HİLELİ OYUNLAR VE KURALSIZLAR

190 16 8
                                    




Selam bebeklerim.... çok uzun zaman oldu ama ben üniversiteye başladım ve alışma süreci, dersler, yurt derken vaktim olmadı. önümüzdeki iki hafta vizelerim var bitince seri bir şekilde hikayeye devam edeceğim.

şimdiden keyifli okumalar... 🖤

oy ve yorumlarınızı bekliyorummm

yyk- son seslenişim

"Çok istediğin bir şeyi, acı çekmeden ve emek vermeden elde edersen sonunda hissettiğin zafer seni tatmin etmez." Demişti Ateş bir keresinde bana. Zaten çoğu zaman bir bilge gibi böyle sözler söyler, onunla dalga geçmemizi sağlardı. Çocuktuk, böyle sözleri bir kere bile tecrübe etmemiştik.

O ise her gün savaşıyor ve kaybediyor gibi hayattan öğrendiklerini bana söylerdi. O zamanlar dikkate almazdım, şimdi ise o sözleri duymak için can yakıyordum. Mesela bugün, hayatın beni soktuğu en büyük testlerin içinde bile o söz kafamdaydı. Haklıydı, her zamanki gibi. Ama haksızdı da. Çünkü ben beş senedir verdiğim emeklerin karşılığını sadece bir avuç dolusu hayal kırıklığı ile alıyordum.

Eğer karşımda olsaydı, beni kurtaracak bir sözü olurdu elbet. Ama işte yoktu. Olmuyordu, olduramıyordum.

Yemin ederim çabalıyordum. O kadar çabalıyordum ki, hep istediğim eczacılık fakültesini onu bulmak için yarım bıraktığımda ufacık bile tereddütüm yoktu.

Bir şeyler öğrenirim umudu ile hizmetçi kılığında girdiğim evde yakalanıp kaburgalarımı kıracak kadar dayak yediğimde de tereddütüm yoktu.

Arminle tartıştığımda kalacak yerim olmadığı için parkta uyuyup hastalıktan kırılınca da yoktu işte.

Benim tereddütüm hiç olmamıştı ama sabrım da tükenmişti zamanla. Artık her elimi uzattığımda benden kaçan gerçeklere tahamülüm kalmamıştı. İçimdeki öfke büyüyor, büyüyor ve herkesi yakmamak için sürekli beni yakıyordu.

Yıllardır o ateşte yanıyordum ama kimse göremiyordu. Bazen dayanamayıp hüngür hüngür ağlamak istiyordum. Saçlarımı okşayacak bir annem yoktu, babam hiç olmamıştı zaten. O vardı, ta ki gidene kadar.

"Olmayacak" dedi derinlerdeki o ses. "Senin yanında kimse olmayacak."

Önümde, kafasının ortasında bir delik açılmış olan adama kitlenmiş gibi bakıyordum. Onun ruhsuz bakan gözleri mi yoksa benimkiler mi daha ölüydü, bilmiyordum. O, öldüğü için böyle boş bakıyordu peki ya benim mavi gözlerimdeki boşluk nedendi?

Birileri bir şeyler bağırıyordu ama yine de arkamı dönmedim. Metinin kanı, her yerdeydi. Üzerimdeki kıyafetlerde, saçlarımda, tenimde... Hatta ruhuma bile bulaşmış gibi hissettim. Çünkü çok kan vardı.

"Dalga!" Sarsıldım. Her anlamda olmuştu bu. "Dalga bak bana güzelim." Hareket ettim, ya da ettirildim ve Metinin kanlar akan bedeninden uzaklaştım. Ama bakışlarımı üzerinden hala çekememiştim.

Onu kim vurmuştu bilmiyordum ama öğrenmemi istememişti. Beni ondan yine saklamışlardı. Çok yaklaşmıştım...

Bir anda, bir anda içinde kaldığım şoktan kendimi çıkaracak gücü hissettim ve kafamı döndürüp arkama baktım.

Oydu.

Elinde silah ile bana donuk ama bir o kadar da ne yaptığını anlamaz bakışlar atan adam Oğuzdan başkası değildi.

DALGA HIRSIZIWhere stories live. Discover now