17. Bölüm |M|

458 47 105
                                    

Bölüm şarkısı;
Beyoncé - Delresto

Hayatımın en güzel günlerini yaşıyorum. Heyecanlı ve neler olacağından habersizce merakla beklediğim günlerim, gençlik zamanıma uygundu. Bazen geleceğimden korksamda önemli değil, her zaman gülümsüyordum.

Jongin'le birlikte uyuduğumuz günden sonra her günüm daha aydınlık doğuyordu.

Çocuklarını ailesiyle bırakıp bana geldiği gece, odama geçtiğimizde oldukça ileri gideceğimizi düşünmüştüm. Çünkü söyledikleri ve davranışını bu şekilde algılamıştım ama o bir arada sabaha karşı dörte kadar oturup birbirimize sarılarak uyumaktan bahsetmiş. Bazen kendimiz hakkında bazen de ne kadar saçma sapan, bizi ilgilendirmeyen konular varsa onları konuşmuştuk. Zaman zaman oturduğumuz yatakta bana sokuldukça öptüm onu, ben ona şımardıkça "çocuklarını nasıl seviyorsan beni de öyle sev" sözlerimi hatırlatıp mıncıklayarak öptü beni. İlk başta komik buldum, o da öyle. Ama saatlerdir otura otura yıllardır arkadaşmışız gibi rahatladık, birbirimizi daha anlar olduk. Ara ara yine bana sinirlendi, "nasıl bu kadar aptalca düşünebiliyor" diye düşünüp bende ona sinirlendim, bütün bunları sözlerimizle de belli ettik. Kalkıp gider gibi oldu, çektim attım onu tekrar yatağa. Sonra yine gülüştük. Hâlâ istemeden birbirimizi sinir ediyorduk ama o günden sonra birbirimizi görmeden yapamaz olmuştuk.

Jongin'in ablası gitse de annesi, iki hafta daha buralarda olduğu için o günün haricinde iki gece daha evime gelmişti. Bir keresinde salonda sabahlayıp yastıkları alarak yerde uyumuştuk. Sanırım, onu bir şekilde tekrar eski zamanlarına döndürmüştüm, bana bunu imâ etmişti. Öyle ki, benimle halı üzerinde, koltuk yastıklarıyla birkaç saat uyumaktan büyük keyif almıştı. Diğer kalışındaysa yine odamdaydık, onu bir birlikteliğin içine çekmek istedim ama Jongin ağırdan alma taraftarı olduğunu resmen belli etmişti.

Beni daha iyi tanımak istediğini ve tatmin olduğu zaman benimle birlikte olmak istediğini söyledi. Gayet mantıklı bir sebep olsada, benim, kendimi yatağa bırakıp birkaç dakika hareketsizce kalmama, Jongin'in de dakikalarca gülmesine sebep olmuştu. Onu her seferinde katıla katıla güldürüyor olmak, buna benim sebep olduğumu biliyor olmak beni harika hissettiriyordu.

İki hafta içerisinde, evine girmeden birkaç dakika da olsa, bana uğradığı olmuştu ve bu kısa sürenin beni ne kadar değerli hissettirdiğini tarif edemezdim. Jongin'le konuşup onu tanıdıkça ne kadar olgun bir insan olduğunu fark ediyorum. Benim uçarı kaçarı bir tip olmamla, bütün bu olgunluğunun yanında heyecanla ilgileniyordu. Ona yaptığım şakalar ve ona takılmamla yüz ifadesinde bile olan olgunluğun nasıl mutlu bir hâle çevrildiğine tanık oluyordum. Benim yanımdayken farklı birine dönüşmeye başlamıştı; daha heyecanlı, çocuklarının yanındaki gibi korumacı olmayan, benim kendisi hakkında ne istediğimle ilgilenen biri. Bütün bunların dışında benim atılgan kişiliğime, onunla bir an önce ilişkimizi oldu bittiye getirmek isteyen tarafıma göre -ilk zamanları saymazsak- mantıklı bir adamdı. Yanımda bazen çocuklaşsa da ve bu beni oldukça şaşırtsa da yine de ilişkimizin mantığı ondaydı. Sanırım, kendisini benim kollarıma bırakıp rahatlıyordu.

Hâlâ daha tanımadığı insanlarla karşı çok sertti, bir kere diğer yanındaki komşusuna çıkıştığında tanık olmuştum. Anladığım kadarıyla kendini korumanın yolunu bu şekilde bulmuş. Çünkü açıkça, her seferinde insanlardan korktuğunu dile getiriyordu. Bütün sinirli ve sert duvarlarının arasında aslında çok duygusal biri, benim umrumda olmayacak şeylere bile kırıldığı için insanların ona çok zarar verdiğine inanıyordu. Bu yüzden üç yıla yakın bir zamandan beri, sadece çocukları ve ailesine vakit ayırmış. Hayatına başka kimseyi sokmamış. Böylesine bir kapalı kutunun, biraz da böylesine bir nazlı insanın hayatına dahil olmak zordu ve ben bunu başarmıştım.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Aug 30, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

I Love Rock 'N Roll || SekaiWhere stories live. Discover now