Bölüm 43

43.5K 2.7K 284
                                    



Ömer'in bakışları boğazımın kurumasına neden olmuştu, çabuk bir şekilde annemin yanına geçtim ve onun göğsüne sokuldum. Babam yanımızda bir eli omzumu kavramıştı, ortamın gerginliğinden dolayı annemin güvenli limanından çıkmak istemiyordum. Gözlerimi kapattım birkaç saniyeliğine ama Ömer'in hala bana baktığını hissediyordum. Üzerime ağırlık yapıyor gibiydi varlığı... 

Elif koşar adım elinde sürahi ve bardakla Betül teyzeye doğru gitti ve ona iki bardak dolusu su verdi. Filiz yenge olaya el atmış ortamı sakinleştirmeye çalışıyordu. Tuhaf bir hareketlilik daha vardı dikkatimi çeken. Aydın'ın arkası dönüktü bana ama omuzlarının duruşundan çok gergin olduğu belliydi. Korhan yanında amcası ve Suat ile birlikte salona tekrardan girdiğinde ne zaman çıktığını fark etmediğimi anladım. Babamda yanımdan kalkarak onların yanına doğru gitti. Ömer yanlarına geçerken bile bana bakıyordu aslında bir şey söyleyecek gibi duruyor ama bir şey de söylemiyordu. Herkes oturmuş Korhan ayakta duruyordu. Gözlerimiz kesiştiğinde bütün bu olaylara rağmen ona gülümsedim ve bakışlarının muhteşemliğiyle ödüllendirildim. Filiz yengem saçlarımı okşarken annem ellerimi sarmıştı. Betül teyze yanımıza geldi ve Filiz yengenin yerini aldı.

" Fulya geldin ya kızım dünyaları bana verdin. Korhan'ım gelmezsen zorla getireceğini söyleyince aklım gitti. Senin üzülmeni istemiyorum kızım. Oğlum da çok yaralı ama sen artık benim göz bebeğimsin, Elif'imin kardeşi benim de öz kızımsın, evimin nazar boncuğu sizsiniz. Artık bir aradayız ya kimse bizi ayıramayacak, kimse bize nazar değdiremeyecek. Fulya kızımı affet diyemem sana ben bile onu affedemem. Korhan'ımın neler çektiğini bilirken onu affedemem. Tuğba abilerinin onun için seçtiği kaderi yaşayacak siz de bana onun yokluğunu hissettirmeyeceksiniz"

Ellerimi annemden kurtarıp Betül teyzenin boynuna sardım. Ağlamaktan ıslanan yanaklarından öptüm. Kurumuş boğazımdan konuşamıyordum ama ona sarılmamdan bundan sonra onu hiç bırakmayacağımı anlayacağını biliyordum. Ben sarılırken Elif te gelip ikimize birden sarıldı. Gözlerim hüzün dolu bakışlarla bizi karşıdan izleyen Tuğba'ya takıldı. Ellerini kucağında kavuşturmuştu. Başını önüne eğdi ve göz temasımız kesildi. Erkeklerin sesi yükselmeye başlayınca biz de dikkat kesildik ve babam konuşmaya başladı.

" Tarık buradan gittikten sonra hem kızımla ilgileniyor hem de durumumun verdiği çaresizlikten kurtulmak için araştırmamı yapıyordum. En son Polonya da bir firma ile imzaladığın anlaşmanın örneklerini Feridun bana yolladığında canımı sıkan bir şeyler vardı ama ilk olarak çözemedim. Sonra kendi avukatımı alarak kalktım Polonya' ya gittim. Öyle bir şirket yoktu"

Tarık amca kardeşinin gözlerine bakarak şaşkınca sordu

" Nasıl olur böyle bir şey? Bana o şirketi kardeşim buldu, çok karlı bir iş olacağına beni ikna etti"

Babam sakince konuşmaya devam etti

" Dediğim gibi yerine gidip te hayali bir şirket olduğunu görmeseydim ben de anlaşma metnindeki bilgilerle inandırıcı bulabilirdim. Ben senin kardeşine güvenerek bu işe kalkıştığını biliyorum ama Feridun'a da dediğim gibi kardeşin sana kazık atmaya kalktı. Eğer Feridun ve ben iş birliği yapmasaydık büyük bir zarara uğrayıp koskoca holdingi iflasın eşiğine getirebilirdin. Sana ve oğluna verdiğim sözü tutup elimden geleni yaptım ben Tarık"

Ömer bütün hırçınlığıyla öne atılarak sesini yükseltip bağırmaya başladı

" Tüm bunlar saçmalık babam kaçın kurası, yok öyle bir şey"

ŞANS Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin