7. Bölüm

338 65 51
                                    

Sonunda gözlerimi açtığımda; yan tarafımda, kollarını sardığı beyaz yastığı ve yine, bu sefer başka bir modeldeki, beyaz eşofman takımıyla ayakta dikilmiş ne yapacağını bilemeyerek bana bakan bir Jongin ile karşılaştım.





Ne ara eve gelmiş bir yana, ne ara iyileşmiş ve buraya nasıl gelmişti?

Şaşkınlığımı belli ederken kısa bir süre şaşkın şaşkın bakıştık. Onunki daha çok ne yapacağını, ne diyeceğini bilemiyor gibiydi.

İyice kafam ayıldığında hemen ayağa kalktım. Evinde izinsiz kaldığım için uyku sersemliğiyle sessizce açıklama yapma gereği duymuştum.

"Ah! Kusura bakma, evinde kaldım ama tamamen iyi niyetle. Çocukların küçük olduğu için gece boyu yalnız kalmaları tehlikeli olur diye düşündüm. Sen geldiğine göre ben de çıkayım." Yeni uyandığım için bazen olduğu gibi vücuduma değen soğuklukla ürperdim. Bu sırada Jongin dediklerimle dumura uğramış bir şekilde kocaman açtığı gözleriyle baktı bana. Bir şey demediği için daha çekingen hissederken uyuyan çocuklara rahatsızlık vermeden sessizce çıktım odadan.

Arkamdan gelen hızlı adımları farketsemde durmadım ancak telaşlı bir sesin "hayır hayır, bekle!" Demesiyle dış kapıya yakın bir yerde koridorda durdum ve arkamı döndüm.

"Ben... Çocuklarla kaldığın için teşekkür ederim." İşte bu daha büyük bir şaşkınlık yarattı bende. Kaşlarım hafifçe havalanırken sanki tavırları, bakışları tamamiyle değişmiş gibi duruyordu, hissettiriyordu.

"Nasıl?" Diye sordum inanamayarak.

"Özür dilerim ve teşekkür ederim." Dedi daha emin bir şekilde. Mahcup mu gözüküyordu bu adam?

Hafifçe gülümsedim, ondan bunun beklenmedik olduğunu söyleyebilirdim ama ben yorgundum, o daha yorgundu ama özür dilediği şey neydiyse önemli değil diyemezdim.

"Şimdi nasılsın, iyi misin?" Dedim sadece.

"Evet, hastaneye gittikten bir kırk dakika sonra kendime geldim." İyice bana yaklaştığında gözlerini kaçırıp duruyordu. Yan bir şekilde gülesim gelmişti doğrusu ama sadece tebessüm ederek hâlâ kucağında tuttuğu yastıkla bana yaklaşmasını izledim.

"Evimde olmandan rahatsız olmadım, yastık senin içindi. Rahatsız duruyordun... Ben... Her şey için teşekkür ederim." Vay canına, Jongin gerçekten bunları diyecek biri miydi? Bana asla bu şekilde hissettirmemişti. Üst perdeden bakan, kendisini yerlere koyamayan bir adamdı o ve şu an karşımda duran eğer Jongin'se onun için söyleyebileceğim tek şey, tatlı.

"Teşekküre gerek yok. Senin tarafından kovulacağımı düşünen ufak bir yanım vardı ve beni daha fazla şoka sokma." Deyip gülerek ellerim cebimde kapıya döndüğümde sanırım beynim, eve girmeyi düşünmüş ve bunu nasıl yapacağımı söylüyordu bana... Anahtarımı almamıştım.

"Siktir..." Deyip başımı eğdim.

"Noldu?" Diye sordu bu sefer.

Tekrar ona dönüp masum bir merakla bakan yüzüne baktım. "Dün telaşla çıkınca... anahtarı içeride unuttum." O da kısa bir süre düşündü.

"Üç yıldır burada oturuyorum, bir çilingir biliyorum. Çağırabilirim?" Başımı sağa sola salladım. Dün geceden sonra bana karşı oldukça yumuşamış olabilirdi ama hemen her şeyi unutacak bir karakterim yoktu. Sadece o çok kötü bir durumdaydı ve benim ne olursa olsun ona yardım etmek gibi insani bir görevim vardı. Bu kadar. Ancak itiraf etmeliyim ki şu an gözüme çok sevimli görünüyor.

"Numarasını versen yeterli." Dediğimde anında pişman olup gözlerimi yumdum.

"Pekâlâ telefonum da yanımda değil..." Sanki komik bir durum varmış gibi dişlerini göstererek gülümsediğinde... gerçekten güzel bir adamdı.

I Love Rock 'N Roll || SekaiWhere stories live. Discover now