuk. " aksi düşünülemezdi zaten. Hala göğsünde uzandığımı fark edip hızlıca yataktan kalktım. " izninle şimdi gidiyorum. " ayağa kalktı ve dolabından bir tişört çıkartıp bana uzattı. " bunu giy. Senin ki kusmuk olmuştu. " ince bir harekette bulunmasına şaşırmış olsam da tişörtü alıp giydim. Diz kapaklarımdan sadece beş parmak yukardaydı ve tuhaf durduğuna emindim. Minho sırıtarak bana doğru bir adım attı ve tişörtün kıvrılan yakasını düzeltti. " neden bu kadar küçüksün? " ne kadar saçma bir soru olduğunu anlamış olacak ki geri çekildi. Göz devirerek yerden telefonumu aldım. " sensin küçük alt tarafı 3 yaş büyüksün. " sinirle kapıdan çıktım. küçük demişken, bize sahip çıkması gereken Jeongin'i kesinlikle öldürecektim.

Say İt{MinSung}Where stories live. Discover now