15. Bölüm

311 48 49
                                    

Paslanmışım.

Kaç aydır elime gitar almıyorsam, ufak çaplı bir gösteri hazırlamak için bir saattir bir Metalica müziği çalmaya çalışıyordum. Bir saatin ardından bunu pek beceremeyince kendime sinir oldum, kendimi azarlayıp duruyordum. Gitarıma kıyabilsem sinirden bir yerlere vurup kırardım ama kıyamıyorum tabii.

Sonunda kendi şarkılarımızdan birini seçip daha çıkmamış olan albümümüzün başlık parçasını çalmaya karar verdim. Son zamanlarda Lay bolca çaldığı için ve müziğini hep birlikte oluşturduğumuz için daha aşinaydım. Bir bölümünü sorunsuzca çaldığımda gerisi içinde hazırdım.

Bu ufak çaplı gösterimin sebebi yan evde yaşayan iki ufaklıktı. Onlara küçük bir konser vermemi istediklerinde, babalarını da eve getirmem için harika bir sebep olduğundan kabul ettim. Ancak babaları olmasaydı bile çocuklar istediği için onlara çalıp söyleyebilirdim.

Bahçeden cıvıltılı çocuk sesleri yükseldiğinde buraya geldiklerini anladım.

Jongin'in evine gidip konuşmamın üstünden birkaç gün geçmişti ve sık sık olmasa da görüşüyor, konuşuyorduk. Onu gitmekle tehdit ettikten sonra birlikteliğimizi kabul etmişti ama kabul etmeseydi de gideceğim yoktu heralde. Belki bir ay gider, ikinci ay da özlediğim için yine gelirdim. Neyseki tehdidim işe yaradı.

Sanırım biz... sevgiliyiz.

Ya da değil miyiz?

Tam olarak adımız ne bilmiyorum ama eskisinden ziyade evime geldikleri için daha heyecanlı ve ne yapacağını bilemez vaziyetteydim.

İkizler koşarak salona girdiklerinde elimde gördükleri pahalı, kaliteli, muhtemelen hayatlarında ilk defa görmüş oldukları gitarla ağızları açık kaldı.

"Aman Tanrııım..."

"Çok güzel..."

Peş peşe verdikleri tepkiye güldüm. Arkalarından, işten yeni gelmiş olduğu biraz olsun yorgunluğundan belli olan babaları girdiğinde gülüşüm, samimi bir gülümsemeye döndü.

"Hoşgeldiniz." Dedim, kendimi göremiyorum elbette ama gözlerimin parladığına yemin edebilirim.

"Hoşbulduk." Jongin konuştuğunda baya keyfim yerine gelmişti. Zaten keyifliydim ama... bunun bir tarifi yok.

Dişlerim ortaya serili vaziyette gülümserken Rox gelip gitarımdan birkaç teli oynattı yerinden. Çok meraklı olduğu belliydi.

"Gözlerin yine kapkara." Kailana kız olduğunun göstergesi olarak makyaj ayrıntıma takıldığında "konser vereceğim ya size, hazırlandım." Dedim. Lay'in boyattığı yeşil, Chanyeol'ün boyattığı mavi saçı görseler ne yapacaklarını düşündüm kısaca.
Bende mi boyatsam?

"Güzel değil mi?" Ben beğeniyordum. Bu göz makyajı beni sanki daha erkeksi gösteriyordu. Ufaklık ise "Garip." dedi çocukça dürüstlüğüyle. İki adam da şaşkınca gülerken Jongin hemen müdahale etti. "Ah, hayır. Bence çok yakışıyor."

Dostum... eğer bir adamın küçük iltifatından bu kadar düzensizleşiyorsan... ileride ne yapacaksın? Güçlü ol kalbim, dizginleri al eline, bırakma beni kendi başıma.

"Teşekkür ederim." Dedim bana göre sevgilim olan adama gülümseyerek.

"Rica ederim, gerçekler." O da tıpkı benim gibi gülüyordu.

I Love Rock 'N Roll || SekaiWhere stories live. Discover now