Bölüm 31

39K 2.5K 159
                                    



" EVET"

Hayatımın anlamı şu an yaralı bir halde yaşadığı şehre giderken ben burada kendi yalnızlığımın ilk saatinde yokluğuyla üşümeye başlamıştım. Ne kadar da hızlı girmişti hayatıma, ne kadar çabuk içime sinmişti böyle de daha yokluğunun ilk saati beni enkaza çevirmişti. Koluma dokunan kıza baktım sert bir şekilde ve hemen ayağa kalktım. Memur bizi karı koca ilan etmişti. Nikâh cüzdanını alan sözde karım ailesine doğru sallıyordu elindekini, doğru ya görünüşe göre o kazanmıştı. Kazanmış mıydı? Benim gözümde sadece bir insandı artık, hiçbir anlam taşımıyordu... Onu öpmemi beklediğini anladığımda sandalyemi sertçe geri çektim ve babasının önüne gittim. Adam şaşkınlıkla bana baktı, kaşları çatılırken sert bir sesle konuştu

" Karını nikâh masasında kutlamadan bıraktın farkında mısın?"

Aynı sertlikte cevap verdim

" Size sadece evlenme sözü verdim ve evlendim, benden bu kadar sakın ola ki bir daha bana ne yapmam gerektiğini söylemeyin işte o zaman gerçek Korhan'la tanışmış olursunuz ki bunu hiç tavsiye etmem"

Döndüm ve yanıma gelen Tuğba'ya baktım çatık kaşlarla

" Abi konuşabilir miyiz?"

" Sana ayırabileceğim bir dakikam bile yok Tuğba Hanım"

Olduğum yerde biraz daha dursam boğulacaktım, geriye doğru dönüp bahçe kapısına doğru giderken az evvel karım olan kadının annesi seslendi. Arkamı dönmeden durdum, yanıma geldiğinde gözleri dolu doluydu

" Oğlum, yaşadığın olayın ne kadar acı olduğunu biliyorum. İstemeden bu nikâhı kıydığını da ama olan oldu artık lütfen kızımı üzme, onu da al götür. Bugün evliliğinizin ilk günü"

Ayaklarımın altında kalan toprağı sertçe ezerek konuştum

" Her şeyi biliyorsanız bugün benim aslında öldüğüm gün olduğunu da biliyorsunuzdur. Ben yaşadığım müddetçe Fulya'yı seveceğim. O yaşasın diye evlendim. Sizin şartınız olmasaydı şu an onunla olup yaşam mücadelesinde ona destek veriyor olacaktım."

" Oğlum, o ölürse ne olacak peki hep böyle mi kalacaksın karına alışmaya çalışman en iyisi"

" Asıl siz buna alışın ben hiç bir zaman Burcu'ya gerçek bir eş olmayacağım"

Sinirlerim o kadar gerilmişti ki kapının oraya kadar nasıl gittim farkında değildim. Arabamın içine oturduğumda Burcu gelinliğine aldırmadan seken ayağıyla geldi ve kapımı açmaya çalıştı. O açamadan kilitledim ve sadece camı açtım

" Ne var Burcu?"

" Korhan ne olur gitme ya da birlikte gidelim biraz hava alalım"

Yüzüne bakma gereği duymadan konuştum

" Hala anlamıyorsun değil mi senin olduğun yerde nefes alamıyorum"

Ve uzaklaşarak gittim. Arabanın deposundaki yakıtı bitirene kadar dolaştım. En sonunda şirketin önüne gelerek yukarıya odama çıktım. Aydın'ın düğününden sonraya bıraktığım bütün işlerimi önüme yığdım ve sekreterime kimseyi bağlamaması ve içeriye kimseyi sokmamasını tembih ederek iki gün boyunca hiç çıkmadım. Odamın mutfağına çay demlemek için gittiğimde gözüme çarpan kahve paketine baktım da canım yandı. Geçmeyecekti ki onun acısı ben de buna alışmalıydım. Çaydan vazgeçerek kahve yaptım. Kahvemi elime alarak içeriye geçtim ve Aydın'ı aradım tekrardan, uzun upuzun iki gün geçmişti aradan ve ben onu göremeden sadece telefondan alıyordum haberini, Aydın telefonu meşgule attığında kaşlarımı çatarak baktım telefona ama daha o saniye görüntülü arama yaparak bana geri dönmüştü. Kalbimin hızlanan atışları eşliğinde açtım telefonu, ekranda güzel yüzlümün muhteşem yüzünü görünce hasretle baktım ona, hala uyuyordu. Aydın görüntüyü sonlandırıp konuşmaya başlayınca Fulya'nın artık hafifte olsa tepki vermeye başladığını öğrendim. Mutluluğum tarif edilemezdi. Sürekli kontrolleri yapılıyor ve iki gündür de fizik tedavi uzmanları tarafından özel masaj yapılıyormuş uzun süredir yattığı için kas kaybını önlemek istiyorlarmış ve ben bunları telefondan öğrenmiştim. Aydın annemin beni merak ettiğini, çok üzüldüğünü söyledi ama eve gidesim gelmiyordu. Elif aradığındaysa da Burcu'nun eşyalarını alarak benim evime yerleştiğini öğrendim. O an evimi aradım ve telefonu açan sözde karıma en nazik halimle konuştum

ŞANS Where stories live. Discover now