SEZON 1.8.

892 47 40
                                    


Enderin gittiğine tam emin olduğu an telefonla Kayanı aradı Orhan.  Saniyeler sonra açılan telefonla derinden nefes alarak konuşmaya başladı.

Kaya Orhan telefon konuşması.

K: Orhan? Merhaba.
O: Merhaba Kaya. Nasılsın?
K: Iyi. Teşekkür ederim . Sen?
O: Eh işte, idare ediyoruz diyelim.
K: Bir şey mi oldu? Yani sen beni pek aramazsında, o yüzden sordum. Genelde ben ararım seni h...
O: Kaya,şimdi sana bir soru soracağım ,ama lütfen bana karşı dürüst ol.
K: Orhan ciddi bir şey mi var?
O: Endere karşı hâlâ duyguların var mı?!
K: Bu  nereden çıktı şimdi?
O: Çabuk olsan iyi edersin. Çünkü zaman aleyhine işliyor.
K: Bilmece gibi konuşmak yerine direk gerçeği söylesen?
O: Sen soruma cevap ver önce! Var mı yok mu?
K:........
O: Kaya?!
K: Biz yapamıyoruz Orhan! Hep bir seçim karşısında kalıyoruz.
O: Ama tüm bunlar senin onu hala seviyor olduğun gerçeğini değiştirmiyor, öyle değil mi?
K: Abi şimdi nereden...
O: Kaya! Açık ol lütfen. Bak şimdi söyleyeceklerim senin cevabından asılı!
K:... offf....peki....haklısın...sen haklısın...ama bu benim ona hâlâ kızgın olduğum gerçeğini değiştirmiyor Orhan! Kadın yine bir hırs uğruna benden vazgeçti!
O: Geçmedi...
K: Bırak Allah aşkına ....
O: Enderin iki aylık bir oğlu var Kaya.
K: Ne?!
O: Ya....ben açıkçası ikinci bir Yiğit vakası diye düşünüyorum.
K: Sen ne söylediğinin  farkında mısın Orhan?!
O: Gayette! Üstelik Aras iki aylık!
K: Ben neredeyse 10 ay oldu döneli...hatta daha fazla...o zaman ben gittiğimde....gittiğimde....Ender hamilemiymiş?!
O: Öyle gözüküyor.
K: Ben....ben bir Yiğitle konuşsam iyi olacak. Her halde benimle konuşamasa bile onunla konuşmuştur.
O: Konuşamasa?!
K: Kızgındım...engellemiştim...muhtemelen anlamış ve Yigitten bile olsa bana ulaşmamış, sinirinden tabiki.
O: ah be oğlum?! Ne yaptın sen?!
K: benn...ben...nereden bile bilirdim ki?! Sinirliydim...sesini bile duymak...
O: Tamam...sen şimdi bir sakinleş. ...ben yarın erkenden evine gideceğim Enderin. Eğer mümkün olursa test için örnek ala bilirim.Çünkü direnmeme rağmen kadın çocuğun babasının sen olduğunu kabul etmedi. Yani tabiki eğer sende istersen. Yani biliyorsun....Enderin başka biriyle de, ilişkisi olmuş ola bilir...üstünden uzun zaman ...
K: Ama test için gelmem gerekiyor....üstelik eğer Ender gerçekten benim oğlumu benden sakladıysa kızgınlığı geçmeden gerçeği asla söylemez.
O: Her halde!
K: .....o..o zaman ben senden bir cevap bekleyeceğim.
O: Merak etme.  Konuşuruz yarın.
K: Hoşçakal!
O: Sende.

Konuşmanın sonu.

Biten telefon aramasıyla adamın çöküşü gecikmedi. Şuan geçirdiği hisler çok karışıktı..karışık ve heyacan dolu... iyi haber olmasını umuyordu nir tarafı....öbür tarafı ise çocuk kendisinden çıkarsa yaşanacakların korkusuydu.

Londra...

K: Yiğit sen bunu bana nasıl yaparsın oğlum?!
Y: Ya baba Allah aşkına neden durmadan bağırıyorsun?!
K: Ya nasıl yani neden!??!
Y: Bak sana kaç kez söyledim....biz bile Erimle daha yeni haber tuttuk Aras'tan.
K: Ve bana söylemedin?!
Y: Baba işin aslını zaten bizde bilmiyoruz! Sadece annem bize “bana güvenin, kardeşiniz hakkında yakında her kes her şeyi öğrenecek!”dedi. Bizde beklemeyi kararlaştırdık! O kadar....
K: Ben gerçekten şuan senin söylemiş olduğun gereksiz fikri kabul etmiyorum! Bu nasıl saçmalık böyle ya?!
Y: Hem biz de Erimle sınavlar biter bitmez gidipte Arası görmeyi planlıyorduk.
K: Ve benim bundam haberim yok!
Y: Kadını sana ulaşamasın diye engellerken düşünecektin onu baba!
K: Oğlum bak, anneni ikna etmeye ve beklemeye çalıştım ben. Ama kadın hırslarından, parasından vazgeçemiyor!
Y: Baba kadın sence 16 yaşından beri çabalayıp ne zorluklarla elde ettiği şeylerden kolaylıkla vazgeçebilir miydi?! Senin yanına sığınmacı olarak gelipte kalır mıydı?!
K: Ben bakardım ona! Her ne isterse verirdim!
Y: Annem öyle biri değil işte babacığım. Sen bunu tamamen aklından çıkarmışsın..aksi takdirde kadın  seni değilde Haliti seçmezdi.  Şuan kendi ayakları üstünde dura bilen bir kadın bundan sonra elindekilerden vazgeçemez! Ama sen bunu kabul etmemekte kararlısın.
K: Bu kadın benden ikinci kez bir bebek sakladı Yiğit...
Y: Biliyorum babacığım...ama ne yapa biliriz ki?! Senin huyun bırakıp gitmek,onun da huyu saklamak ve dolap çevirmek ! Bu kadar basit işte!
K: Yani öyle bir çırpıda söyleye bildiğine göre ,Yiğit....
Y: Evet babacığım evet...bizde Erimle çocuğun senden olduğunu tahmin ettik ve hiçte zorlanmadık. Ama annem işte!
K: Itiraf etmiyor zaten..
Y: Ne bekliyordun ki?! Bir dakika sen nereden öğrendin bu konuyu?! Fotoğraftan mı?!
K: Ne fotoğrafı?!
Y: E geçen sefer annem bir fotoğraf paylaştı instagramında. Arabada en önde  dayımla ikisi, ama arka koltukta bir puset var. Bende sandım ki oradan gördün.
K: Inanamıyorum ya....hayır bana arkadaşım, Orhan söyledi az önce.
Y: E normal haldir. Orası Istanbul. Haberler tez yayılıyor. Işte sende özleminden korktuğun için kadını heryerden engelledin ve haliyle de haberdar olamadın.
K:  Yiğit!
Y: (gülerek) Ne baba ya?! Yalan mı ?!
K: Pes diyorum artık. Pes!
Y: Hadi ben annemi seninle konuşması için ikna ederim,sen dön Turkiyeye.
K: Gerek yok, Orhan hall edecek her şeyi!
Y: Nasıl?!
K: Işte Enderi köşeye sıkıştırmak için DNA testi yapacağız. O da örnek götürecek çocuktan.
Y: Aa yok artık! Sen anneme güvenmiyor musun?
K: (derinden nefes alır ) Güveniyorum! Ama elimde delilim olmazsa asla inadını kıramam onun!

Istanbul...

Eve girer girmez çantasını yardımcıya verip banyoya koştu kadın. Elini yüzünü yıkadığı gibi koşarak çocuk odasına çıktı . Yatağında mırıldanan bebeği görmesiyle yüzünde güller açtı ve kardeşine dönerek gülümsedi. Bebeği kucağına alırken derinden nefes almağı da ihmal etmedi.

C: ablacığım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

C: ablacığım....görüşmen nasıl geçti?(imayla)
E: Eh işte...
C: Sordumu?!
E: Seni elinde pusetle gördüğü an hemde!
C: Peki benim zeki ablam...Kayaya ötmez mi?!
E: Hahahahah Caner...Caner....sence ben o kadarını  düşünmedim mi?! Kalıbımı basarım ki ben kafeden ayrılır ayrılmaz aradı.
C: Ama abla olan Yiğite olacak....
E: (derinden nefes alır) Düşüne biliyor musun nihayet benim evlatlarım benim yanımdalar Caner...
C: Aferim Yiğite! Hiç beklemezdim bak sen bak bak...annesi kılıklı...dayısının kara kurbağası.
E: şışşştt yavaş...uyuyor galiba Aras.
C: Aman uyusun be ablam! Bıktım yemin ederim her tarafım bebek b*ku kokuyor. Sen şu dadı işini hall ettin mi?!
E: Yarın erkenden burada olacak merak etme.
C: Çok şükür....Erimin dadısıydı değil mi?
E: aynen öyle...ben hiç oğlumu tanımadığım birine emanet eder miyim?!

Tam bebeği uyutup aşağıya inmişken heyecanlı bir halde yanına yaklaşan kardeşine gözleri sonuna kadar açılmış bir halde baktı kadın.

C: abla.....
E: Ne oluyor Caner?!! Ne bu telaş???
C: Yiğit mesaj çekmiş. Seni aramış ama ulaşamamış.
E: Ayy şarjım bitti ya benim telefonumun, ondandır.
C: Neyse konu bu değil zaten. Şöyle ki, Orhan yememiş ,içmemiş her şeyi Kayaya uçurmuş.
E:...(kalbi hızla çarpar) Bu kadar çabuk olacağını tahmin etmiştim açıkçası. (Elini kalbine götürür)
C: Yarın buraya gelirken DNA için bir şeyler götürecekmiş bebekten .
E: Ve bende buna izn vereceğim öyle mi?!
C: E yani...aklı sıra Kayaya pas ötürecek.
E: Hiç kimse,ama hiç kimse benim çocuğumdan benim iznim olmadan örnek alamaz Caner!
C: Sen izn verir misin peki?!
E: Tabiikide hayır?! Ne münasebet?!
C: Abla...bu iş yaş.  Er ya da geç Kaya her şeyi öğrenecek.  Işte o an...
E: Işte o an Canerciğim...Işte o an ben ondan bana yaşattıklarının öcünü alacağım!
C: Ablacağım  hani daha entrika yoktu?! Ya bu bebek, ya entrikaydı?!
E: E hâlâ öyle ya Canerciğim...
C: üffff be abla ya?! Ne bitmez çilem varmış benim! Bebek bakıcılığı yaptığım yetmezmiş gibi,birde şimdi sizin tam ortanızda kalacağım.
E: Caner ama Yiğit benim yanımda...güveniyorum ben ona.
C: Ayrıca Kaya çocukların gerçeği bildiğini bilmiyor bence.
E: Her halde Yiğit bana bir söz verdi ve bir evlât olarak lafının arkasında duracak gibime geliyor.
C: Allah benim yardımcım olsun abla ya?! Burnuma kötü kokular geliyor.
E: Ellerin kokuyor Canerciğim, ondandır. Git hadi,git tekrar sabunla...

Kadın kendi söylediğine kahkaha atarken Canerin durumu Enderden çok farklıydı. Zira çocuk yalanla gerçek arasında var olan ince çizgiden ve bu çizginin geçilmesi zamanı yarana bileceklerden çok iyi haberdardı.

BEN VARIM • EnKay • [DÜZENLENİYOR]Where stories live. Discover now