11. Bölüm

416 65 144
                                    

"Bebeğim! Çok özledim seni!"

"Bebek mi? Saçmalama Aera, şunun sevimsizliğine bir bak."

"Anne, torunumla düzgün konuşur musun lütfen?"

"Hah! Torunumun çocuğunu gördüm, bir de senden akıl mı alacağım?"

Annem, büyükannem ve büyük büyükannem üçlüsünün arasında, Jongin'in şoke olmuş bakışlarına ve gülüşüne maruz kalıyordum. Kendimi annem ve büyükannemin arasında sevgi seline kapılırken buldum bir anda. Büyük büyükannem ise her zamanki gibi dikdatör, monarşik, Hitler ve türevleri sayabileceğim şekilde formundaydı.

92 yaşındaki yaşlı bir insan, nasıl bu kadar katı olabilirdi? Senden akıl mı alacağım, dediği kişiyse 72 yaşındaki kızı olan benim büyükannemdi.

Büyük büyükannemden itibaren kuşaklar arası yumuşama söz konusuydu. Annemin annesi, onun annesine göre daha yumuşak, benim annem ise pamuk gibiydi.

Annem, beni yaklaşık bir aydır görmediği için şimdi her yanımı öpüyor, bir de uslu durmamı istiyordu.

Jongin'in önünde, beni düşürdüğü durum için ağlamamı istiyor resmen.

"Anne, yeterli değil mi sence? Misafirimize ayıp oluyor sanki." Gülümsüyordum ama anneme öyle bakıyordum ki "bırak!" diye bağırmakla eş değerdi bence. Gözlerimi büyütmüş sürekli göz kapaklarımı kırpıştırıyordum.

"Ah, haklısın. Ama çok özledim oğlumu, neredeyse bir aydır görmüyorum." Ah benim nazik sesli, nezaket sahibi, sevimli annem.

Spa salonunda, lobideki büyük L koltuğunda bir yanımda annem, diğer yanımda büyükannem varken Jongin de L koltuğun diğer kısmından, büyük büyükannemin yanında otururken keyifle bizi izliyordu.

Bu ikili annemin daimi misafiri ve müşterisiydi.

Bugün, her zamanki gibi öğle saatinde uyanmış ve hemen Jongin'i aramıştım. Çocuklarını erken saatte annesine bıraktığını söylediğinde ikimiz saat bir buçukta taksiyle annemin spa salonuna geldik. Evime, arabayla kırk dakika kadar, oldukça uzaktı.

Bu süre zarfında Jongin'le -şoförün yanında olabildiğince- konuşurum diye düşünmüştüm ama o genelde mesajlaşmış ve telefon görüşmesi yapmıştı. İşten dolayı önemli olduğunu söyleyip benden çokça izin isteyip özür dileyerek yolu bitirmiştik neredeyse. Bu yüzden biraz moralim bozulmuştu, çünkü onunla konuşmak istiyordum.

Ona karşı, daha da tanımak istemekten başka bir şey düşünemiyordum dünden beri. Aslında Amerika'ya gitmeden de onu daha fazla tanımak isteyen bir tarafım vardı ama sarhoş olduğum geceden beri bunu daha belirgin yaşıyordum.

Neden onunla birden bu kadar ilgilenmeye başladığımı düşünüp durdum, hem de o yanımda, telefonuyla konuşup ilgilenirken. Bazen konuştuğu konuya odaklanmış yüzüne baktım, bazen camdan dışarı izledim ve her seferinde -dün akşam da olduğu gibi- "çünkü çok güzel..." dedim içimden. Bunu dediğimi, düşündüğümü bile fark etmemiştim, tâ ki konuştuğu kişiyle ne konuştuysa, kaşlarını üzgünce çatıp boynunu nazikçe ovalayana kadar.

Yaptığı bu hareket farklı gelmişti bana, farklı ama güzel. O yüzden ne olduğunu anlayamadığım bir sıcaklık yayılırken içime gülümsedim.

Ne düşünüyordum ya da ne hissediyordum çözemiyorum ama her seferinde onun çocukları olduğunu kendime hatırlatıyor ve yüzüm düşüyordu açıkçası. Çünkü çocuklarının olması demek bir anneleri olduğu demekti. Dolayısıyla da adam bir aile babasıydı, bu şekilde onun güzelliğini düşünmek beni utandırıyor ve kendime kızmama neden oluyordu ama ne diyebilirim, gördüğüm bütün kızlardan güzel bir yüzü var. İnsanın dönüp bir daha bakası geliyor. Belki de bu yüzden onun suratının estetik olduğunu iddia edip durmuştum. Güzelliğine sürekli baksam bakarım, hiç sıkılmam. Belki de o yüzden özrü bahane edip onu buraya getirmiştim. İlgilenebilecek çalışanlar veya annem varken masaj yapmayı bile iyi bildiğim için ben yapmayı düşünüyordum.

I Love Rock 'N Roll || SekaiWhere stories live. Discover now