SEZON 1.7.

786 44 14
                                    

Aklına gelen anılarla gözlerinin dolduğunu Orhandan gizlemeye çalıştı Ender. Tekrar kendine bir kahve söyleyerek, lavoboya doğru yürüdü.  Gelirken kahvesi artık masasindaydı ve arkadaşı gözlerinin içine bakıyordu. Kahvesini yudumlarken sözlerine devam etti Ender.

E: Neden ruh görmüş gibi bakıyorsun?(sol kaşı havada)
O: (dudak büzer) Kendine eziyet etmeyi seviyorsun Ender...
E: Bazen diyorum da, keşke o konuşma hiç yaşanmasaydı ve biz gerçektende bir-biri ile iyi anlaşan iki eski evli çift olarak kalsaydık.
O: Iıı Ender...bildiğim kadarıyla siz evlenecektiniz öyle değil mi? Yani ben eminim,öyle bir şey duymuştum Kayadan. Hatta sana yüzük aldığını bile biliyordum.
E: (derinden nefes alır) hıh...evet..almıştı. Ama biliyor musun ben o yüzüğü patlama olayından sonra gördüm.
O: Ha birde o vardı değil mi? Kedi gibisin Ender ,yemin ederim.
E: (kahkaha atar) Artık sadece 5 canım kaldı.
O: Iyi bir skor bu. (Gülümser) Sıfırlamamaya özen göster. (Karşılıklı gülerler)
E: Kayayla son ayrıldığımızda sıfırlanmadığı için artık bana hiç bir şey olmaz Orhancığım.(sağ tarafa bakar)
O: Yani gerçekten de ,düşününce adamın kafası karışıyor. Evlilik yoluna gel ama evleneme. Hayret!
E: Yani Orhan aslında her şey çok güzel ilerliyordu. Yani sakindik,huzurluyduk,mutlu ve umutluyduk. Ama her zaman içimde bir terkedilme korkusu vardı açıkçası.
O: Mağlum adamın huyunu biliyoruz, ikimizde. Beklemeyi sevmiyor.
E: Ama bekletmeyi seviyor!
O: hıh...(ironiyle) Güzel anılarla dolusun Ender. Peki patlama ne iş? Yani Kaya bana az çok bahsetmişti, evet. Ama anlayamadığım, bu olayın seninle ne alakası olduğu.
E: (derinden nefes alarak sağa sola bakınmaya başlar) aslında....Kaya Şahikadan kalan şirket hisselerini satmak ve Londraya geri dönmek istiyordu.
O: Seninle...(göz bereltir)
E: (dudak büzer) Aynen öyle! Ama daha bir karara varmamıştık. Patlama olayı yaşanan gün, hani en başta bahs ettim ya sana Yıldız diye birinden...
O: Evet,evet.
E: Işte onunda şirket hisseleri var,daha doğrusu oğlunun. Şirketin sahibi Hasan Ali Kuyucu Yıldızın kayınpederi. Işte biz sabah erkenden adamın evine konuşmaya gidince,dakikalar içinde ev patladı.
O: Aman tanrım!
E: Yani şuan en son hatırladığım şey o korkunç patlama sesi.(dakikalarca susar)
O: Sonra?!
E: (sol elinin parmaklarını oynatır) Ben hastanede yattığım süreçte Kaya hisseleri satmıştı! Hemde evin patlamasını sağlayan kişiye!
O: Ne?!(öne eğilerek isterik bir ses çıkartır)
E: Tabii ki bilerekten yapmadı Orhan! Hasan Ali bey komaya girince ve uyanıp-uyanmayacağı da belli olmayınca Kaya hisseleri hiç bir katakulli ile karşılaşmadan kolaylıkla sattı. Tabii ki ben sonradan, daha doğrusu çok - çok sonradan evi patlatan ve hisseleri satınalan kişinin aynı kişi olduğunu öğrendim. Ama çok geçti ve elimde gözle görüne bilecek hiç bir delilim yoktu!
O: Kaya buna mı kızdı?!
E: Söylemedim ki...Yani en başta...ama sonradan öğrendi zaten.
O: Bir dakika bir dakika....peki Yıldıza ne oldu?!
E: (kafa yeller) yazık ya kıza....kalçasından yüzüne deri nakli yapıldı...feci yanmıştı.
O: Aman Allahım!(kısık sesle)
E: Ama en kötüsü Zehra....külünü topladılar her halde. Caner zaten bana göre şoktaydı zaten, Zehraya karşı olan zaafı da göz önünde bulunursa iyi dayandı garibim....hatta biliyor musun şimdi düşünüyorumda ben bile seviyormuşum Zehrayı.
O: Zehra...(kaşları çatılır)
E: Büyük üvey kızımdı. Allah rahmet eylesin. (Iç çeker) Hiç mutlu olamadı....
O: Allah rahmet eylesin.
E:(Kafa sallar)....
O: Peki Hasan Ali bey uyandımı?
E: Aylar sonra evet...ama yanmış halde...her halde durumu Yıldızdan çok çok iyiydi. Kız dördüncü ameliyatını daha 1 hafta önce geçirdi.
O: Peki nasıl oldu da, bunca insan yanarken sen yanmadın?
E: Dedim ya kediyim diye...(karşılıklı gülerler) Ben bir ses duyduğumda balkona doğru adımlamaya başlamışım. Takırtı gibi sesti ve bu bende korku yaratmış.  Patlamanın şiddeti beni cama çarparak yere atılmaya zorlamış. Belki de kendim,korkudan atladım, ama tam olarak hatırlamadığım için kesin bir şey söyleyemem şuan sana. Tabii bunları  bana Caner anlattı. Tahminlere göre  ağaca deyip yere çarpmışım ve bu beni mutlak ölümden kurtarmış. Ayrıca kırılmayan kemiyim kalmamıştı neredeyse....haftalarca hastanede yattım...odanın kokusu hala burnumda! En kötüsü ise..
O: Uzun süreli  hafıza kaybı.
E: Aynen öyle! E tabii kafamı çarpınca olanlar olmuş.
O: (gülerek söyler) 16 yaşından bu yana olanları hiç hatırlamıyordun. (Kahkaha atar)
E: Neden gülüyorsun ki?! Bu sana komikmi geliyor ? Bu süreçte sen benim neler çektiğimi nereden bileceksin ki?! (Yerinde debelenir) Bak ya birde gülüyor...
O: (hâlâ gülüyor) Ya çok affedersin ona değilde,e sen bizimkini hatırlamıyormuşsun, hatta hiç tanımıyormuşsun. (Ellerini havaya savurur) Ben ona gülüyorum.
E: (dudak ucu gülümser)....
O: Ne çekti be adam?! Sana kendini hatırlatacak diye....
E: Keşke hiç hatırlamasaydım! Ne güzel şimdi iki yabancıydık!
O: Ve bir çocuğunuz daha olmayacaktı ...
E: Aras Kayanın oğlu değil Orhan!
O: Ismi güzelmiş. Sen mi koydun?
E:...evet..(çantasını toparlar) neyse ya ben kalkayım artık.
O: Dur ya nereye? Daha konuşuyorduk ama.
E: (ayağa kalkar) Geri kalanı bir daha ki sefere. Oğlumu özledim ben.
O: (karşısında durur) Yarın sana gelsem? Pazar nede olsa?..hem...hem Arası da görmüş olurum.
E: ...O...olur..gel...(kendini gülümsemeye zorlar)
O: O zaman yarın erkenden kapındayım, bak beni ekmek yok. Bozuşuruz ona göre!(parmak yeller)
E: yok yok merak etme sen..(gülümseyerek sarılır) hadi babay. Yarın görüşürüz.(ilerlemeye başlar)....(aniden arkasını döner) sen ....gitmiyor musun?!(tek kaşı havada)
O: Iıı...hayır...ben ...biraz daha kalacağım . Sen beni böyle kolayca kestirip attın ama ben burayı çok seviyorum.
E: hımm...peki...(gülümser)
O: Görüşürüz.(el sallar)
E:(El sallar) Babay!

Dışarı çıktığı an gözlüklerini takılmasıyla Caneri aradı. “Yaptırdın mı aşısını?” diye sordu kardeşine. Ardından aldığı olumlu yanıtla,  adama “Gerek yok.  Siz eve geçin ben bir taksiyle gelirim.”diye cevap verdi. Telefonu kapayarak taksiye bindi ve arkasına yaslandığı an, derinden nefes alarak bundan sonra yaşlanacaklar hakkında düşünmeye başladı. Hem özlediği hem de içinde kin ve nefret beslediği adamı tekrar görme umuduyla yarını nasıl geçiştirileceğini düşünmeye çalıştı .

BEN VARIM • EnKay • [DÜZENLENİYOR]Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt