SEZON 2.1.

755 43 17
                                    

Hello guys 🙋🏿‍♀️ bölümleri tutamıyorum, çünki küçük bir sorun oluştu ve durmadan hata çağırısı geliyor 🤦🏽‍♀️anlaşılan sizin Allahınız verdi😂 gece içinde bir-kaç bölüm daha atacağım. Hadi bismillah ☺

Aynada kendine baktı kadın. Yaşlanmış mıydı?! Tabiikide hayır. Kadınlar için 40 yaşından sonra yeni bir devir başlıyordu sadece....

Arasın saçını okşadı saniyelerce,oldukça hafif bir şeklide kendi parmağına yapışan ve bırakmamakta kararlı olan elinin üstünden öptü. "Iyiki varsın " diğerek derinden bir nefes aldı ve dolan gözleri eşliğinde burnunu çekti . Aslında çocuğa dadı tutacaktı,fakat hâlâ iş yerine pekte uğramadığı için bu konunu ertelemeye karar vermişti.

Aşağıya indiğinde Caner kahvesini yudumluyordu . Yardımcı kadının kapını açmasıyla teşrif eden adam ise elinde bir sürü hediye paketi ile, kocaman gülümseyerek kendisine doğru bakmaktaydı .

E: Orhan....hoş geldin hayatım (yanağından öper)
O: Hoş bulduk (karşılık verir)
C: Merhaba abi.(tokalaşır )
O: Nasılsın Caner?(gülümser)
C: Iyiyim teşekkür ederim. Sen?
O: E bende!(Endere bakar)
E: (elindekileri işaret eder) Onlar ne Orhan?
O: Amca değil miyim ben? Her halde yeğenimi görmeye eli boş gelemezdim. (Dikkatlice bakar)
E: Sen Aras'ın yalnızca dayısı ola bilirsin Orhancığım...ama olsun...çok teşekkür ederim yinede...(paketleri alır)
O: Yine formumuzdayız ha?
E: Her zaman ki halim! (Eliyle işaret eder) geç otur lütfen.

Gülümseyerek masaya oturdu Orhan. Dakikalar içinde başlattıkları sohbetin koyu bir hale geçmesi ise gecikmedi ve her şey, kahkahaların yerini çatılmış kaşlar alana kadar çok iyi davam etti.

O: Ee Aras nerede?
E: Odasında, uyuyor genelde bu saatlerde.
O: Açıkçası onu çok merak ediyorum. Acaba kime benziyor?(şeytani bir bakışla)
E: (Hahahaha) Babasına benziyor.
O: Oooo demekki çok yakışıklı. (Kahvesini yudumlar)
E: Görmedin ki nereden bileceksin?
O: Yapma Ender,Kayanın nasıl biri olduğunu çok iyi biliyoruz ikimizde.
E: Orhan lütfen, ben sana Arasla ilgili gerçekleri söylüyorum.
O: Tamam,tartışmayalım. Sen istersen ufaktan başla.
E: Neye?(bilmiyormuş gibi yapar)
O: E hani dün konuşmuştuk? Sen bana patlamadan sonra olanları anlatacaktın??
E: Sen ciddi ciddi öğrenmek için kararlısın yani?!
O: Her halde. Dün de söyledim sana.
E: Okay, o zaman başlayalım mı?
O: E bir zahmet...
E: Peki madem...(arkasına yaslanır)...aslında bende böyle olsun istemezdim Orhan. Yani sen 42 yılın 26 yılını hatırlama....korkunç bir şey.
O: Aslında Ender ben ömrünün 34 yılı tamemen silinmiş insan hakkında olan haberi (coverphotodaki haber ) okurken inanamamıştım. Taki, senin başına gelenleri az-çok duyana kadar.
E: Insan dakikalar sonra ne olacağını tahmin edemiyor ki Orhan. Düşünsene kos-koca 2 ay.... nerdeyse 1 aya yakın sürede hastanede kaldım sonra taburcu oldum. Eve geldiğimde yürüyemiyordum,bacağım kırıktı çünkü, kolum askıdaydı, boynumu kıpırdatamıyordum , sırtım yara-bere içindeydi. Bu da yetmiyormuş gibi son 26 yılımı hatırlamıyordum. Tabiki 2 aydan sonraki süreç benim için daha kolay geçti. Yani artık yavaş yavaş yere basa biliyordum, boynum dönüyordu,kolum daha iyiydi.
O: Çok ağır olmalı, gerçekten.
E: Ağır mı? Facia gibi bir şeydi....ama gördüğün gibi hâlâ ayaktayım.
O: Seni öldürmeyen şey, güçlendirdi diyelim.
E: Aynen öyle...
O: Peki bizimkisi? O ne yaptı?
E: Onu hiç yakınıma bırakmadım ki?!(omuz silker)
O: Nasıl?!(şok olur)
E: Kayayı hatırlamadığım için, hastane de uyandığımda ilk Caneri sordum hemşireye. Dakikalar içinde yaşi 30-u geçmis bir adam belirdi karşımda. Ne olub bittiğini anlayamadan "Sen de kimsin?"diye sordum. Adam "Benim ya abla , Caner!"diye çıkışınca neye uğradığımı şaşırdım. Benim küçük kardeşim kocaman adam olmuştu.(kahkaha atar) Ama daha komiği de var...
O:(kaşlarını çatar) Ne?!
E: Bana "şuan kaç yaşındasınız?"diye sorduklarında 16 dedim!
O: Ahahahaha Ender ya...(karşılıklı gülümseme)
E: Ayna da kendime baktığımda çığlık attım Orhan...aynanı nereye fırlattığımı tam olarak anlamadan doktorlar beni sakinleştirmek adına sakinleştirici vurdular. Zaten uyandığımda daha sakin olmaya karar vermiştim,ne de olsa artık başka çarem yoktu ve durumu kabullenmek zorundaydım.
O: Kabus gibi!(kafasını sağa sola yeller)
E: Ya...bazen keşke hiç o anları yaşamasaydım diyorum,ama yapacak bir şey yok artık. Hatta biliyormusun, bazen yolda birileri beni görüyor, bana yaklaşıyor ve hal hatır soruyor. Bense onu tanıyormuşum gibi davranıyorum. Ama sadece davranıyorum, gerçekte hatırlamıyorum çünki. (Alnı kırışır)
O: Peki ya Kaya?! Onu neden kendine yakın bırakmıyordun ki?! Böyle durumlarda insanlara sevdikleri gerek Ender, onlar insanı iyileştirir çünki. Sen Kayaya tutunman gerekirken neden onu dışladın ki?!
E: Ilk iki ay Caner bana yalnızca etrafımda olan ve unuttuğum kişiler,nasıl bu hale geldiğimiz, geçirdiğimiz yıllar, atlattığımız badireler hakkında konuştu,hemde hiç durmadan ve bıkmadan. Kayaya gelince ise, o zaten ben hastanedeyken her gün geliyordu.
O: Gelir tabii...

BEN VARIM • EnKay • [DÜZENLENİYOR]Where stories live. Discover now