✓ÇEHRESİNDE CEHENNEM SAKLI ÇİÇEKLER

4.2K 492 103
                                    

UYARI: Bu bölüm daha önce yayınlanmıştır ama sahnelerde oluşan yanlışlardan dolayı yayından kaldırılmıştır.

Düzenlenmiş ve eklenmiştir.

Sevgili değerli okurum, yorum yapmadan bölümü bitirme

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sevgili değerli okurum, yorum yapmadan bölümü bitirme.
Ha,bir de önce ⭐'ı parlatalım mı?

Keyifli okumalar...

Maral...

"Hey!"diye bağırdım. O yöne doğru koşmaya başlayan askerlerin bir önlem almaksızın hemen harekete geçmeleri beni sinirlendirmişti. "Durun!" Hepsi durup bana baktı. Sesin geldiği noktaya kulak kabartım ve askerlerde benimle birlikte hareket etti. Çığlık bir kez daha acıklı, kederli ve korku dolu kulaklarımıza çalındığında,"Koşun!"diye haykırdım. "Kılıçlarınıza sahip çıkın." Bu bir çeşit tek cümlelik koca bir kitap demekti. Gorha'da askerler bununla onlara söylenen şeyin ne kadar tehlikeli olduğunu anlıyorlardı. Ve alınacak tek önlem, ölmemek için savaşmaktı.

Belimdeki kılıca tutup çektim. Büyükşehir'de insanlar paniğe kapılmış birbirlerine çarpa çarpa sağa sola dağılıyordu. Aralarında kalınca küfür etmemek için kendimi zor tutum. Aslandan kaçan geyik sürüsü hibiydiler. Şuursuz bir grup insanın arasında kalmak kadar tehlikeli bir şey var mıydı? Büyük ihtimalle ama bunun da son derece korkunç olduğu da bir gerçekti. Biri o taraftan biri bu taraftan çarpıyor, sersemlememe sebep oluyordu.

Az kalsın kılıcım birinin karnını deşiyordu. "Yüce Yaratıcı aşkına!"Sağ dirseğimin üstüne düştüm. Biri ayağıma bastı."Lânet olsun! Kendinize gelin." İşin kötü tarafı yerde yatıyor olmak değildi. Bu azgın sürüye sesini duyurmaktı.

Bizi karşılayacak şeyin iç açıcı bir manzara olmasını elbette beklemiyorduk. Gülümsemek,ve hey dostum,bana bak burada renkli çiçekler açmış demek sanırım fazla hayal perest olmuştu. Sokağın başına henüz varmışken yayılan ağır yanık et kokusu göreceğim şeyler hakkında bana imdat yankısı yapıyordu. Kimin umurunda? Benim hayal dünyamda renkli çiçekler durumu tersine çevirmek için canla başla çabalıyordu.

"Yüce Yaratıcı sen merhamet et!" Dehşetle gerisin geri sendelerken takılıp koca bir balçığın içine devrildim. En son ne zaman yediğimi hatırlamadığım tüm yemek yumuşak bir bulamaç halinde dudaklarımın arasında döküldü. Koku ve görüntü öylesine tüyler ürperticiydiki bu gecenin değil soğuğu, uzun yıllar güneşin uğramadığı arazilerden gelen rüzgar bile bu dehşeti damarlarınıza kadar sızdıramazdı. "Bunu onlardan biri yapmadı." Başımı çevirip etrafı yokladım. "Bunu hangi lânet pislik yaptı ha?"diye haykırdım. Avuçlarımı yere dayayıp ayağa kalktığımda dünya etrafımda birkaç tur döndü.

ATEŞ ORDUSU | DÜZENLENİYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin