SEZON 1.2.

902 49 65
                                    

Toplantı saatine az kalmıştı. Neredeyse 10 dakika sonra yönetim kurulu toplantısı olacaktı.
Adamla karşı karşıya oturduğu masada, adamın yanında kardeşi ve en başta Hasanali Kuyucu vardı. Kendisinin sağ tarafında ise şirketin CEO'su ve genel müdür yer alıyordu. Sedai ise her zaman ki gibi, BAŞKANIN yanı başında ayaktaydı.

H: Peki Ender hanım, siz Kaya beyin Muğladaki araziye karşı olan yorumuna katılıyor musunuz ?
E: (derinden nefes alarak,masaya dirseğini yasladığı sol elinin parmaklarıyla oynar) Aslında bana göre de, arazini elden çıkarmak en uygunu. Ne de olsa karı zararından daha az.(kendine has tınısıyla)
H: O zaman ağızbirliyiyle araziyi elden çıkarıyoruz!

Biten toplantı ile birlikte her kes ayaklanırken Kayanın fark ettiği husus Enderin durmadan laptopun aynı tuşuna basmasıydı. "Belki yardım ederim" diyerekten açmak üzere olduğu kapını tekrar kapayarak sakince kadının arkasına yaklaştı. Arkasında durduğu an eğilerek, sağ elini kadının omuzundan öne doğru , laptopa uzattı. Parmağını açma kapama tuşuna dokundururken kadın heyecandan neye uğradığını şaşırdı. Boynunda hiss ettiyi nefesle titremesini durdurmak için çabaladı.

Allahım bu koku da ne? Başım dönürüyor ...

Yüzünü çevirdiği an adamla göz göze geldi kadın. Saniyelerce gözlerinin içine bakmasıyla kendini inadına geri çekmeyen adamdan bir adım bekledi.

Hadi öpsene beni....

E: (monitora odaklanır) ııı..aslında dosyayı kaydetmek istiyordum sadece. Bir anda ekran karardı,şarjı da var aslında. Ama açılmıyor.
K: (Yüzüne bakmaz) ola bilir...bozuldu herhalde.
E:...evet..(derinden nefes alır) ben yenisini isterim.
K: Eğer çok lazımsa benimkini kullana bilirsin.
E: Yani...eğer...senin bir işin yoksa,ola bilir aslında...
K: Acil lazımsa ben bekleye bilirim.
E: Okay. O zaman bir saate kadar geri getiririm.
K:(Kafa yeller) olur.
E: Sen Muğlanın kar-zarar raporunu kaydettin mi?(dikkatlice gözlerinin içine bakar)
K: Ana ekranda var. (Karşılık verir) Dosyaya atmamıştım zaten.
E: Okay o zaman. Ben bir bakayım, iade ederim sana tekrardan.
K: (kafa yeller) olur.

Kendi odasına geçerek,dosyalarla ilgilendi adam. Laptopunu kadının kullanıyor oluşu neden olmuştu bu sıradan duruma. Tabiiki adamın, kadın laptoptan raporu kendi flaşbelleğine aktardıktan sonra, adamın maillerine de, girdiğinden,aynı zamanda maili kaydettiğinden haberi yoktu ve olmayacaktıda.
Elinde tuttuğu dosyaları çekmeceye koyduğu an kapından içeri "gele bilirmiyim?"diye sorarak girmeye çalışan kadını gördü. Sakince üç saniye kadar kadının yüzüne bakarak, "gel"dedikten sonra tekrar dosyalara odaklandı. Yanına yaklaşan kadına bakmayarak yerine geçti. Oturduğu an sakince kadını izledi ve diyecekleri için bekledi.

E:(Laptopu masaya bırakır) Çok teşekkür ederim.
K: Bir şey değil (hafifçe gülümser) . Ama....kendin getirmen şart değildi.
E: (bozulur) evet...doğru! (Sesini daha sert çıkartır) sekreterim yerinde yoktu.
K: Benimki buradaydı ama.(kaş kaldırır)
E: (kısık gözlerle bakar) Buraya kadar gelmişken kendim vereyim dedim.
K: (ironiyle gülümser) Peki Ender. Başka bir şey yoksa (koltuğa yaslanır)...
E: Yok.(yüzünü çevirir) Ha unutmadan seninde laptopun iyi çalışmıyor.
K: Nasıl yani? Ama ben bugün kullandım onu...yani hiç bir problemi yoktu.
E:(Avuçlarını havaya açarak dudağını aşağıya doğru eğer) demek ki mal sahibine çeke biliyormuş Kayacığım. Babay!

Dakikalarca düşündü adam. Aynı anda laptopunu kontrol etmeye başladı. Hiç bir sorun yaşamadığı için kadının söylemiş olduğu cümlenin altında ikinci bir mânâ aradı. Kendi kendine anladığı somurtdu. Yani kadın adama aklı sıra "bana gelince kendin gibi malın da, bozuk atıyor!" mu demek istemişti?!

Eve geldiğinde halsizlikten kendini kanepeye attı kadın. Kardeşinin yanına yaklaşmasıyla zar zor kafasını yana doğru çevirdi.

C: Ablacığım, bu ne hal?! Kaya mı yine?!
E: Sana da merhaba Caner!
C: Abla Allah aşkına yine ne oldu?
E: Caner....adam sanki buz kesmiş. (Üzgün mimikle) Sanki o alımlı ve ılımlı insan gitmiş,yerine kaba-saba,hep asık yüzlü ve sinirli bir adam gelmiş!
C: Eh be ablam....onu da anlamak lazım ama, sinirli sana karşı.
E: Beni bir mektupla kandırıp giden o Caner! Neden ben sürünüyorum, hor görülüyorum acaba?!
C: E az şey yapmadın sende ama...adamı,kendi kız kardeşiyle birlikte delirttiniz abla be!
E: Iyi de...üstünden onca zaman geçti. Ben her şeyi gözardı ede biliyorsam ,o neden etmesin ki?(ağlamaklı ses tonuyla)
C: (derinden nefes alır) Ah benim güzel ablam! O zaman taktik değiştir sende!
E: Nasıl?(anlamaz)
C: Ya direk git konuş, "ne bu sinir ?"de,ya da sende onun gibi davran...buz kes!
E: Yapa bilir miyim sence?
C: Sen Ender Çelebisin be?! Kötülükler kraliçesisin ! Şimdiğe kadar ne istedin de yapamadın?!
E: (hüzünlenir) Oyyy canım benim...(boynuna sarılır) ne iyiki sen varsın ..Yoksa hepten delirirdim.
C: (karşılık verir) Yemin ederim bu adamı görünce kediden farkın kalmıyor (sırtını hafifçe okşar)
E: Caner!(ayrılır)
C: (yuksek sesle ) Ne abla ya?! Yalan mı ? Hem kediye dönüyorsun ,hem de entrika yapamıyorsun!
E: (somurtur) Sizin de gözünüzden hiç bir şey kaçmıyor Caner Çelebi!
C: Kaçmıyor ne abla Allah aşkına, çöp falan mı bu? Saklayamıyorsun ki sen?!
E: Ne yapayım ya Caner. Adam bir gitti benim hayatım karardı. Bir geldi şimdide ast-üst oldu. Ama bu son! Bir daha onun beni üzmesine asla izin vermem!
C: Sen bence şuan daha kendinin ne istediğini bilmiyorsun. Sen bir otur (ayağa kalkar) sakince,yalnız başına düşünde, ona göre karar ver. Tamam mı?
E: (ardına yaslanır) Bir yere mi gidiyorsun?
C: Emirle buluşacağım. (Kapıya doğru yürür)
E: (somurtur) Iyi peki.

(Derinden nefes alır) Ah Caner....şuan ne istediğimi bir bilsen var ya...(kafa yeller) nasıl söylenir ki bu şimdi?! (Kıkırdar)

Yeni bir güne daha heyecanlı bir şekilde başladı kadın. Aslında dün geceden itibaren yalnız bir şey hakkında düşünüyordu. Konuşsun mu? Konuşmasın mı? Ama alacağı cevabı doğru ve ya yanlış olmasından asılı olmaksızın tahmin ede biliyordu.
Kafeye girdiğinde ortada ki boş masalardan birine oturmak için ilerledi adam. Masaya azacık yaklaşmışken azacık ötede oturarak elinde kahve fincanı tutan ve pencereden dışarıyı seyr eden kadını gördü. Sol bacağını sağ bacağının üstüne atmıştı kadın. Dalgın görünüyordu. Oldukça hemde. Adamsa kadının yanına yaklaşmakla ,yaklaşamak arasına kararsızdır. Sonunda durduğu yerden kıpırdayarak kendi-kendine "ne de olsa düşman değiliz!"dedi ve kadının yanına yaklaştı.

Yanı başında duran ve ona "Ender?"diye hitab eden adama çevirdi yüzünü kadın. "Aa Kaya?!"diye karşılık verirken , adam bu sefer de, "Nasılsın?"diye sordu.

E: Iyiyim çok teşekkür ederim. Sen?(fincanı masaya bırakır)
K:(kafa yeller) Bende.(hâlâ ayakta)
E: (eliyle işaret eder) Oturmaz mısın?
K: Eğer bir misafirin olmayacaksa...(dikkatlice bakar)
E: (burun kıvırır) Yok, yok. Otur lütfen. (Hafif gülümseme ile)
K: Peki o halde.(oturur)
E: Öğlen yemeğine geldin her halde?(tek kaşı havada)
K: (kafasıyla onaylar ve menünü eline alır)...sen yedin mi bir şeyler? (yüzüne bakmadan)
E: No. Ama yiye bilirim aslında. (Eline menü alır)

Işte zaman geçirmek adına dieti bozacağız galiba.....

Dakikalar sonra siparişler gelmiş ve hiçte koyu olmayan, ara sıra sorulan gereksiz sorular eşliğinde kısacık muhabbet başlamıştı.

E: (patatesi böler) Nasıl, alışa bildin mi yeni ortama?
K: (su içer) Alışık olmadığım bir durum yok ortada aslında.
E: (kafa yeller) Orası doğru, evet. Ama buradakiler Argun holding'tekilerden daha farklı.
K: Ne gibi mesela?
E: (meyve suyundan bir yudum alır) Çok sadeler...ayrıca Halitle arkadaştın ve oradakilerin bir çoğunu eskiden tanıyordun.
K: Öyle bile olsa benim için hiç fark etmiyor Ender. Hepsi insan sonuçta.(çatalı masaya bırakır)
E: Öyle tabiki (kafa yeller) . ..ayrıca kardeşinde halinden memnundur herhalde.
K: (çiğnemeyi durdurur)... nasıl yani? (Mimiklerini süzer)
E: (toparlar) ...yani...sen yanındasın ya...onun için söyledim.
K: (çiğnemeye devam eder) E tabii..(dirseklerini masaya koyar)..artık her kes onun yalnız olmadığını öğrenmiş oldu! (Ellerini çenesinin altında birleştirir) Hesabı ala bilir miyim?!(garsona seslenir)

Ne bitmez çilem varmış?! Dur hele sen dur....bende senin o kardeşinin ifadesini alacağım !!!

BEN VARIM • EnKay • [DÜZENLENİYOR]Where stories live. Discover now