Bölüm 25

58.6K 2.5K 109
                                    


Bana baktığı her saniye ömür defterime binlerce kere tekrar tekrar yazılıyordu adı, adı adım olmuş canımın yarısına aşkla baktım, ne sancı kaldı ne sızı, varlığı yaşama sebebim olmuşçasına tutundum ellerine, gözlerimiz birleştiğinde titremesine engel olamadığım nefesimi bıraktım

" Seni seviyorum, hep seveceğim, ne olursa olsun"

Tek tek düğmelerimi açmaya başladı her bir düğmede derinden gelen sesini hayranlıkla dinledim

" Seni ömrüm boyunca hep daha fazla artan bir aşkla seveceğim"

Gömlek üzerimden alınırken havada kalan ellerimi nereye koyacağımı bilemedim bir an, bocaladığımı gördüğünde dudaklarının kıvrılmasına bakakaldım

" Korhan bir erkeğe gülümsemek bu kadar yakışmamalı"

Gömleğimi camın önündeki sedire düzgünce bıraktıktan sonra bütün heybetini sergilercesine yavaş hareket ederek yanıma geldi.

" Gülümsemek bana yakışabilir ama yanımda sen olmazsan bir anlamı kalmaz, senin için olmadıktan sonra gülümsemenin de bir anlamı olmaz"

Kalbimi şahlandıran sözlerine benden önce duygularım cevap verdi. Ellerim kendiliğinden uzanıp yanaklarını buldu. Kendime daha da yaklaştırıp yanıma uzanmasını sağladıktan sonra dudaklarının her bir zerresini öptüm. Tadına hiç doyamazdım ama nefes almak için çekildiğimde bana sarılması karnımın içinde depremler yaşamama neden oldu. Elleri arkama uzandı ve ters dönmemi sağladı. Yatakta yüzükoyun yatarken dudakları sırtımda gezinmeye başlamıştı. Rüya gibi öpüşleri yüzümde onun görmediği tebessümü büyütmüştü. Öptüğü her yere nazikçe masaj yaparken soğuk bir şeyin de sürüldüğünü hissettiğimde irkilmeden edemedim. Önce öperek dudaklarının değdiği yeri yakarken sonrasında sürdüğü krem buz etkisi yapıyordu. Sutyenimin arkasını açarak kremi tamamen yaydığında omuriliğimin üzerinde gezinen parmakları gerçekten tahrik olmama yol açmıştı. Utançtan yüzümü yastığa iyice gömerek kendimi gizlemeyi düşünürken elleri pantolonumun düğmesini açmaya çalışırken kasıldım elimde olmadan. Dudakları kulağımın üzerinde sakince fısıldadı

" İzin ver, izin ver de sana iyi gelecek kremi süreyim"

Başımı hayır anlamında salladım belli belirsiz ama o cevabımı beğenmemiş olacak ki tekrar sokuldu bana bu sefer boynuma nefesini bırakarak konuştu

" Fulyam izin ver bana"

Çaresizce fısıltısını dinlerken çıplak göğsü benimde çıplak olan sırtıma değdiğinde derince bir iç çektim, o an elleri tek bir hamleyle düğmemi açmıştı. Yavaşça üzerimden kayan pantolonu hissederken elimi uzatıp ta tutamadım. Pantolonu da sedire gömleğimin yanına koyarken başımı kaldırıp ona bakmıştım. Bana doğru döndüğümde gözlerinde gördüğüm ifade nefesimi tutmaya yetmişti. Baştan sona aşktı o, baştan sona onundum, aşkım da ruhum da onundu. Yanıma geri uzanmadı. Tam tersine ayakucumda durup ayak tabanımda dudaklarını hissettiğimde şok oldum. Yapma diyecek oldum, elleri baldırıma çıktığında ağzıma doluşan harflerin curcunasından bir tanesini bulup çıkaramadım dudaklarımın arasından. Dudaklarının değdiği her yere soğuk kremi sürdü ve masaj ve okşama arası hareketlerle aklımı başımdan aldı. Yatağın yanına yere dizleri üzerine çöktü tek elinin parmakları sırtımda tüy hafifliğinde hareketler yaparken sert sesi direk gözlerine bakmama neden oldu

" Bir şey söyle Fulyam"

Gülümseyecektim ama dudaklarım yaşadıklarımın heyecanından titriyordu. Ellerimle dağılan saçlarımı diğer tarafa atarken uzanıp omuzundan tuttum ve yakınıma sokulmasını sağladım, öpecek kadar yaklaşıp gözlerine baktım

ŞANS Where stories live. Discover now