fourteen

792 86 20
                                    

Han Jisung

Felix ve Changbin'in katkılarıyla okulun yarısından fazlasının olduğu partinin girişinde dudaklarını dudaklarıma bastırmış olan Minho ile donup kalmıştım. " Ben uyarmıştım ama. " diyen Chan hyung ile gerçekliğe dönmüş ve kocaman açılan gözlerimle geriye kaçmıştım. " Gitti 2 gramlık psikolojim hyung ya. " Jeongin'in buruşmuş yüzüne gülebilirdim ama sanki tepki verme yetimi kaybetmiştim. Sırıtarak dudağını ısıran Minho'ya dehşetle baktım. " sorunun ne senin? " güldü ve bana doğru yaklaştı. Geri adım atmamak için çok zor durmuştum. Korkak gibi görünmemeliydim. " Sorunum mu? Ben sorun olarak görmüyorum ama kastettiğin şey galiba sana karşı koyamamam. " gülümseyerek elini kaldırıp gözümün önüne düşen saç tutamını geri ittirdi. Nefesimin kesildiğini hissettim ve rezil olmamak için kızarmamaya çalışmam boşa gitmişti çünkü yüzümün yandığını hissetmiştim.

" Kafayı yemişsin sen. " diyerek utancımı ona söverek gidermeye çalıştım ve herkesin bakışlarının üzerimiz de olmasına daha fazla dayanamayarak Seungmin'i tutup kolundan sürüklemeye başladım. Chan hyung ve Jeongin de hemen arkamızdan gelirken sonunda oradan kurtulmanın verdiği rahatlıkla derin bir nefes aldım. " Minho'da ki hız ben de olsa var ya Hyunjin'le evlenmiştim çoktan. " bu konuyu bile nasıl Hyunjin'e bağladığını anlayamadım Chan hyung ile ofladım. " Sapık herif vakumladı resmen. " homurdanan Seungmin ise Minho'ya sallamak için fırsat bulduğuna seviniyordu kesin. " Hyung fotoğrafınızı çektiklerini gördüm ben. " diyen Jeongin ile ağlayacaktım cidden. Okul grubunda bir güzel dedikodumuz dönerdi artık. " Akıl sağlığı yerinde mi merak ediyorum cidden. O kadar kişinin içinde nasıl dudaklarıma yapışabilir iznim olmadan? " geniş bahçeye koyulan masalardan birine attığımızda kendimizi bir ilki gerçekleştirip utançtan ölmek üzereydim.

" Ben demiştim sana Minho'yu öldürüp dünyayı bir pislikten kurtarmamız gerektiğini. " Seungmin bütün ciddiyetiyle omuz silktiğinde ağlamama bir kaç saniye kalmıştı cidden. " Yeni bir dedikodunun hızlıca yayılması için dua et Jisung-ah böylece az konuşulursunuz. " Chan hyung haklıydı okulun dikkati başka bir büyük dedikoduya çekilene kadar konuşulacaktık. Sadece hızlıca olmasını dilemeliydim. " Ben derim ki ne dilediğine dikkat et çünkü ayaklı bir bela olabilecek biri bize doğru geliyor şuan. " oturduğu yerden gözlerini arkamda bir noktaya diken Seungmin'le kaşlarımı çattım ve arkama baktım. Panikle önüme geri döndüğüm de yüzümde ki ifade yavaşça şoka dönmüştü. " Yanlış gördüm demi? " Chan hyung elini yüzüne kapatıp Jeongin ve Seungmin başka yerlere bakmaya başladığın da doğru gördüğüm onaylanmıştı.

" Hannie. " diyerek yanımda beliren şahıs uzun bacakları sayesinde mi bu kadar hızlı gelmişti acaba? " Kafamı kaldırıp ona baktığımda her zaman ki parlak gülümsemesiyle bana bakıyordu. Daha Lise 3 olan bebiş Jeongin saygıyla onu selamladığında göz devirdim. Gerçi hepimizden büyüktü ama yine de üniversite 1.sınıf olan Chan hyung sakinliğini korumuştu. Seungmin de lise son olmamızın gazabına uğrayıp memnuniyetsiz bir suratla onu selamlarken gülmemek için dudaklarımı ısırıp ayağa kalktım bende. " Nasılsınız çocuklar? "diyerek onlara gülümseyen hyungla bizimkilerin mırıldanmaları bir olmuştu. Hepsinin gözünde geçmişin canlandığı o kadar açıktı ki...

" Sen nasılsın Hannie? " gülümseyerek bana baktığın da aynı şekilde karşılık verdim. " iyiyim Minhyuk hyung? Sen geri mi döndün? " diyerek kaşlarımı kaldırdım. 2 yıl önce taşınmıştı oysa ki. " Ah evet ailem geri taşınma kararı aldı buraya. Aklıma gelen ilk şey seni ne kadar özlediğim oldu." Gülerek ellerini omuzlarıma atıp okşadı. Gülümsedim anlayışla. Çocukluğumuz birlikte geçmişti sonuçta. Bizimkiler öksürük krizine girdiğinde ne olduğunu anlamayarak onlara baktım. " sıçtın kemirgen. " diyerek öksürüklerinin arasında konuşan Seungmin'le kaşlarımı çattım. Ne saçmalıyordu bunlar?

" ellerini geri mi çeksen? " kaşlarını çatarak ciddi bir yüz ifadesi ile elini Minhyuk hyungun koluna koyan Minho ile yerimde sıçradım. Ciddi hali fazla korkunçtu. Onu genelde benimle dalga geçerken gördüğüm için sinirlendirmemem gerektiğini bir kez daha anlamıştım. " Asıl sen iki insanın arasına girmesen mi? " kocaman gözlerimle dudaklarımı dişledim. İkisi de aşırı gergin görünüyordu ve ilgi odağı olmak istemiyordum tekrardan. Hızla geri çekilip Minhyuk hyungun ellerinin düşmesini sağlarken ona bakıp gülümsedim. " Hyung burası biraz gürültülü olduğu için duyamıyorum zaten sonra konuşalım. " kafasını anlayışla sallarken ciddi ifadesinin yerini sinsi bir gülümseme aldı. " O zaman müsait olduğun da size gelirim. Arayı kapatırız. " bunların üstüne bir de göz kırptığında yanımda ki Minho'nun gerginliği yüzünden düşüp bayılabilirdim.

" ha ha ha kesinlikle öyle bir şey olmayacak. " diyerek kaşlarını çatan Minho ile ondan bir adım yavaşça uzaklaştım. Ne var korkuyorum. " Tamam sormamak için zor duruyorum ama sabahtan beri bize karışıyorsun. Kimsin sen? " Minho hızla belimden tutup beni kendine çektiğin de zayıf bedenim ne olduğunu anlamadan ona yapışmıştı. Ağzını açmak üzereyken söyleceği şeyi tahmin etmiş ve hızlıca ellerimi ağzına kapatmıştım. Elleri hala belimde olduğu için gereksiz bir şekilde yakın olan vücutlarımıza küfür ettim. Kaşlarını kaldırıp elimin içinde güldüğünde kaşlarımı çatarak ona bakıyordum. " aklından geçeni dile getirme. " belimde ki eliyle beni daha çok kendine çekti ve dudaklarının üstüne kapattığım elimi ısırdı. Dehşetle ellerimi geri çektiğim de yüzünde muzip bir ifade vardı. " Ama canım öyle istiyor. " diyerek bize şaşkınlıkla bakan Minhyuk hyunga döndü. " Ben Lee Minho. Jisung'un müstakbel kocasıyım. "

**


Arkadaşlar bölümün sorumlusu şu fotoğraftır şdldşdşşfşğcppc

Şerefsiz Minho çok tapılası🥵🥵

Löv yu gays♡

SEE U LATER~

Say İt{MinSung}Where stories live. Discover now