SEZON 1.1.

2.2K 57 37
                                    

Arabada geçirdiği süreni çok iyi değerlendirdi kadın. Arka koltukta yatan miniye, aynadan bakarak yüzündeki gülümseme ile yan koltuktaki kardeşine çevirdi kafasını. Kurmuş olduğu şarkının sesini artırmasıyla yine aynı şeyleri düşündü.

Bir akşam gözünde aşk tüterse,
Geçmiş günler aklından geçerse ,
Kalbin bomboş ümitler biterse,
Sen üzülme ben varım.

Arabadan indiği an ağır adımlarla kafeye yaklaştı . Çoktandır göremediği arkadaşını masada otururken görmesiyle yanına doğru yürüdü.

E: Ahhh Orhan....(Sarılır) Nasılsın?
O: Çok sağol Ender,sen nasılsın?(sandalyesini çeker)
E: Çok merci. (Gülümser) E işlerin, hayatın nasıl?!
O: (Caneri görür) Iyi,iyi de...o Caner değil mi?!
E: (heyecanlanır) Nerede?!...
O: E (eliyle işaret eder) oradaydı az önce. Arkandan sana bakıyordu sanki.
E: (kafasını çevirir) Yok ki...
O: Ama ben eminim Caneri gördüğüme!
E: ..ııı..olabilir aslında. Yani ikimiz birlikte geldik ama onun acil bir işi çıkınca seninle görüşmeden gitmek zorunda kaldı.
O: Ender, Caner evlendi mi?
E: Yok. Onu da nereden çıkardın?
O: Yani sanki elinde bir puset gördüm de...o yüzden sordum. 
E: p..puset? Hahahaah Allah aşkına Orhan ne puseti?!
O: Bebek!
E: Ahaha üstüme iyilik sağlık! Ne bebeği?!
O: Yani...ne bileyim belki..
E:.....(susar)...
O: Ender.....bana doğruyu söyle lütfen...o bebek senin mi?!
E: (gözleri sonuna kadar açılır) Ah yok artık!
O: Ender....aslında ben seni buraya tam olarak bu yüzden çağırdım....
E: (derinden yutkunur) Ne için? Yani...ben sandım ki bu yemek, iki eski arkadaşın ...
O: E..evet evet..öyle zaten ! Biz iki eski arkadaş olarak hasret gidericez! Ama ondan önce benim duymuş olduklarım gerçek mi, değil mi , onu bilmem gerekiyor Ender...
E: (burnunu kaşır) Ne duydun ki sen?!
O: Iki aylık bir bebeğin olduğunu....ama babasının kimliğini sırr gibi saklıyormuşsun Ender...
E: (boğazını temizler)...ııı...Orhan...
O: Kaya Londraya geri döneli bir yıl olmadı değil mi....
E: (derinden nefes alır) hıh....10 ay 20 gün...
O: Kayanın mı?! (Kafasını öne eğer)  Yanlış anlama lütfen...ama ikiniz de benim için çok değerlisiniz ve...
E: Hayır! Çocuk benim,evet...ama babası Kaya değil! (Arkasına yaslanır)
O:  Ender....yapma lütfen! Sen ondan bir çocuk esirgedin zaten! Ikinci kez aynı hataya düşme...lütfen...
E: (ayağa kalkar) Ben söyleyeceğimi söyledim Orhan! Eğer beni buraya bunu öğrenmek için  çağırdıysan...
O:(önünde durur) Ender lütfen...tamam...otur hasret giderelim sadece. Olur mu?!
E: (somurtur) Peki..(oturur)

Karşılıklı oturan iki eski arkadaş, siparişlerini verdikten sonra oldukça koyu sohbete dalmışlardı. Ama sohbetin nerelere varacağını hiç kimse tam olarak tahmin edemezdi....

E: Ee hep iş-güç diyosun be Orhan...yok mu hayatında biri?
O: Açıkçası Ender,vardı. Ama yıllar önce ayıldık. E bende aynen sizin gibi,gönlümü bir daha başkasına açamadım...

Kadının aniden deyişen yüz hatlarıyla esas merak ettiği şeyi sora bileceğini anladı adam.

O: Aslında Ender...bizimkisi pek bir açık değil bana karşı.
E: Nasıl yani?!(kaşları çatılır)
O: Yani...neden geldi, neden gitti,hiç bir şey söylemiyor! Sadece “böyle gerekti” deyip geçiştiriyor beni.
E:...ve sende benden öğrenmek istiyorsun, öyle mi? (Sinsice bakar)
O: ..aslında...evet ..
E: Bu senin neyine gerek ki Orhan?
O: Ikinizle de, çok görüşemesem bile, ikinizide çok seviyorum ben ve yapmış olduğunuz her ne yanlış varsa,yani sizi bu duruma sürükleyen, bilmemin bir mahzuru yoktur diye umuyorum.
E: (ellerini bir birine sürter) Okay....nereden başlayayım o zaman?!
O: (tek nefeste) En baştan !
E: En baştan?! (Gözleri berelir)
O: Aynen öyle!
E: Okay! .....(derinden nefes alır) başlayalım bakalım...
O: Hadi bakalım (arkasına yaslanarak heyecanlanla bekler)
E: Aslında o gün onu karşımda canlı-canlı görünce kendi-kendime “benim için mi geldi acaba?” dedim. Ama sonra anladım ki,yanılmışım...hemde çok yanılmışım Orhan....

BEN VARIM • EnKay • [DÜZENLENİYOR]Where stories live. Discover now