GİTMEK YA DA KALMAK

182 17 118
                                    



Perdenin ardındakiler- yarınlar var

Selamlar!! bebeklerim💓 sizi oyalamadan bölüme gönderiyorum. Oy ve yorumlarınızı esirgemezseniz çok çok çok sevinirim. Unutmayın sizi çok seviyorum ...

🔥🌊

Herkesin sorduğu ve cevabın sürekli değiştiği bir soru vardır. Sorarken bile içinde cevabını barındıran, soranların dilinde dolanmayı seven ama yaşayanların kitlenip kaldığı bir soru.

Gitmek mi, kalmak mı?

Yıllardır, o gittiğinden beri düşünüyorum. O kadar çok düşündüm ki bu soruyu kendi içimde, artık bir cevabı varsa da beni tatmin etmez. Edemez.

Çünkü bilmiyorum. O da benim gibi acı çekti mi, o da bana ulaşmak için ölümü göze aldı mı, kendinden vazgeçti mi..? Ben bunların hiçbirini bilmiyorum.

O kaçırıldı mı, yoksa sadece gitti mi bilmiyorum.

En kötüsü de bu ya. Artık onun kendi isteğiyle gitmiş olmasını aklımın bir kenarında bulunduruyorum. Çünkü böyle değilse ölmüş olmalı. Ama ölmediğini de biliyorum.

Nereden mi?

Çünkü ben onu hissedebiliyorum. Hep hissettim...

Şimdi düşününce, benim çektiğim acıları o da çektiyse hem gitmek hem kalmak parçalamaz mı insanı?

Gidenin yolunu gözlemek, kalanın akıbetini düşünmek yaralamaz mı?

Sorular sorular... Cevaplarını alamadıkça beni arafa sürükleyen sorular... Beni o araftan yıllardır çıkarmayan sorular...

Küçükken, çok küçükken, daha hayatın nasıl bir yer olduğunu anlamazken aklımdaki her bir ayrıntıyı kardeşine soran bir kızdım. Sanki o benden büyükmüş gibi; o benim abimmiş, annemmiş, babammış gibi sürekli ona bir şeyler sorardım. Genelde cevapları o da bilmezdi. Sonra yanımdan kalkardı ve o cevapları öğrenirdi. Benim için, o hep benim için çabalardı.

Büyüdüm, hayatın nasıl bir yer olduğunu anladım. Şimdi ise sıra bende. Onun için çabalayan kişi benim. O sorulara cevap getirecek olan kişi benim. Kardeşim için, yıllardır her şey sadece onun için.

Şimdi yirmi üç yaşında bir kadın oldum. Önümde, kim olduğunu bilmediğim ama tehlikeli olduğunu tahmin ettiğim bir adam varken kardeşimi istedim. İlk defa birinin beni bu durumdan çekip çıkarmasını istedim.

"D..." Dedi tok bir sesle. Sanki dediğim şey ona komik gelmiş gibi alaycı bir gülüş suratında yer edindi. Onu taklit ettim ve bende bir an olsun gülümsememden vazgeçmedim. Sanırım bu bir meydan okumaydı.

"Yani bu senin sahne ismin mi, devamı nerede?" Bağlı kolları her an saldırmaya hazırmış gibi gergindi. Ben de her an bir atak bekliyormuşum gibi tek elimi ceketimin cebindeki bıçakta gezdiriyordum.

"Bu..." dedim dudaklarımı yalayıp. "yarım kalmış birinden geriye kalan." Anlamayacaktı. Saçma bulacaktı. Sorun değildi, zaten sadece zaman kazanıyordum.

Kendi zihninde bir şeyler tartar gibi kafasını kaldırdı ve derin bir nefes aldı. Büyük ihtimal şuan beni nasıl susturacağını düşünüyordu. Ben ise kasayı onlara nasıl açtıracağımı düşünüyordum. Aklıma pek bir şey geldiği ise söylenmezdi.

"Korumalar geldi sayılır neden hala kasayı açmıy-" Aniden kapıyı açan büyük ihtimal Atalay adlı adamın cümlesi odanın içinde beni görmesi ile yarıda kesildi. Gözleri, beni bulduğu gibi irileşti ve kelimenin tam anlamı ile donakaldı.

DALGA HIRSIZIWhere stories live. Discover now