14. Bölüm

321 56 55
                                    


Anladım
Siyah ve beyaz'dan anladım
Saniyeler ve saatler
Belkide biraz zamana ihtiyacımız vardır

Nasıl ilerlediğini biliyorum
Doğru ve yanlışın nasıl ilerlediğini biliyorum
Sessizlik ve ses
Bizim gibi birbirlerine bağlanabilir mi?
Bizim gibi kavga edebilirler mi?

Sen ve ben
Böyle olmak istemiyoruz
Sonumuzu yazabiliriz
Hiçbir şey sen ve ben arasına giremez
Hayır, hiç bir şey sen ve ben arasına giremez




Yazdığım birkaç dizelik şarkı sözlerini tekrar tekrar okudum.

Belki biraz zamana ihtiyacımız var...
Doğru ve yanlış...
Bizim gibi kavga etmek...
Sonumuzu yazabiliriz...
Hiçbir şey bizim aramıza giremez...

Bu anahtar cümleleri, kimi düşünerek yazdığım belliydi.

Üzgünüm... çok.

Beni bu kadar etkileyeceğini bilemezdim. Böylesine reddedilmemiştim. Gerçi hiç reddedilmemiştim, çünkü her zaman ilişkilerimde akıllı hareket etmiştim. Gururum çok kırıktı, yine de Jongin'i görmek istiyordum.

Bu ne kadar aptal bir dürtüydü böyle...
Kalbim istiyordu, mantığımsa kendini rezil etme diyordu.

Öpüşüp kovulma saçmalığının üstünden çoktan iki hafta geçmişti bile. Bu süreçte neredeyse her gün gördüğüm çocukları bile sadece bir kere bahçelerinde oynarlarken görmüştüm. Bu da demek ki, çocuklarına benimle konuşmamaları için uyarıda bulunmuş. Yine bunu yapmış olması gerçekten sinirimi bozuyordu. Çünkü kendisi bana yeşil ışık yakmamış mıydı? Hareketleriyle, sözleriyle beni kendine çeken oydu! Bir de çok güzel olunca; yüzünün nezaketine, güzelliğine, özene bezene yartılmış olmasına da düştüm...

Resmen benimle oyun oynadı.

Bu yüzden canım çok sıkkındı. Fakat bir yandan da bana "Sadece ben olsaydım isterdim seni Sehun" deyişini unutamıyordum. Unutmak da istemiyorum ki tek tutunduğum, inanmak istediğim cümlesi buydu. En çok kırıldığım yerse, beni kolumdan tutup kapıya sürükledikten sonra defol demesiydi. Gidip hesap sormak ve onu nelerin engellediğini öğrenmek istiyorum ama çocuklarıyla birlikte bu kadar kendini geri çekmiş bir insana kendi ayaklarımla tekrar gitmek de istemiyordum. Yine de kendime güvenemiyorum, ona söylediğim gibi, eğer onu görmeyi çok istersem giderim de öperim de severim de...

Bazı huylarımdan, kendimi tutamamamdan nefret ediyorum.

Hep rahat bir insan olmuştum ama bu şekilde sıkıntılı olduğum nadir zamanlar da vardı. İki haftadır rezil olmuşluk hissini atamıyordum bir türlü. Bunu örtmeliydim, bir şekilde üstüne gitmeliydim. Bu adamın çok altında kalmıştım ve çocukça davranıyor olmasına tahammül edemiyorum artık. Üzüntüm yavaş yavaş sinire bırakıyordu yerini, çünkü iyice etraflıca düşünüyordum ve her seferinde haksızlığa uğrayanın ben olduğumu düşünüyorum. Belki bir kere veya iki kere benimde suçlu olduğum zamanlar olmuştur ama ben onun dili kadar kırıcı değildim ki.

Madem bu kadar kırıcı o zaman neden hâlâ onun üstüne bütün kalbimle düşünüyordum ki? Gerçekten hoşlantı boyutunu mu aşmıştım yoksa?

Çok belirsizim, çok...

Kalbim çok mu kırgındı? Hayır aslında, sadece çıkmazda hissetmek sıkıntı veriyordu. Bunun haricinde bana defol ve git demesini de aşamıyor sinirleniyordum ama biliyorum, onu biraz olsun tanıdıysam eğer beni istemeseydi, tiksinseydi zaten başta beni öpmez, teşekkür de etmezdi. Defalarca özür de dilemişti. Açık açık nedenleri olduğunu da söylemişti. Bunu deli gibi öğrenmek istiyordum, gerekirse sıkıştırmak istiyordum. Bu sefer gerçekten kavga edebilirdik ama biterse de bu şekilde bitmeliydi. Hiçbir soru işareti kalmamalıydı zihnimde. Sonra gerekirse bulunduğum yeri de satar terk ederdim oraları. Ama bakıştığım A4 de yazdığım gibi, sonumuzu yazabilirdik. Onunla güzel bir son yazmak istiyorum. Yanlışını doğrusunu konuşmak istiyorum ve eğer bana makûl bir sebep sunarsa onun için onu bırakabilirim de. Ama bir erkekten bu kadar hoşlanıyor olduğumu da asla unutamayacaktım.

I Love Rock 'N Roll || SekaiWhere stories live. Discover now