Bölüm 8

68.8K 2.9K 74
                                    


Gözlerimi açtığımda ezan okunuyordu. Yattığım yerden her zaman duyamadığım bu ilahi sesi dinledim. Bir daha uyuyamayacağımı bildiğim için kalkıp üzerimi değiştirdim ve kapının önüne çıktım. Masanın yanındaki sandalyeyi çekerek oturarak yeni doğacak olan güneşin gökyüzüne yayılan ilk ışık huzmelerini izlemeye başladım. Hava biraz serindi ama ben üşümenin kıyısında bile değildim. Çok geçmeden evin kapısı açıldı ve Betül teyze iki bardak çay taşıdığı tepsisiyle yanıma geldi. Çayın birini bana ikram ederken

" Benim yüzümden uyanmadınız değil mi?" dedim ama o gülümseyerek bana baktı

" Yok kızım ben hep bu saatlerde uyanırım zaten ama evin kapısının açıldığını duyunca senin olduğunu tahmin ettim. Bizimkilerin kalkmasına daha var çünkü sen neden bu kadar erken kalktın?"

" Uyku tutmadı" dedim sabah sisinin sardığı dumanlı dağları seyrederken. Gökyüzü hafiften açılmış muhteşem bir turunculuk ve diğer yandan da erguvan rengi hâkim olmuştu şimdi dağların ardında. Böyle eşsiz bir görsel şöleni sindirircesine bakarken çayını eline alıp beni seyreden Betül teyze ye çevirdim bakışlarımı

" Betül teyze aslında babama bir jest yapmak, babaannemin evini restore edip yapabildiğim kadarını yenilemek istiyordum ama daha gidip atalarımın evine bakmadım bile. Gerçi şu an zamanı değil ama kim bilir bir daha gelmek nasip olur mu?"

Elindeki çayı dikkatlice masanın üzerine bıraktı ve bana gerçekten içimi görmek istermişçesine baktı.

" Neden zamanı olmasın daha vakit var zaten düğüne, neden bu günden başlamıyorsun. Gerekli olan her şeyi Tarık amcan da sana yardım eder ve bugün temin edersiniz. Ayrıca o ev dışarıdan bakımsız durabilir ama içinin hiç te öyle olduğunu sanmıyorum. Zamanında köyün en gösterişli evlerinden biriydi"

Kararlı bakışlarının altında ayrı bir şey var gibiydi ama anlamıyordum ne olduğunu

" O evi yaptırman seni buraya daha da bağlar. Ben senin yanında olup gereken desteği veririm ve bu gün çok önemli olanları halledebiliriz bile... Senin yurdun burası ..."

Son söylediklerini masanın sert ahşap yüzeyine bakarak söylemişti ama sesi o kadar pürüzlü çıkmıştı ki hangisi daha sert diye düşündüm masa mı yoksa ses tonunda ki kararlılık mı?

Neler yapabileceğimizi konuşurken içeriden Tarık amca da gelince Betül teyze ona fikrimizden bahsetti ve Tarık amca benim böyle vefalı düşünmemden dolayı yanıma gelip beni alnımdan öptü. O kadar hoşuma gitmişti ki tıpkı babam gibi yaklaşmıştı bana, gülümseyerek minnet dolu bakışlarla baktım gözlerine ve içeriden çıkan Korhan yüzündeki ifadeleri gizlemiş bir şeklide geldi yanımıza. Yine perdelemişti duygularını, ne düşündüğünü anlayamıyordum ama bakışları ben ve babasının arasında gidip geliyordu. Korhan anne ve babasının anlattıklarını sessizce dinledikten sonra bana dönüp

" Bir daha buraya gelmek gibi bir düşüncen yoksa yaptırma" dedi. Bu da neydi şimdi böyle, daha beni öpmesinin üzerinden kaç saat geçmişti ki... İçimde bir yerler kanadı sanki ama bu beni daha da yüreklendirdi

" Buraya her zaman geleceğim ve geldiğimde dedemin evinde kalmak istiyorum. Ayrıca gelmesem bile yine de harap olmasını istemem"

Tek kaşını kaldırmış dikkatlice bana bakıyordu. Anne ve babası susmuş konuştuklarımızı tartıyorlardı sanki. Tarık amca bir süre bekledikten sonra lafa girdi

" Ustaları arıyorum şimdi buralarda herkes erken kalkar. Onlar gelene kadar biz de gidip bakalım mı?"

Yerimden hemen kalktım "Çantamı alıp geliyorum" dedim ve hızlıca içeriye geçtim. Elif'i uyandırmamaya dikkat ederek çantamı aldım ve çıktım. Tarık amca ve Korhan bahçe kapısının yanında duruyorlardı. Betül teyze yanıma gelerek

ŞANS Where stories live. Discover now