✓ BİRBİRİNE TOKUŞTURULAN KILIÇLARIN SESİ

7.6K 875 211
                                    

" 7.BÖLÜM "

"DOĞU MUHAFIZ KRALLIĞI"

"Bu bize giydirdiklerinizde sarayın amblemi var."diye çemkirdim.Kalın beyaz derinin üstüne işlenmiş,parlak altın halkanın içinde kırmızı gözleri olan bir ahtapot kafası yer alıyordu. Halkadan dışarı taşan siyah-gri kolları deri tuniğin dört bir yanına zarif kıvrımlarla uzanıyordu. Tuniğin altın saçaklı kollarında da aynı detay işlenmişti. Ve tüm zorlamalarıma rağmen parmaklarıma gümüş ışıltılar içine eklenmiş rengarenk taşlarla süslenmiş yüzükler takmışlardı. Şimdi parmağımı sıkan metalin daha sona parmağımdan çıkmayacağını biliyordum. Ağırlıkları yüzünden kolumu bile kaldıramıyordum. Ve tabii ki Anthony'nin ricası üzerine hiç itiraz etmeden siyah takma saçlar takılmıştı kafama. Anthony sarı rengin bana daha çok yakışacağını düşünmüştü. O rengi takmam konusunda bir süre ısrar etti ama dikkat çekici bir renk istediğimi belirtiğimde homurdanıp dursa da daha fazla direnmeye yeltenmedi.

Takma saçlarıma üzerine saatler yorsamda sırrını asla çözemeyeçeğim bir model ve abartıya kaçmayan tokalarla süslediler. Hazır olduğumda Anthony uzun uzun beni süzdü ve sonunda beni deli edecek bir yorum yaptı:"Bundan sonra böyle giyinmelisin. Kesinlikle giderini artırdı bu elbiseler." Arkamda duran tuvalet masasında ki tarağı alıp doğruca, var gücümle kafasına fırlatım. Havada süzülen tarak kafasına çarpacakken vücudunu hiç oynatırmadan sadece başını yana yatırarak darbemden kurtuldu. Ama zavallı İsabel'la için aynı şeyi söylemek ne yazık ki mümkün değildi. Tam Anthony arkasında bulunma şansızlığı yüzünden onun kafasına çarptı.

Eli başında, kocaman açtığı gözleriyle bana baktı. "Yüce Yaratıcı aşkına!"diye ciyakladı."Sen çıldırdın mı?!" Özenle şekillendirilen zarif saçlarından birkaç bukle,yerinden fırlamış ve kötü bir görüntü oluşturacak şekilde yanlardan sarkmıştı.
Havada salınımlar yapan buklelerinin yoldan çıkmaya ne kadar meraklı olduklarını düşündüm.

Mahçup bir şekilde ona baktım. "Gerçekten üzgünüm İsabel." Anthony kahkahalara kapıldı. Öfke dalgası tüm benliğime yayıldı. Boğazına yapışmak için ileriye hamle yaptım. Üç hizmetçi kadının saniyeler içinde ördüğü etten duvarın karşısında afaladım. Uzun boyuyla arkalarına saklanan Anthony eli cebinde bana sırttı.

Aşağlayıcı bir şekilde güldüm. "Korkak sıçan!" İltifat etmişim gibi daha çok neşelendi. Pislik!

"Sizi ayrı ayrı mütearim odasına götüreceğiz." Bana doğru bakarken alt tabakadan biriyle konuşuyormuş gibi üsten ve hakaret eder gibi dikleniyordu. Ses tonu bile aşağlayıcıydı. Arkasında duran Anthony'e döndü, başını saygıyla öne eğdi. "Efendim, orada saraya ayak bastığınızı kayıt altına almak için mührünüzü kağıda basacaklar. Bu sayede saraya ikinci girişinizde sizden ücret talep edecekler."Anthony kaşlarını çattı.

Homurdandı."Ücret mi?"Bir cevap beklemediğini herkes anlamıştı. Gergin tavırlar içerisinde küfür etmeye başladı. Taki etrafta sadece kadınlar olduğunu hatırlayınca;buna elbette ona takılmış kocam şaşkın gözlerimizinde faydası olmuştu. Gergin bir sırtımayla ensesini kaşıdı ve özür mahiyetinde birkaç şey geveledi.

"Çok zaman yok." Aynı kadın koluma girdi. Kemiklerinin ağırlığı altında büzülmemek için dişlerimi sıkmak zorunda kalmıştım."Önce biz gidelim. Sonra sizi alırız efendim."dedi Anthony'ye. Gözlerimi devirdim.

ATEŞ ORDUSU | DÜZENLENİYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin