7. Bölüm ''Bir Yürek Yarası''

771 73 52
                                    

Adımlarım odamın kapısının önünde son bulduğunda arkamdan gelen sesli adımları duymamazlıktan geldim. İçeri girerken tişörtümü başımdan çıkarmış atletimle kalakalmıştım. Ellerimden aşağı kayıp yere düşen tişörte baktım ve arkamdan kapıyı sertçe kapattım.

Dışarıdaki soğuktan kurtulmuş sıcak evimdeydim ama içim hala buz gibiydi.

Yürürken eşofmanı da kalçamdan aşağı doğru sıyırıp onu da yerle buluşturdum. Dolabımın önüne geldiğimde aynadan kaçırdım gözlerimi. Ne kendime bakacak ne de yüzleşecek güzüm vardı.

Dolaba doğru eğilmiş bir gömlek seçerken kapının açıldığını duydum. ''Soner'' diyip kapıyı kapatan Mehmet'i yok saydım. Ona nasıl anlatabilirdim her şeyi? Ben bile ne olduğunu anlamazken ne diyebilirdim?

''Soner madem evliliğe zorlanıyordun neden sevdiğin kızın ismini vermedin?'' hışırtı seslerini duyarken gömleğin düğmelerini ilikliyordum.

''Kardeşim dediğim adamın kardeşiyle zorla mı evlenecektim?'' dedim ona doğru dönerken. Kabanını çıkarmış ve takım elbisesinin ceketini de yatağıma koyuyordu o sırada. ''Off'' diyerek yatağa ceketi koyduğu yerin yanına oturdu. ''Baran yüzünden mi, yoksa Elif'in istememesi yüzünden mi şimdi?''

Hiçbiri.

''Her ikisi de.'' raflardan katlanmış duran siyah pantolonlardan birini alıp giymeye başladım. Boxerla önünde durmam sorun değildi çünkü biz 7 yaşımızdan beri birlikte büyümüş kardeşlerdik. Her anım onlarlaydı. Mehmet ve Baran.

Kardeşlerim olmasaydı belki de bu yaşıma gelene kadar kafama sıkmış bile olabilirdim. Annemin bağırışları, mutsuz bakan gözleri, babamın bana olan karşı tavrına dayanmışsan hep yanımda dikilen adamlar yüzündendi. Ama şimdi yanımda kimseyi göremiyordum.

Yıllar sonra tek başımaydım. Baran'la küstüğümüzde bile Mehmet bana her zaman destek olmuştu. O zamanlar belki de Baran çok yalnızdı ve ben şu an onun ne hissettiğini az çok anlayabiliyordum.

Hatta duvarların nasıl üstüne üstüne geldiğini çok iyi anlıyordum.

Hırıltılı nefeslerim yetmiyordu bana anasını satayım.

Mehmet üzgün bir ifadeyle bana bakarken fermuarımı çekip düğmemi ilikledim. ''Baranlara haber verdin mi?'' Kaşlarını çatmasıyla ''Evlenmen hakkında nasıl hemen bir şey diyebilirim ki? Daha öğreneli on dakika oluyor it herif. Dedikoducu karılar gibi miyim ben? '' dedi sinirle.

Hissettiğim duygulara rağmen gülerek elimle yüzümü ovaladım. ''Oğlum senden bahsediyorum. Hani evleniyorsun?'' Mehmet sanki transtan çıkmış gibi ''Haaa.''dediğinde sırıttım.

''Lan akıl mı bıraktın amına koyayım... '' derin bir nefes bıraktı. ''Bir geliyorum evleniyorsun...'' Yüzümdeki sırıtış soldu. Beyaz gömleğinin kollarındaki düğmeleri açıp kolunu kıvırırken komodinin üstündeki parfüme doğru ilerledim.

''Akşama doğru haber veririz onlara o zaman.'' dedim kendime parfüm sıkarken. Mehmet'e döndüğümde sıkıntıyla alnını ovduğunu gördüm. ''Bugün adamlarla konuşup dosya işini halletmemiz lazım. 3 güne işler başlayacak.'' yutkundum. Kız isteme gününde ben bu işleri halletmezsem cenazem de bu evden çıkacaktı.

Mehmet ne düşündüğümü anlamış gibi yüzünü buruşturdu. ''En mutlu günüme de böyle sıçtın tebrik ederim seni.'' güldüm. ''Mezuniyette de karakolluk olmuştun zaten.''  Gülmemi durduramayıp kahkaha atmaya başladığımda ''Gül anasını satayım zaten  hep Mehmet arka toplasın. Ne güzel eskiden Baran sana bir çakıyordu sus pus oluyordun.'' Gülüşüm soldu.

HIRÇIN DALGALAR  (GAY)حيث تعيش القصص. اكتشف الآن